11.05.2015, 17:07

Tahdit, yetki devri ve bakış açısı…

Bu haftaki yazımda, geçen hafta ele aldığım Taşıma Sektör Meclisi üzerinde duracağım. Bu arada yapılacağı bildirilen, TOFED Genel Kuruluna ilişkin bazı görüşlerimi de ifade edeceğim. 

Taşıma Türleri
Taşımaları; modlarına göre demiryolu, karayolu, havayolu, denizyolu diye ayırdığımız malum. Ülkemizde ana taşıma modu karayolu, ama diğerlerindeki taşımaların günden güne arttığını da unutmamamız gerekiyor. İkinci ayrımımız, yolcu-yük taşımacılığı ayrımı. Ülkemizdeki taşımaların pek büyük bir kısmı, yük taşıması ama önemli bir yolcu taşımacılığı da var. Ayrıca ticari ve ticari olmayan taşıma ayrımını yapabiliriz. Demir, hava ve denizyolunda ticari olmayan taşıma pek az. Yük taşımacılığı da öyle, ama karayolu yolcu taşımacılığında ticari olmayan taşımacılık veya seyahat söz konusu. Bunun otomobillerle yapıldığını, bu gruba bazı kamyonet türlerinin de dahil olduğunu bilelim, ama ticari olmayan taşımaların da günden güne daha önemli bir yer tuttuğunu, ticari yolcu taşımalarının azaldığını da unutmayalım. Karayolu ticari yolcu taşımalarını iki türlü sınıflandırabiliriz. Birisi minibüsler dahil, büyük otobüslerle ve otomobillerle yapılan taşımalar. Ticari taşımaların önemli bir kısmı otobüslerle yapılıyor. Ama bazı yerlerde, otomobille ticari taşımacılık artıyor ve buna ihtiyaç var. Diğer ayrım taşımaların kimin yetkisinde olduğuna ve verildiğine bağlı bir ayrımdır: Belediye alanında, belediye yetkisindeki taşımalar ile Bakanlık yetkili taşımalar. Büyükşehirlerin çoğalması ve insanların kısa mesafeli taşıma ihtiyaçlarının artmasına bağlı olarak belediye alanındaki taşımalar, günden güne artıyor. Bu da taşımalardaki Bakanlık belgeli taşıma miktarının payının düşmesi anlamına geliyor. Bakanlık belgeli taşımaları uluslararası ve yurt içi taşımalar diye ayırabiliriz; yurtiçi taşımaları da Bakanlık belgeli iliçi ve 100 km’ye kadar kısa mesafeli taşımalar bir de uzak mesafeli taşımalar. Önemli bir ayrım da, tarifesiz turizm taşımacısı ve tarifeli şehirlerarası ayrımı. Burada da tarifesiz turizm taşımalarının payı; gerek taşımacı miktarı gerek taşıt sayısı ve gerekse de taşıma miktarı artıyor, payı yükseliyor, şehirlerarası otobüsle taşımacılık payı ise azalıyor. Gazetemizde çokça yer alan otobüsle şehirlerarası tarifeli taşımacılığın taşımalar içindeki yerini abartmadan gözler önüne sermeye çalıştım. Dünyayı, bundan ibaret sananlar var, ama değil. Bir de sektördeki bölünmüşlükleri düşünürseniz, özellikle örgütlenme açısından durumun vahameti daha da anlaşılmış olur. 

Belge tahdidi
TOFED Genel Kurulunda dile getirilecek belge tahdidi talebi, aslında yeni bir talep değil. Bazen, belge tahdidi şeklinde bazen de otobüs plakası tahdidi şeklinde tahdit talepleri hep gelir. Bir süre unutulsa da sonra tekrar ısıtılıp ortaya sürülür. Belge tahdidi demek; o alandaki, arzın belirli bir idare tarafından sınırlandırılması demektir -ki serbest piyasa içinde böyle bir sınırlandırma söz konusu değildir. Bunu duyanlar, benim serbest piyasa savunuculuğu yaptığımı düşünebilirler. Benim öyle bir niyetim yok. Herkesin görüşü kendine. Ama doğruları söylemek gerekiyor. Bir insan serbest piyasa yanlısı olmayabilir. Bunu savunup serbest piyasaya aykırı bir iktidarı isteyebilir. Ama ülkemizde bu durum yok. Bir de hiç kimsenin ‘serbest piyasadan yanayım ama serbest piyasa şöyle olsun’ deme lüksü yok. Serbest piyasada arz ve talep piyasaca belirlenir. Arz ve talebin durumuna göre de mal veya hizmetin fiyatları oluşur. Dolayısıyla yetki belgesi talebi, ülkemizde geçerli serbest piyasa düzenine tamamen aykırıdır. Serbest piyasada böyle bir sınırlamanın olamayacağı, apaçık meydandadır. Dolayısıyla bu taleplerin normal koşullarda, karşılanmaması gerekir. Gerçi Taşıma Kanunu, Bakanlığa böyle bir yetki veriyor, ancak bunun çok özel hallerde kullanılacak bir yetki olduğunu taşımacılar unutmamalıdırlar. 
Burada, daha önceki yazılarımda söylediğim gibi, “Türkiye Büyük Millet Meclisi bilmiyor bu işi, biz biliyoruz” demenin anlamı yoktur. Başka türlü bir Meclis oluşturursunuz, o zaman başka türlü kanunlar çıkartırsınız. 

Yetki devri
TOFED’in isteyeceği ikinci husus da yetki devri. Tabii ki yetki devri istenemeyecek bir husus değildir. Ancak istenen yetkinin, devredilebilecek bir yetki olup olmadığına bakılmalıdır. Bunun için de, istenen yetkinin kapsamında nelerin olacağı açıklanmalıdır. Bu pek açıklanmamaktadır. Bakanlığın yeterince yapamadığı bazı şeylerde yetki devri düşünülebilir. Bu da, yine Bakanlığın devlet olma yetkisine aykırı düşmeyecek konular olabilir. Örneğin, küçük yerleşim birimlerindeki bazı yetki belgelerinin TOBB’a bağlı odalar tarafından verilmesi konusunda daha önce yetki devri yapılmıştır. Bu da bölge müdürlüklerinin olmadığı yerlerde, belge alınmasını kolaylaştırıcı bir yetki devri olmuştur ve yerinde bir yetki devridir. 

TOFED’in de neleri, hangi gerekçe ile savunduğunu açıklaması gerekir. Şu var ki; Bakanlığın kanun ve yönetmelikler nedeniyle yapamadığı şeyleri, bize yetki versin biz yapalım anlayışı olamaz. Bakanlık kendisinin bile yapamadığı bir hususu yetki devrederek taşımacıların yapmasına müsaade etmeyebilir. Bakanlığın bile yetkisi olmayan bir şeyin, yetki devri verilen kişi veya kuruluşlarca yapılması hiçbir zaman düşünülemez.

Sorunların olduğu bir gerçek…
Taşımacıların problemleri, otobüsle yolcu taşımacıların problemleri olduğu bir gerçektir. Her sektör de kendi problemlerinin çözümü için şüphesiz ki çalışacaktır. Ancak problem tespitinde ve problemlere çözüm yolu önerirken yasa ve yönetmeliklere mevzuata aykırı çözümleri ne kılıf altında olursa olsun, savunmak veya hayata geçirilmesini istemek doğru değildir ve sonuç vermeyecektir. Dolayısıyla otobüsçüler devlet fonksiyonlarına serbest piyasa anlayışına aykırı taleplerden vazgeçmeli. Bunların ötesinde yapılabilir çözüm önerileri bulmalıdırlar. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159