22.04.2024, 12:12

Fahiş Fiyat Tanımının Yapılması Lazım

Bayram da yolcu hareketliliği

Ramazan Bayramı, yolcu talebi anlamında, beklediğimizin çok altında gerçekleşti. Geçtiğimiz bayramlarla mukayese edilmeyecek ölçüde düşük bir hareketlilik yaşandı.

Bana göre Türkiye genelinde toplamda 15 bin sefer seviyesine çıkmamız gerekirken 11-12 bin aralığında kaldı. Bayram öncesinde yerel seçimlerle ilgili bir hareketlilik oluştu. Bu hareketlilik bayramı da etkiledi. Çünkü seçim için memleketlerine giden vatandaşlar dönmedi ve tatillerini bayramla birleştirdiler. Bu da bayram hareketliliğinin geçmiş bayramlara göre düşük olmasını sağladı.

Benim beklentim 6,5 milyon yolcu taşınmasıyken bu 4,5 milyon civarlarında oldu. Bu dönemde D2 belgeli firmalara kayıtlı araçları kullananlar olmuştur ama genele bakıldığında D2 belgelerindeki araçları yoğun şekilde kullanacak bir hareketlilik olmadı. Bölgesel ve hat bazlı olarak kullanılmış olabilir ama emsal teşkil etmez. Ben tam kapasitenin kullanıldığını düşünmüyorum.

Bayram da otogar çıkışları 

İstanbul Otogarından otobüs çıkışları en yüksek seviyeye 6 Nisan 2024 tarihinde 1950 adetle ulaştı. Daha sonraki günlerde 7-8-9 Nisan’daysa 1800-1700-1600 civarında azalarak devam etti. Aslında otobüs çıkışında olması gereken seviye, bize göre, 2 bin 500 adetlerdi. 2023 yılında, Ramazan Bayramında ise en yüksek seviye 2200 civarındaydı. Bayramın öncesinde 3-4 günlük gidiş seferlerinde yolcu hareketliliği varken otobüslerin dönüşleri hep boş oldu. 

UETDS verilerine göre yolcu sayıları 

Sayın Bakan Abdülkadir Uraloğlu, bayramda şehirlerarası otobüslerle taşınan yolcu sayısını 2 milyon 800 bin civarında açıkladı. Bu veriler UETDS sisteminden alınan veriler, ama taşınan tüm yolcular UETDS sistemine girilmiyor. Kayıt dışı korsan taşımacılık da var. UETDS’ye giriş yapanlar cezalı. Giriş yapmayanlar ise serbest. 

Havayolu ile taşınan yolcu

Bakan Uraloğlu, bayramda havayollarında taşınan yolcu sayısını da 6 milyon 800 bin civarlarında açıkladı. Oysa otobüsün taşıdığı yolcu her zaman uçağın taşıdığının iki katı olması lazım. Bu da otobüsçülükteki erimeyi gösteriyor. Kısa mesafede otomobil kullanımının arttığını da gösteriyor. 

Uçakla 700, otobüsle 1200 TL!!!

Pegasus Havayolları ile Sabiha Gökçen Havalimanından Bodrum’a günübirlik gidiş-dönüş uçtum ve 1400 TL ücret ödedim. A-Jet’in de fiyatları aynıydı. İstanbul-Bodrum hattında otobüs bilet fiyatı ise 1200 TL. Kim biner otobüse? Bunların hesaba katılması gerekiyor. Havayolları sübvanse edilerek bu fiyatlara yolcu taşıyorlar. Oysa dünyanın her yerinde otobüs bilet fiyatı 1 lira ise, demiryolu fiyatı 2 lira, havayolu ise 3 liradır. Bizde havayolu bilet ücretleri otobüs bilet fiyatlarının yarısına düştü. 

Tek ayaklı seferler

Otobüsler bayramda tek ayaklı seferler yapıyorlar ve aldıkları ücret iki tarafı kurtarmıyor. Dolayısıyla bayramlarda vatandaşın talebini karşılamak için alınan fiyat tarifesinden yüzde 20 üstüne çıkılması noktasında bir imkan tanınması gerekiyor. 

Sektörün burada daha akıllı hareket etmesi gerekiyor: Ücret tarifelerinin daha yüksek alınması ve yüzde 30’dan daha fazla indirim yapmayacak şekilde ayarlanması gerekiyor. İndirim yapılacaksa da yüzde 30 indirim yapılsın. Ama sektörde yüzde 50’nin üzerinde indirim yapan firmaların bulunduğu şikayetleri geliyor. Yüzde 30’dan fazla indirim yapanlara ceza yazılmayacak denildiği halde bunu yapanlara da ceza kesiliyor. Bakanlık, bir süredir, vatandaş daha ucuza seyahat etsin diye bu tür uygulama yapan firmalara ceza kesmiyordu. Bunun nedenin de kamunun paraya ihtiyacı var ve ceza keserek gelir elde etmek olduğunu düşünüyorum. 

Fahiş fiyat suçlaması 

Bayram döneminde şehirlerarası otobüsçülere yönelik fahiş fiyat suçlaması yapılması sektör mensuplarımızı üzdü. Fahiş fiyatın tanımı nedir? Maliyetleri kurtarmayan bir işte fahiş fiyat olmaz. Hangi verilere dayanarak fahiş fiyat deniliyor? Bunu öğrenmek istiyoruz, Bakanlığın bunu tanımlaması gerekiyor. Otobüsçülerin bayram döneminde fiyatlarını arttırmasından doğal ne olabilir ki? Akaryakıt fiyatları aldı başını gidiyor, otobüsçü elde ettiği gelirin yüzde 60’ını akaryakıta veriyor. Diğer maliyetlerle birlikte zarar yazıyor otobüsçü. Bu durum trafik güvenliğini de tehdit ediyor. Kaptan bulamıyorsunuz, bulduğunuz kaptana hak ettiği ücreti veremiyorsunuz. Kaptan şoför bulunamaması nedeniyle 69 yaşa uzatılsın istiyoruz. Ben normalde, 69 yaşındaki birinin şehirlerarası otobüs kullanmasına karşıyım. Zorunlu olduğumuz için bunu istemek durumunda kalıyoruz. 

Alınan tarifenin üstüne çıkmaya fahiş fiyat denilmez

İstanbul’dan dolu giden bir otobüs, üstelik bayramda fiyatını arttırdığı halde dönüşte eğer dolu gelmiyorsa elde edilen gelir gidiş-dönüş sefer maliyetini karşılamıyor. Bunun hesap edilmesi gerekiyor. Ben otobüsçünün bayram döneminde fahiş bir fiyat uyguladığını düşünmüyorum. Aldığı tarifenin üstüne çıktı diye fahiş fiyat suçlaması yapılamaz. Aldığı fiyatın üstüne çıkan firmalar oldu. Bu enflasyonist ortamda otobüsçü cezayı da göze alarak bunu yapıyor. UETDS sistemi sektörü cezalandırma sistemine dönüştü. Aslında elde edilen verilerle sektöre yön verilmesi gerekiyor. Sektörle ve meslek örgütleriyle birlikte sefer planlamalarının yapılması ve hat esasının getirilmesi, hizmette sınıflandırma olması lazım. 

Fiyat tarifesini bildirme zorunluluğu kaldırılsın

Dünyanın hiçbir yerinde firmalara bu kadar kolay şekilde bu kadar çok hatta çalışmasına izin verilmiyor. Önüne gelene istediği zaman sefer açma izni veriliyor. Böyle bir yolcu talebi yok oysa. Sektörün Bakanlığa fiyat tarifesini bildirme zorunluluğuna da gerek yok. Serbest piyasa ekonomisinde, “Bakanlığın müdahale ettiği fiyat tarifesi” diye bir kavram yok. Ffiyat kontrolü, denetimi diye de bir durum yok. Bunun kaldırılması gerekiyor. Arz talep dengesinin bu kadar bozuk olduğu bir sektörde fiyatları dengelemeye, kontrol etmeye gerek yok ki. Maliyetler çok artmış, enflasyon her ay yüksek seviyede gidiyor. Ama sektörü fiyat üzerinden baskı altına almak çok doğru değil. Bu, piyasa ekonomisine aykırı ve kabul edilebilir bir durum değil. Zaten biz, fiyatları serbestçe belirliyoruz. Yoğun bir rekabetle fiyatlar şekilleniyor. 

Bakanlık yaptırım uygulayan bir kurum haline geldi

Sektör mensupları Bakanlığa ücret tarifelerini bildiriyor sonra da ceza ile karşılaşıyor. Bakanlık sadece yaptırım uygulayan bir kurum haline dönüştü. Bakanlığın, sektöre yaptırım uygulayan bir yönetim olmaktan çıkıp sorunlara çözüm arayışında olması gerekiyor. Yerel seçimler de yapıldı. Artık bundan sonraki süreçte ilgililerle bir araya gelerek sorunlara çözüm bulabiliriz. Ama burada önemli olan, sektörün birlik ve beraberlik içinde hareket etmesidir. Sektörün seferlerini planlaması ve kazanç getirmeyen seferi yapmaması gerekiyor. Ne kadar yolcu varsa o kadar sefer yapılması gerekiyor. 

Bayram sonrası hareketlilik

Bayramın ardından sektörde yine çok yoğun şekilde bir yıkıcı rekabet başladı. Bu seferler nedeniyle oluşan zarara ne kadar dayanılır bilmek mümkün değil. Okulların tatiline kadar hareketlilik seviyesi yine çok fazla olmaz. Tatil başlayınca da çok büyük hareketlilik olmaz. İnsanların tatile gidebilecek ekonomik güçleri kalmadı. Ben sektörde ciddi daralmanın devam edeceğini düşünüyorum. Sektörümüzü iyi günler beklemiyor. 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyorum. ■

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159