28.04.2015, 10:58

Motivasyon

Günümüzde pek çok yerde ve insandan duyduğumuz “motivasyon”, bireyin hareketlerinin arkasında bulunan psikoloji dilinde “güdü” adı verilen güçtür. Davranışa enerji sağlayan organizmanın içindeki ve çevredeki güçleri olarak tanımlanır. Bireyi belli bir amaç doğrultusunda zorlamadan şevklendirme, yani “gaz verme” olarak da düşünülebilir.

Ülkemizde pek çok işveren, sadece para ve yasal haklar ile çalışanlarının memnun olacağını ve şirkete bağlı kalacağını sanıyor. Hatta insan çalıştırıp, para ödemenin ona iyilik yapmak olduğunu düşünenler bile vardır. Çoğu patron çalışanlarının ücretlerini tam zamanında ödediği, sigortalarını yatırdığı için övünür. 

İşveren ile çalışan arasındaki ilişki bir alışveriştir. Çalışan, zaman, bilgi, deneyim ve emeği karşılığı maddi ve yasal haklar kazanır. Çalışanla işveren arasındaki alışverişi, iyilik yapmak gibi bir mantığın içine oturtmak,  sağlıksız ilişkiler doğurur, iş huzurunu bozar.

Ülkemizde çalışan memnuniyetine eğilen şirketler, hatırı sayılır paralar harcayarak, çalışma ortamı ve araç gereç, kafeterya, yemekhane, yemek kalitesi, servis gibi konularda iyileştirmeler yapar. Çalışma saat ve ücretlerindeki birikmiş sorunları çözerler. Bu alanlarda iyileştirmeler yapan şirketler sadece çalışanlarının memnuniyetsizliklerini gidermiş olur. Bilinmelidir ki çalışanların memnuniyetsizliklerini gidermek, onları gerçek anlamda memnun etmez.
Çünkü memnuniyetsizliğin tersi memnuniyet değildir. 

Çalışanların gerçek memnuniyetsizlikleri, gereksiz şirket kuralları,  aşırı denetim, çalışma arkadaşları ve yöneticilerle ilişkilerdeki aksaklıklar, uygun olmayan çalışma koşulları, düşük ücret, çalışanın hak ettiği unvanı elde edememesi, çalışanın iş güvencesi bakımından kendini tedirgin hissetmesi gibi konulardır. 

Çalışanları gerçek anlamda motive eden ise, yaptıkları işte anlam bulmalarıdır. İnsan, sadece para için çalışmaz, yaptıkları işin topluma yararlı olmasını ve kendi hayatlarına katkıda bulunmasını isterler. Yalnızca emir ve talimatları yerine getirerek çalışmaktan kimse motive olmaz. İlerlemek ve başardıkları ölçüde, daha fazla sorumluluk almak, katkıda bulunmak bunun için de etki alanlarının artacağı, başkalarını yönetecekleri konuma yükselmek, başarma duygusunu yaşamak, çalıştıkları işyerinin başarısında katkılarının olduğunu bilmek, başarıya ortak olmak gibi duyguları yaşamak isterler. 

İşverenlerin, çalışanların kendilerini  başarıda pay sahibi olduklarını hissedecekleri çalışma ortamları kurmaları; herkesin bilgiye ulaştığı, kararlara çok sayıda insanın katıldığı, birlikte nefes alıp veren bir şirket ortamı yaratmaları gerekir. 

Hepimiz için sadece çalışma hayatında değil,  hayatın her alanında, insanlar iyi bir iş yaptıklarında, parasal ödülün yanı sıra, takdir görmek isterler. Takdir edilmek hepimiz için, hava kadar, su kadar vazgeçilmezdir. İnsanlar öğrenmek, büyümek, olgunlaşmak isterler. Sadece yaptıkları işi daha iyi yapmak için eğitilmekten ziyade her çalışan, çalıştığı işin kendisine kalıcı bir katkı yapmasını ister. Böylece kendilerini geliştirerek daha olgun bir insana dönüşmek isterler.

Çalışanların gönülden bağlı olarak çalıştıkları şirketlerde, müşteri sadakati de  verimlilik de kârlılık da artar. Çalışanlarını motive etmeyi başaran bir şirket, bütün alanlarda başarının kapılarını açan ve ilk bakışta fark edilecek kadar huzurludur. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159