23.03.2015, 16:48

Bölüştükçe Çoğalacak…

Çanakkale günlerinde nasıl konuşmuşuz diye geçen yılki yazıma baktım,  genişlettim. Tam 100 yıl önce, 1915 yılında, Mustafa Kemal, Avustralya'dan İngilizlerin toplayıp Çanakkale'de savaştırdıkları ANZAC (Australia-New Zeeland Army Corps) askerleri için, "Analar, evlatlarınız uzak diyarlardan gelerek bu topraklarda düşmüş ve artık bizim evlatlarımız olmuşlardır. Gözyaşlarınızı dindiriniz" dediğinde 36 yaşında; bu evlatları toplayıp yabancı topraklarda savaştıran Winston Churchill 41 yaşındadır.  
Mustafa Kemal, kurtuluş savaşı kazanarak devlet kurması ile Churchill iki dünya savaşını da yönlendirmesi ile tarihe geçerler. Batı devletleri 100 yıl önce, 1915'te Çanakkale'yi geçemeyince Rus Çarına yardım götüremezler, hemen 2 yıl sonra, 1917'de komünist devrim gerçekleşir, 80 yıl dünyayı şekillendirir.
Benim hayatımda da savaşın etkisi büyük. 
1913 Balkan Savaşından göçen büyükdedem Çerkezköy'e erişir. İki yıl sonra 1915'te Çanakkale seferberliğine gider ve dönmez. Yorgun babaannemiz bir yıl sonra ölür, çocukları da Darülacezeye teslim edilir. 
Üç kardeş, en küçük olan dördüncüye, 52 yıl sonra, 1967 yılında kavuşurlar. Hepsinin gönlü olmuştur, şükür. Ama hemen iki yıl sonra, 1969'da, 50 yıl kayıp olan küçük kardeş hayata veda eder. Ben, üç savaş vurgunu olan bu ailenin çocuğu olarak, yurdumda yaşayan her kişiyi kardeş sayar, yurdumuzu benim gibi sevmelerini isterim. Düşmanı dışarıda ararım.
Çanakkalelerimizi kimse geçemeyecek.
Yurdumuzun dünyada artan önemini biliyor ve 77 milyon olarak sahip çıkıyoruz.
* * *
G20 toplantılarına Türkiye'nin başkan olduğunu, geçen yıldan beri konuşuyoruz. Başkan Türkiye, G20 toplantılarına üç başlık koydu: Kapsayıcılık, Yapısal Önlemler, Uygulamacılık.
Bakalım , "Kapsayıcılık" nedir?
G20 dünya ticaretinin yüzde 85'ini gerçekleştiren 20 tane ülke. Kalan yüzde 15 ticareti de 194 ülke yapıyor. Bunlar yoksul ülkeler. G20 ülkeleri artık kendileri için hareket ederken diğer 194 ülkeyi de hatırlayacak, düşünecek, onların da dünya kaynaklarından daha denk yararlanmalarını kollayacak, onları da dikkate alacak. Yani her yaptıkları plana, yoksulları da dahil edecekler.
Ne iyi insanlarmış! Hayır.
Eylül 2013'teki "Kalkın Kalkındır" yazımızı hatırlattılar.
IMF Başkanının, Davos toplantılarında, "Yoksulları da müşteri haline getirmezsek, 2008 krizi bitmeyecek"  dediğini hatırlıyorsunuz. TÜSİAD Başkanı da geçen hafta büyümenin paylaşılmasını inceledi, tabana yayılmasını anlattı, nihayet. Artık büyümelerden direkt olarak yararlananlar bile "Kalkınma" zamanının geldiğini düşünmeye başladılar.
Aralık 2013'teki  "Büyüme ve Kalkınma" yazımızda değinmiştik; ihracatımızın GSYH içinde yüzde 27 olan payını dünya ortalamasının (yüzde 31) üzerine çıkarma hedefimiz (yüzde 37)  var.
Büyümelerimizi kalkınmaya çevirerek, Kapsayıcılık ile yapacağız. 
* * *
Kalkınmanın getireceği verimlilikle hızla yararlanacak bir sektörümüz var: Lojistik. Lojistikteki ulusal verimliliği ölçen bir katsayı var: Lojistik Performans Katsayısı (LPK). Dünya Bankası'nın 2014 raporunda, Almanya birinci, Somali sonuncu. Nereden geliyor bu fark? Süreçlerden, Verimlilikten geliyor. Yani Kalkınmışlık'tan geliyor. Bizim katsayımız  az düşünce 27’nci sıradan 30'a indik. Toplam puanda Almanya 25, Türkiye 21, sonuncu Somali 11’inci... 
Gelişmiş ülkelerin puanları yüksek. Puanımızı kalkınma sayesinde iyileştireceğiz. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159