23.02.2015, 16:42

ÖZGECAN

Bir haftayı aşkın süredir Türkiye’nin gündeminin ilk sırasında Özgecan var. Pırıl pırıl bir geç kızımız ne yazık ki kendini bilmez kişilerce hunharca katledildi. Bu üzücü olay, Büyük Millet Meclisi’nden tutun da sıradan vatandaşa kadar hepimizi zamandır buluşamadığımız ortak paydada buluşturdu.

Millet olmanın en önemli özelliği, tasada ve sevinçte ortak hareket edilebilmesidir. Uzun zamandır tek yürek tek ses olma özelliğimiz neredeyse kaybolmaya başlamışken, kızımızın başına gelen bu elim hadise bizi bir parça da olsa kendimize getirdi. Toplumun aklı selim tüm fertleri empati yaparak bu hadiseyi kendilerinin başına gelmiş gibi değerlendirdiler ve o acı hepimizin ortak acısı oldu.

Katil zanlısının birinci derecede yakınları olan anne ve amcası da bunu asla tasvip etmediklerini en açık ve samimi bir dille izah ettiler. Hatta sağduyu sahibi amca taşıdığı soyadından dahi utandığını belirterek bizlerle aynı frekansta olduğunu gösterdi.

Buna karşılık,  kızımızın babası olağanüstü bir karakter sergileyerek toplumu infiale sevk edecek sözlerden uzak ifadelerle bunu yapan kişilere zulmedilmemesini istedi. Her iki tarafın da adice ve zalimce işlenmiş bu cinayet hakkındaki görüş ve ifadeleri hepimize ders olacak niteliktedir.

Bizi ilgilendiren bir başka özellik de bu vahşi hadiseyi gerçekleştiren insanların ulaşım sektöründen olmalarıdır. Her neresinden bakarsanız bakın, bu olayı belli bir kisveye sokmak hiç kimsenin haddine olmamalıdır. Konu pek çok açılardan değerlendirilirken, ister istemez olayın gerçekleştiği mekân olan minibüs ve katil zanlısının mesleği de çokça konuşulmaya başlandı.

Ailesinin bile arkasında durmadığı bu zalimi, bir meslek grubuna veya sektöre mal etme çalışmaları asla kabul edilemez. Sektörde hangi seviyede olursa olsun binlerce kişi sadece namuslarıyla ve alın terleriyle evlerine ekmek götürmenin kaygısındadır. 

Canınızı, malınızı hem de namusumuzu teslim ettiğimiz yegâne meslek kuruluşları içersindedir şoförlük. İster şehirlerarası, isterse şehiriçi veya turizmde çalışan kim olursa olsun, meslek erbaplarının bu niteliklerinin farkında olmalı ve daha da yükseltilmesi konusunda elbirliğiyle çalışmalıyız. Meslek odalarının ve taşımacılık şirketlerinin bu konudaki hassasiyetlerini ve gayretlerini biliyoruz. Geçmişe göre mukayese edildiğinde kat edilen mesafe gerçekten takdire şayandır. 

Buna karşılık sektörün çok dağınık ve bireyselliğin de yaygın olması yüzünden kontrolün tam olarak sağlanması mümkün olamamaktadır. Devletin bu konudaki yaptırımları ve belge düzeninin sağlanmış olması da sektörün hem gelişimi hem de kontrolü açısında çok önemli merhaleler kat edilmesini sağlamıştır.

Her meslek grubunda olabileceği gibi bu meslekte de zaman zaman tasvip edemeyeceğimiz bazı münferit hadiseleri yaşamaktayız. Hoş görmesek de, kabul etmesek de on binlerce kişinin iştigal ettiği bu alanda benzer durumlar olabiliyor işte. 

Olayın toplumsal ya da kişisel boyutlarının değerlendirilmesi gerekirken; sektörümüze yönelik birtakım yaftalamalar asla kabul edilemez. Sektörde aklı başında ve namuslu her kişi bu olayı lanetlerken mızrağın ucunun kendilerine dönmesini asla kabul etmemelidir.

Öncelikle meslek sivil toplum kuruluşları sonra da üreticiler, satıcılar, satış sonrası hizmet verenler, firma sahip ve yöneticileri, çalışanları, bireyseller, host ile hostesler ve hatta yazıhanecilere kadar tüm ilgililer tam bir birlik içerisinde sektöre ve mesleğe olabilecek karalama kampanyalarının önüne geçmelidirler. 

Özgecan’ın katli toplumu nasıl birleştirdi ve aynı potada erittiyse, umarız ki aynı etkiyi bu sektöre de yapar bizi de her anlamda bir ve amaç birliğiyle hareket eden bir topluluk haline getirir.

Kızımıza tekrar Allah’tan rahmet; ailesi ve milletimize de başsağlığı diliyorum. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159