21.05.2013, 10:27

Taşımacılıkta başarı ölçütleri

Genelde taşımacılarımızın, özel olarak da otobüsçülerin başarı hikayelerini öğrenmek hepimize keyif verir. Biz de bunları gazetemizde yansıtmaya çalışırız. Tabii, bu konuyu değerlendirirken önce başarının ne olduğunda anlaşmamız lazım. Bunun ötesinde başarılı olmaktan kimin sorumlu olduğu da önemlidir.

Öncelikle başarının birinci kişisel ölçüsünün kârlılık ve bu kapsamda verimlilik olduğunu, bunları sağlamaktan sorumlu olanın da girişimcinin kendisi olduğunu belirtelim. Devlet de başarıyı desteklemeli, ama gerek kârlılık gerekse verimlilik için serbest piyasanın esas olduğu unutulmamalıdır. Sektöre girişlerin, kapasite genişletmenin, kapasite kullanımının ve taşıma fiyatlarının sınırlandığı serbest piyasaya aykırı çözümler ve bu yolla başarılı olma düşünceleri hiçbir gerekçeyle savunulamaz, amaçlanamaz, yapılamaz, yapılmamalıdır. 
Başarının; girişimci için kârlılık, ülke için katma değer, kamu maliyesi için vergi, sosyal politikalar için istihdam gibi ölçülerinden söz edilebilir. Tabii, çevre ve kıt kaynak kullanımı da önemli. Ayrıca katma değerin döviz cinsinden olması, kârın yurtdışında sağlanıp Türkiye’ye getirilmesi ve yurtiçinde üretilen ürünün ihracı ile döviz kazanılması da dış ticaret dengesi ve cari açığın azaltılması açısından önemlidir. 

Hangi başarıları alkışlayacağız?

Tabii ki her türlü başarı alkışı hak eder, ama bizim konumuz taşımacılık başarılarıdır. Başka başarıların konu edildiği medya organları da zaten var. Bir taşımacının yaptığı çeşitli taşımalar sonrasında ulaştığı taşıma miktarı, ülke ekonomisi açısından önemlidir. Ama kendine kalan kâr, yarattığı katma değer, ödediği vergi ve istihdam ettiği insan sayısı esas kriterlerdir. Tabii, bunların en az kaza, en az çevre zararı ile yapılması da istenir. 

Taşımacının diğer başarıları

Peki, bir taşımacının taşıma dışı başarılarına nasıl yaklaşacağız? Örneğin; bir taşımacının aynı zamanda turizm işletmecisi, tekstilci vs. olmasına ve bunlarda da başarılı olmasına ne diyeceğiz? Şüphesiz ki, bunlardan da memnuniyet duyar ve duyurmak isteriz. Ama aynı işleri yapan fakat taşımacı olmayan kişilerin bu tür işlerdeki başarıları da aynı derecede önemlidir. Pek bir ayrım yapılmamalıdır. 

Taşımacının taşımayla ilgili başarıları

Peki, bir taşımacının taşıma olmamakla birlikte taşımayla ilgili diğer başarılarına ne diyeceğiz? Terminal işletmeciliği, mola yeri işletmeciliği, petrol ticareti, turizm veya taşıma acenteliği, araç alım-satımı, bakımı, üretimi gibi alanlardaki taşıma dışı taşımacı başarılarına ne diyeceğiz? Burada ölçü, bu işlerdeki başarıların faturasının taşımacıya ödetilip ödetilmediğidir. Nasıl ki bir otobüs üreticisinin tekel olduğu bir piyasada düşük kalite-yüksek fiyat uygulamalarıyla göstereceği başarıları alkışlayamıyorsak yukarıda sözü edilen alanlardaki başarıların taşımacı sırtından haksız biçimde sağlanmalarını da alkışlayamayız. Terminal işletmeciliğindeki başarılar da -terminalin tekel olma avantajı ile sağlanmış olma ihtimali nedeniyle- iyi analiz edilmeli, bunun ötesindeki gerçek başarılara şapka çıkarılabilmelidir. 

Uluslararası başarılar

Bir başka konu, başarıların uluslararası yönüdür. Bunu da ikiye ayırmak mümkün. Yurtiçinde kurulu işletmelerin yurtdışına mal veya hizmet ihraç etmeleri ve Türk işletmecilerin yurtdışında kurulu işletmeleri… İhraç edilen taşıma hizmetinin veya başka ülkelerdeki taşımacılık faaliyetinin kazançları ülkeye geldiği sürece, döviz kazancı yönünden iyidirler. Ancak ülkemizde kurulu işletmeler ürettikleri katma değerin neredeyse tümünü ihracat yoluyla döviz olarak kazandırırken, yurtdışında kurulu işletmeler sadece ülkeye transfer edebildikleri karlar kadar katkı yaparlar. 

Sermaye kıt kaynaktır

Ülkemiz tasarruf açığı olan, yaptığı tasarruflarla yatırımlar için gerekli sermaye ihtiyacını karşılayamayan, kalkınma için yurtdışından finans kaynağı, yani yabancı sermaye arayan bir ülkedir. İster sadece para olarak gelsin, isterse bir girişimci sermaye olarak getirsin. Yani ülkemizde sermaye kıt kaynaktır. Bu nedenle zaten yetersiz olan bu sermayenin yurtdışına götürülüp orada yatırıma dönüşmesi pek de olumlu sayılmaz. Bu nedenle sermaye transferi sonucu yurtdışına yapılan yatırımlar ne kadar kârlı olurlarsa olsunlar ve bunun kârını yurtiçine getirseler dahi ihracat yapan yurtiçi yatırımcılar kadar ülkeye katkı yapamazlar. Zira yurtiçi yatırımların ihracatı sonucu kazanılan döviz sadece kâr değil bunun ötesindeki katma değer unsurlarını da kapsar ve daha büyüktür. Bu nedenle bırakın diğer yurtdışı yatırımları, yurtdışı taşıma yatırımları dahi dikkatle değerlendirilmelidir. Zaten başkalarının kendi ülkelerinde yatırım yapması pek çok ülkede teşvik edilir ama vatandaşlarının başka ülkelerde yatırımını hiçbir ülke teşvik etmez. 

Yabancılarla yarışabilmek

Tabii, büyük bir sermaye transferi olmaksızın yurtdışında yalnız bilgi-beceriye veya know-how’a dayalı kazançlar daha çok alkışı hak ederler. Bildiği tek iş taşımacılık olan ve kendi ülkesinde bunu başarıyla yapma koşullarını bulamayanların başka ülkelerdeki başarı arayışına ve bu amaçla sermaye transferine saygı duyulmalıdır. Keza yurtiçinde değerlendirilmesi mümkün olmayan atıl kapasitenin yurtdışında değerlendirilmesi de yine önemlidir. Hele bir yabancı ülkenin koşullarında başarının, ülkeye katkısı az olsa bile, ülke temsili gibi alkışlanacak yanları da unutulmamalıdır. 
Bir sıralama yapmak gerekirse, önce daha büyük ölçüde katma değerin kazanıldığı taşıma hizmeti ihraçları en öncelikle desteği ve alkışı hak ediyor. Bundan sonra yüksek katma değerli diğer taşımalar ile yurtdışı yatırımlar geliyor. Tabii, bu ekonomik yaklaşımın ötesinde taşımanın kendine özgü başarıları da unutulmamalıdır: daha az enerji tüketerek, daha çevreci, daha güvenli taşıma yapmak gibi…  ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159