24.04.2013, 13:17

Hangi otobüsçüler ne için toplanıyor?

Habere göre otobüsçüler 19-21 Nisan tarihlerinde Sayın Ali Osman Ulusoy’un ev sahipliğinde Rize’de toplanıyor. Bu yazı yayımlandığında yapılmış olacak bu toplantının bilemediğim gündemini ve olası sonuçlarını toplantı öncesinde ele almak istedim. Tabii, bazı eleştiriler de var. 

Ana konu

TOF, bu toplantının organizatörleri arasında olduğunu söylüyor. Gazetelerde adı geçen toplantının TOFED’in rutin bölge toplantısı olduğu yazılı. TOF ile TOFED’in birlikte çözüm arama yollarının açılması/araştırılması şeklinde haberler ve dilekler de var. Acaba hangisi? Eğer birliktelik amaçlı ise daha bunu duyurmada bile anlaşamayanlar, sorunların çözümünde nasıl anlaşacak?

Hangi otobüsçüler (1)

Her ne kadar haberlerde, tüm otobüsçüler hatta tüm yolcu taşımacıları gibi yazıyorsa da bu toplantının D1 belgeli -belki biraz da B1- taşımacılar toplantısı olduğu şüphesiz. Yani uzak mesafe taşımacıların belge ve taşıt sayısı bakımından artık yüzde 25’ini bile oluşturmayan tarifeli/düzenli taşımacılar. Ana grup olan D2-B2 belgeli turizm/grup/tarifesiz taşımacılar ise yok. Böylece toplantı sınırlı bir gruba indirgenmiş olmuyor mu? Yoksa ben mi yanlış anlıyorum? 

Hangi otobüsçüler (2)

Gazetelerde yazıldığı gibi Karadeniz’de Karadeniz Bölge Toplantısı mı bu? Eğer değilse ölçeği ne? Karadeniz’e ek olarak Doğu ve Güneydoğu da var deniyor. Eğer böyleyse niye? Bunların ortak özel sorunları mı var? Eğer toplantı Karadeniz’de yapılsa da ülke çapında ise diğer bölgeler niye yok? 

Sorun türleri

Otobüsçülerin sorunlarını, B1-D1-B2-D2 dahil tüm uzak mesafe taşımacıların ortak sorunları ve tarifeli/tarifesiz taşımacıların özel sorunları olarak ayırmak mümkün. 
Akaryakıt ve sigorta gibi konular tüm taşımacıların ortak sorunları. Hatta uzak mesafe olmayan kısa mesafeli ve kentiçi taşımacıların da konusu. Bu sorunlar ancak ortak ele alınıp çözüm aranabilir. Bunlara bir de taşıma ücretlerini eklemek mümkün. Bu bakımdan B1-D1 belgeli yurtiçi tarifeli taşımacılar taban ücret yoluyla az da olsa bir koruma altında. Tarifesiz taşımacılarda bu koruma da yok. Üstelik tarifesiz taşımacıların mevsimlik talep dalgalanmalarından etkilenmesi çok daha fazla. Buna rağmen onların pek sesleri çıkmıyor. D1 belgelilerin şikayetleri ise hayli fazla. 

D1 özel sorunları

D1’lerin özel sorunları olarak; hatlar için istenen özmal koltuk sayıları, bilet tanzim zorunlulukları ile ilgili düzenlemeler ve terminal kalkış-varışına ilişkin sorunlar söylenebilir. Ama D1’ciler bu özel konular üzerinde nedense çok fazla durmuyorlar. Daha çok ortak olup da diğerlerinin pek ses çıkartmadığı konular üzerinde duruyorlar. Niye acaba?

Serbest piyasa unutulmasın

Türkiye, serbest piyasa ekonomisini tercih eden bir ülke. Buna da bağlı olarak taşımacılıkta da serbest piyasa esas. Serbest piyasada oluşan lastik fiyatlarına, sigorta primlerine, personel ücretlerine, bilet ücretlerine katlanmak gerekiyor. Tabii, lastikçiler, sigortacılar ve akaryakıt satıcıları kendi içlerinde rekabet etmek kaydıyla. Rekabet de varsa sonuca katlanılacak. Rekabete rağmen oluşan engellere UDH Bakanlığı ne yapsın? Bunlara Bakanlıktan çözüm istemek, Bakanlığı zora sokuyor. Tabii, Bakanlıktakilerin benim gibi kolayca “buna ben ne yapayım” demeleri de mümkün olmayınca üstlerine gidilip duruluyor. 

Devletin durumu

Devlet, havayollarını, demiryollarını ve denizyollarını daha da geliştirmek, payını arttırmak istiyor. Kara taşımacıları da “biz de onların geliştirilmesinden yanayız” diyor. Peki, öyleyse devlet bunu nasıl yapacak? Tabii ki ayrıcalık yaparak, teşvik ederek, sübvanse ederek. Ama bunları yapınca da gürültü çıkıyor. Otobüsçüler politikasını doğru belirlesin. İstendiği gibi hepsini eşit teşvik etmek mümkün değildir. O zaman, değişmesi istenen denge değişmez. Hepsini teşvik etmek, hepsini veya hiçbirini teşvik etmemek gibidir. 
Ben, havayollarının teşvikini anlamadığımı söylüyorum. Ülkeye yönelik dış turizm hariç, niye teşvik edildiğini de anlamıyorum. Efendim, hızlıymış! Zamanı çok değerli olan parasını verip uçsun. Otobüsçüler de benim dediğimi diyebiliyor mu? Diyemiyor. Bir şeye karşı çıkmadan, karşı çıkar gibi yapıp ilgilileri de zora sokuyorlar. Yine ben diyorum ki; toplu taşıma aracı olan otobüsler, diğer tüm karayolu taşıtlarına göre korunmalı, teşvik edilmelidir. Bu çok önemli ve gereklidir. Bu teşvik toplu taşıma yapan uçaklardan daha az hak edilmiyor. 

Önemli bir hata

Otobüsçülerin neyi ısrarla istediği net olarak belli olmuyor. Bunun yerine otobüsçülerin doğrudan sorunu olmayan, ancak bilinmeyen bu sorunların çözümüne hizmet edecek yöntemler öne çıkarılıyor. Önce otobüsçülerin bir araya gelmesi, sonra da oda vs. istenerek. Şimdi niçin yapamadığı belli olmayan hangi işleri bu sayede yapabilecekleri de bilinmiyor. Bu açıklamalarının serbest piyasa içinde olma zorunluluğu da unutulmasın. Buna aykırı çözümler tribünlerden alkış alsa da tümüyle geçersizdir. 
Toplantının keyifli bir gezi olmasının ötesinde -ki buna da ihtiyaç olabilir- faydalı sonuçlar getirmesini diliyorum. Umarım ki beni yanıltan, çok başarılı bir toplantı olur. ■ 
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159