Best Van: Irak yolcu taşımasında uçakla eşitlik istiyoruz

banner113

Best Van Turizm Yönetim Kurulu Üyesi İrem Bayram: “Vize konulmasının ardından uçaklarla gelen yolcuya yönelik bazı kurumlara imtiyaz sağlanırken bu noktada otobüsçüye haksızlık yapıldı. TÜRSAB ve bazı kuruluşlar belirli koşullarla C-1 denilen vizenin alınmasına aracılık ederken, otobüsçülere bu imtiyaz tanınmadı.”

banner114
ULUSLARARASI 07.11.2016, 09:46 08.11.2016, 12:28 Taşıma Dünyası
Best Van: Irak yolcu taşımasında uçakla eşitlik istiyoruz
RÖPORTAJ: ERKAN YILMAZ

Best Van Turizm 15’i yurtdışına olmak üzere toplam 120 otobüsle hizmet veriyor. Geçen hafta Irak’a vize kaldırılmasıyla ilgili çıkan haberlerin kendisini heyecanlandırmadığını belirten İrem Bayram, “Bir düzenlemenin yapılacağını ve bunun da umumi değil, hususi pasaportlara yönelik olacağını biliyordum. O gün çıkan haberlere heyecan duymadım. Sadece yoğun bir telefon trafiğim oldu. Acentelerimiz ve yolcularımız ‘vize kalktı’ diye aradılar. Ama ben onlara telefonla da olsa kalkmadığını anlatmaya çalıştım. Arayanları inandırmam çok zor oldu” dedi.

Böyle bir ortamda zor… 
Yaşanan bu gerilimli ortamda vizenin kaldırılmasına yönelik çok büyük umut taşımadığını da vurgulayan İrem Bayram, “Musul’a yönelik operasyonlar konuşulurken vizenin kaldırılacağını beklemiyorum. Ama tabiî ki son bir yıldır bu uygulamaların getirdiği ticari kaygılarımız var. Bu kaygılar nedeniyle vizenin kaldırılmasını beklemek bizim hakkımız, ancak siyasi gerçekler var ortada. Bizim umudumuz bu operasyonun bir an önce bitmesi ve Musul’un DEAŞ’ın elinden kurtulması. Bölgede, tekrar vizesiz bir ortamda çalışmaya başlamak istiyoruz” dedi.

Uçaklara farklı, otobüsçüye farklı uygulama 
Vize kaldırılmasa bile e-vize getirilsin taleplerine yönelik değerlendirmede de bulunan Bayram, “E-vize ile vizenin olmaması arasında çok önemli bir fark yok. E-vize döneminde gelenler 90 gün kalıp tekrar çıkış yapmak zorunda kalıyorlardı. Ancak burada uçaklara tanınan imtiyazdan bahsetmek gerekiyor. TÜRSAB ve bazı kurumlara C-1 adıyla verilen vizenin alınmasında aracılık etme imkanı getirildi. Uçak bileti ve geri döneceğine yönelik 2 bin dolar teminat isteniyor. Bu bize neden sağlanmadı bunu sorgulamak ve cevabını almak istiyoruz. Bu adaletsiz bir uygulama. Biz de bu hakkı istiyoruz. 2 bin dolarlık teminatı bizim yolcumuz da yatırır.  Taşınan yolcu arasında bir fark yok. Karayolundaki kontroller havayolundan çok daha sıkı. Birçok noktada tekrar tekrar kontrol ediliyorsunuz. Biz yolcumuzu, bu haksızlık nedeniyle havalimanında görünce üzülüyoruz. Çünkü bu kadar emek harcıyor çaba gösteriyoruz” dedi. 

Yüzde 70 düşüş 
Bayram, bir yıl öncesine göre işlerin yüzde 70 düştüğünü belirtti: “Şu an karşılıklı 6 seferimiz var. Kerkük, Zaho, Erbil ve Süleymaniye’ye İstanbul, Ankara, Mersin, Gaziantep, Adana, Van ve Diyarbakır’dan seferler düzenliyoruz. Daha önce İstanbul’dan 4 sefer yaparken şimdi 1 sefer yapabiliyoruz. Geçen yaz günde 200 kişi taşırken şimdi bu günde 40 kişiye kadar geriledi.” 

Gümrükteki sıkıntılar 
Sefer iptalleri ile ilgili sıkıntı yaşamadıklarını, ancak hat kodu olarak verilen uygulama nedeniyle sorunlar oluştuğunu belirten Bayram, “Bir aracımız yol durumu ve gümrükteki işlemler nedeniyle gece 23.30 değil de, 00.30’da giriş yaptıysa ‘hat kodu’ eksik duruma düşüyor. Öyle olunca da otobüsü bekletiyorlar. Bunu da yolcuya anlatmak çok zor oluyor. Yolcu, ‘niye böyle oluyor’ diye yakınıyor. Burada Bakanlığa bir öneri sunduk. Yıllık 365 sefer mi bildirdim, yıl sonunda baksınlar veya ‘yüzde 5 altına ve üstüne çıkabilirsin’ desinler. Biz de gelen cezaya itiraz etmeyelim. Gümrükte yaşanan sorunlardan biri de ulaştırma personelinin olmaması. Mevzuat değişiklerini biz anlatmaya çalışıyoruz. Yüzde 25 doluluk şartının kaldırıldığını Habur Gümrüğü’ne ben öğrettim. Oysa Bakanlıktan bir personel olsa biz onlardan birçok şey öğreniriz” dedi.  

Güvenlik sorunu yok 
Taşımalar sürecinde hiçbir güvenlik sorunu yaşamadıklarını Irak tarafının da çok güvenli olduğunu belirten Bayram, “Can güvenliği yok deniliyor ya bazen, biz inanın hiçbir sorun yaşamadık bugüne kadar. Denetimler ve kontroller çok sıkı” dedi. 

Zarar çok büyük 
Vize ile zararın ölçülemez boyutta olduğunu belirten İrem Bayram, “Gelen her yolcu birer otobüs bileti değil. Sağlık turizmine harcanan paralar, oteller, restoranlar, alışverişler. Buradan tıklım tıklım bavullarla dönen yolcularımız oluyordu. İhracat verilerinde sayılmayan bir noktaydı bu” dedi.

Otobüs tercihi 
Mesafenin çok uzun olmasına rağmen otobüsün tercih edilmesini de uçakların çok pahalı olması, daha az yük götürülebilmesi ve otobüsle yolculuğun ikinci bir sınıf seyahat şekli gibi algılanmaması olarak açıklayan Bayram, “Bizde uçak yolculuğuyla, sanki elit sınıfına giriyorsun anlayışı var, otobüsle yolculuk ikinci sınıf gibi. Allah kurtarsın gibi. Ama Iraklı yolcularda böyle bir algı yok. Bu da bir ulaşım çeşidi onlar için” dedi. 

En büyük sorun kar marjı
Sektörün en büyük sorununun kar marjlarının olmaması olduğunu belirten İrem Bayram, “Bizi ayakta tutan yolcu sadakati. Yolcumuz var. En kötü dönemde bile var, ama uzun vadede sektörümüzün asıl üzerinde durması gereken nokta kar marjları. Kimse yolcu yok demesin. Yolcu var, ama kar marjı çok çok düşük. Bilet fiyatlarını uçaklar baskı altında tutuyor. Yoksa biz yolcu memnuniyetini üst düzeyde tutabilmek için ona göre personel seçiyoruz. Personeli bu yönde motive ediyoruz. Bir aile olma bilincindeyiz.  Bu sektörde amatörlüğü sağlayamazsınız, ilerleyemezsiniz. Her şey kurumsallık değil ki. Bizim de sıkıntılarımız oluyor. Yazın rahatız. Kışın başka alanlardan burayı destekliyoruz. Ama şu bir gerçek; bu sektöre yatırım yapmakta riskler giderek artıyor. Buna rağmen bu iş devam edecek. İnancımız tam” dedi. ■


KISA... KISA... KISA...



Siyah inci Mercedes’e göre seyahat planı 
Yurtdışına çalışan otobüslerin tamamının 2+1 olduğunu ve Mercedes’ten aldıkları özel otobüsle hizmet verdiklerini belirten Bayram, “İlk başta siyah inci dediğimiz otobüsü aldık. Sonra altın yıldız ve gümüş ay ile devam ettik. Siyah inci o kadar beğenildi ki seyahatini bu aracın seferine göre planlayanlar var.  

Babam önümüzü açtı 
Benim bu işi sevmenin en büyük nedeni babamdır. Bize sorumluluk yükledi ve önümüzü açtı, hata yap sak da destekledi, ‘hata yapın ki öğrenin’ dedi. Bizim şansımız buradan geldi. Gerçekten şirket sahiplerinin gençlere güvenmesi gerekiyor. Herkesin umutla bakması çok önemli. Umutsuzluk bir şey yapmamayı getiriyor, bir şey yapmamak da sorunları daha da ağırlaştırıyor. Bu sektör bitmeyecek. Biz otobüs şirketleri olarak bir organizasyonun ve istihdam oranlarımız çok büyük. Ülke açısından elde tutulması ve desteklenmesi gereken sektör olduğumuza inanıyorum.

Ağaca bakarken ormanı kaçırmak 
TOFED Yönetim Kurulu’nda da yer alan İrem Bayram, sektörde yaşanan sorunların çözümünün bu işten zarar gören gerçek firma sahiplerinin yer aldığı bir oluşumun mümkün olacağını söylüyor: “Bu işten zarar gören kişinin 5’inci kuşak müdürünün katılımı ile sorunları çözmek mümkün değil. Onlar zaman geçirmeye ve patron gözünde reyting almaya çalışıyorlar. Sorunlar patronların bulunduğu, yer aldığı bir oluşumla çözümlenebilir. Yoksa bu yapılanmalar asla bir işe yaramayacak.  Firma sahipleri her işin en küçüğü ile ilgilenirken biz aslında sektör olarak büyük bir resmi kaçırıyoruz. 

Ortak serviste en güzel örnek 
“Ortak acente ve ortak servis düşünceleri büyük firmalar için iyi bir fikir gibi görünüyor, ama küçük firmalar için cazip değil. Bir tek ortak servis eğer Ankara’daki gibi olacaksa, evet, çok güzel olur. Ankara’daki uygulama çok başarılı bir örnek.”

Yorumlar (1)
Şehmus 1 yıl önce
Bence İrem hanım sizin firman çalışanlarının önce mesleğinize ve yolcularınıza saygısı olsun
Bagajda unutulan eşyaların çöpe atmalarını tarihte hangi firmada görülmüştür kokacak bozulacak madde.de değil bunun bir izahı yok otobüsçülük yolcu taşımacılık böylemidir İrem hanım
banner117
15
açık
banner159