01.07.2021, 16:41

Turi̇zm Pazarlaması

Bundan yüzyıl önce insanların neredeyse tamamı, yaşadıkları yörede hayatlarını tamamlıyordu. Şimdi ise doğduğu şehrin dışına çıkmamış kimse kalmadı. Eskiden, uçağa sadece zenginler binerken, bugün uçak herkesin ulaşabildiği bir imkân haline geldi. 

Pandemi öncesi, bütün dünyada, yaklaşık 1,5 milyar turist, dinlenmek, yeni yerler görmek, yeni lezzetler tatmak, yeni insanlar tanımak ve kendilerini yenilemek için başka bir ülkeye seyahat etti. 

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilere göre Türkiye, turizmde 2019 yılında toplam 51,7 milyon ziyaretçi ve 34,5 milyar dolar turizm geliri ile en çok ziyaret edilen 6’ncı ülke oldu. 2019 yılında Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sırasıyla Rusya, Almanya, Bulgaristan, İngiltere ve İran, Dünya Turizm Örgütü verilerine göre 2019 yılında en çok turist çeken ülkeler Fransa, İspanya ve ABD oldu. 

Bu veriler, dünyada yaşanılan salgın hastalık nedeniyle 2020 yılında tepetaklak oldu. Döviz girdilerimizde üst sıralarda yer alan turizm, en çok etkilenen sektörlerin başında yer aldı.

Pandemi öncesi, klasik tatil turizminin yanında öne çıkan kongre, inanç, kültür, sağlık gibi turizm alanları sadece turizm çeşitliliğini sağlamakla kalmadı, turistlerin profillerini de farklılaştırdı. İnternetin en çok etkilediği alan turizm oldu. Çünkü insanlar artık tatile gitmeden önce internetten araştırma yapıp, gidecekleri yeri, kalacakları oteli, katılacakları etkinlikleri inceleyip satın almalarını internetten yapıyorlar.

Yeni nesil turistler klasik turistlerden farklı olarak çok daha seçiciler ve beklentileri çok daha yüksek. Daha önce bu kentleri ya da otelleri ziyaret etmiş kişilerin yorumlarını internetten okuyor ve kendi deneyimlerini de yine internet ortamında milyonlarca potansiyel ziyaretçi ile paylaşabiliyor.

Turizm, Türkiye’nin karşılaştırmalı rekabet üstünlüğünün bulunduğu sektörlerin başında yer alıyor. Sadece iklim ve deniz değil, Anadolu’nun zengin tarihi, doğal ve kültürel mirası, gelenek ve göreneklerimizle beslenen konukseverliğimiz, Doğu ile Batı’nın egzotik bileşimini temsil etmemiz bizim turizm alanında elimizi güçlendiriyor.

Son yirmi beş yılda Türkiye’de turizm yatırımlarına verilen önem ve dış tanıtım çabaları sonucunda turizm sektöründe önemli gelişmeler sağlandı. Yat turizminden sağlık turizmine kadar birçok alanda yaratıcı yatırımlar göze çarpıyor.  

Siyasi gelişmelerden, terörizmden fazlasıyla etkilenen bu sektörde, bunun yanı sıra salgın bahanesinin ardından ortaya atılan bazı gerekçeler ile turizm faaliyetleri etkilendiğini görmekteyiz. Ülkenin çalkantılı durumu, komşuları ve dünya ülkeleri ile olan ilişkileri, hükümetlerin ülkemize turist göndermemesi için bahaneler üretmesine neden olduğunu görüyoruz. 

Hala gelinen yerin yeterli olduğunu, turizm alanında tam anlamıyla olmamız gereken noktada olduğumuzu söylemek de güç. Kültürel alanlarımızın restore edilmesi,  hizmet kalitesini yükseltilmesi, tesislerin altyapılarının güçlendirilmesinin yanı sıra kentlerimizin daha iyi tanıtılması gibi iletişim alanlarında da daha yapılacak çok şey var.

Aşı pasaportu bu bahanelerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Geçen haftaya kadar Türkiye’ye en çok turist gönderen ülke olan Rusya’nın, Türkiye’ye seyahat engelini kaldırması ile Ruslar, Antalya’ya günlük 40-50 uçaklık bir performans ile akmaya başladı.

Bu turist akınının her alanda memnuniyet yarattığını gözlemlemekteyiz. Bundan istifade eden turizm taşımacılık sektörümüzün de huzurlu, başarılı bir sezon geçirmesini diliyoruz.

Rekabet sadece ürünler ve firmalar arasında gerçekleşmez. Ülkeler ve şehirler de birbirleriyle rekabet eder. Küreselleşmeyle birlikte her şehir, her belde birbirine benzedikçe “yerelleşme” çok daha önem kazanıyor. “Marka Kent” ya da “Marka Belde” olmak için yörede yaşayanların kendi özgün değerlerine sahip çıkmaları gerekiyor.

Ülkemizde en çok bilinen marka kent İstanbul iken, son zamanlarda Antalya kendi markasını yarattı. Antalya’da bulunan konsept oteller dünya turizminde açık ara kalite farkı yaratıyor. Spor kulüplerinin kamplarından tutun, kongre turizmine ve golf turizmine kadar pek çok alternatif yaratıyor.

İnsanlar küreselleşmeyle birlikte artan “aynılaşmadan” sıkıldılar; özgün olanı arıyorlar. Küreselleşme dünyayı aynılaştırmaya devam ettikçe yeni kültürler tanıma, yerel lezzetlerle tanışma geleceğin turizminin en önemli itici güçlerinden birisi olacak. Kültür turizmi özellikle de gastronomi turizmi ön plana çıkacak.

Türkiye’de turizmi geliştirmek için “deniz-kum-güneş” turizminin ötesine geçmesi gerekiyor. Kongre, sağlık, kültür, din, lezzet (gastronomi) turizmi gibi alternatif turizm türlerini geliştirilmesi gerekiyor. Alternatif turizm alanlarını geliştirmek demek kentlerimizi, köylerimizi, yörelerimizi, küçük işletmelerimizi desteklemek anlamına geliyor.

Huzur ve sağlık, her birimiz için olduğu kadar, ülkemiz ve dünyamız için de gereklidir. 

Yine, yeniden anlıyoruz ki, “Yurtta sulh, cihanda sulh” iyilik ve güzellik için gerekli. ■

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159