27.11.2017, 13:06

Otobüsçünün yapması gereken

Türkiye’nin en geniş hizmet ağına sahip olmamıza, en ücra köşelerine bile ulaşmamıza rağmen sesimizin duyulmamasına hayret etmiyor musunuz? 

Sizi bilmem, ama ben hep aynı şeyi soruyorum hem kendime hem çevremdekilere. Bu sektörden olmayanlar bile bazen iki kelimeyle çözüm önerebiliyor. Tabii ki, işlenmesi gereken, önünün ardının düşünülmesi gereken öneriler bunlar.

Ama aralarında öyleleri var ki, neden bizim aklımıza gelmedi diye üzülüyorsunuz ister istemez.

Taşıma Dünyası başta olmak üzere elime geçen diğer sektörel gazeteleri son satırına kadar okuyorum. Teslimat haberinde bile yolcu taşımacılığının geleceğine dair ipuçları bulunuyor. En azından otobüsçünün neye dikkat ettiği, neyi öne çıkardığı gözler önüne seriliyor.

Genel anlamıyla da haberler önemli; hem ülkemizdeki hem dünyadaki olayları sektörümüz açısından yorumlamaya çalışıyorum. İşte, Zonguldak’taki işçilerin hükümet kararını bile geri çektiren duruşları. Hep birlikte olunca, başarmamak mümkün değil. Türkiye’nin hemen her yerinde kömür ocağı var, kimi ruhsatsız kimi kaçak kimi eski teknolojili… Hepsi alınan karara boyun eğdi, Zonguldaklı itiraz etti. İstediğini de aldı. Çünkü o işten ekmek yiyen işçiyi esnaf da, aileleri de, çocukları bile yalnız bırakmadı.

Şimdi gelelim bizim sektörümüze… Anlı şanlı yandan çarklı bir elin parmakları sayısına ulaşan federasyonlarımız var. Ama her biri bir başka yöne çektiği için değil bir şey yapmak, daha da parçalıyorlar var olan bütünlüğümüzü. Galip Ağa gibi sektörü geliştirmeyi bilen, başaran bir lider vasıflı kişi bile konu yolcu taşımacılığı olunca dut yemiş bülbüle dönüyor. Nedenini düşündünüz mü?

Bu dernek ve federasyonlar kağıt üzerinde de ondan. Adı yönetim kurulu, ama hiçbir niteliği olmayan kişilerden oluşuyor. Sadece el kaldır-indir, o kadar. Tabanın onlardan, onların tabandan haberi yok. Bir bakın bakalım kaç yöneticinin dönen tekeri var, yollarda? Hiç! Ya sabah-akşam, yaz-kış demeden direksiyon başında ömür tüketen otobüsçünün kaçı ilgili… veya onları çağırıyor muyuz? Hayır! Bankoda, tesiste çalışanları katıyor muyuz aramıza? Asla!

Bir sektör her şeyiyle sektördür. Bir sektör tedarikçileri kadar bakıp beslediklerini de içerir. Tabii, yolcuları da. Peki, yolcuları kazanmak için ne düşündük? Sadece ceplerindeki parayı alacak kadar hizmet vermeyi. Yolcular bizden yana olur mu? Kocaman bir soru işareti, kasap çengeli misali. ■
Yorumlar (0)
banner117
banner159