01.07.2023, 12:10

İngiltere, Hollanda, Türkiye…

Eyyam-ı bahur günleri, bu yıl hem erken hem de yüksek geldi. Bırakın en serin diye bildiğimiz yerleri, kutuplar bile ısındı. Dünya eriyor. Belki de en büyük sorunlardan biri bu, ama bizim ülkemizde ne yönetim ne muhalefet bu sorunla ilgileniyor. Şu saatler arasında dışarı çıkmayın, bol sıvı tüketin, ağır yemeyin gibi palyatif tedbirler söyleniyor. Oysa geleceğimiz de yok olma eşiğinde…

Küresel ısıtmanın da etkisi yüksek muhakkak ki, ancak birçok nedeni var göçmenliğin; savaş, açlık, işsizlik, ekonomik sıkıntılar, toplumsal baskılar, eğitimde fırsat eşitsizliği gibi…

Bugün, Türkiye’ye gelen kadar Türkiye’den göç eden de var. Amerika Birleşik Devletleri’ne Meksika’dan geçen Türklerin sayısını euronews haberleştirmişti: “Düzensiz Türk göçmenlerin sayısı 2021’de 6 bin 945’e çıktı. Resmi rakamlara göre 2022’nin Ocak-Mayıs aylarını kapsayan ilk 5 ayında ise bu sayı 9 bin 168'e yükseldi.” Yani kavimler kavşağı diye nitelendirdiğimiz Anadolu’nun aldığı kadar verdiği göç de yüksek. 

İngiltere Başbakanı, Hint göçmeni, Hollanda Başbakanının Türk olma olasılığı yüksek, Yunanistan’da da istifa eden SYRIZA'nın lideri Aleksis Çipras’ın yerine bir Türk kökenli Efi Ahçıoğlu hazırlanıyor. Hatırlayın Arjantin Devlet Başkanı’nın lakabı Al Türko idi, Türkiye değilse de Suriye göçmeniydi… Almanya’da Türk Bakan ve milletvekili sayısı alabildiğine yüksek.

Kimse yerinden yurdundan olmak istemez, bununla beraber, gelenleri de kimse alkışlarla karşılamayacaktır. Yabancı düşmanlığında belki de sadece bizde bu kadar hemfikir insanlar. Yukarıda yer verdiğim örnekler de gösteriyor ki, göçmenlik bitmeyeceği gibi ülkenin, ülkelerin siyasi yaşamını (tabii, ayrılmaz olarak ekonomik, sosyal, kültürel yaşamını da) belirleyecek. En çok verilen örneklerden Hatay ve Gaziantep’te, bazı ilçe yerel yönetimlerinin göçmenlerin eline geçeceği şeklinde. Bazı ülkelerin siyasetini göçmenler belirlerken, yerel yönetimlerde göçmenlerin egemen olmasına karşı çıkılamaz.

Milyonlarla belirtilen ülkemizdeki göçmen sayısına karşın, geri gönderilenlerin sayısı yüzbinler düzeyine ulaşmıyor. Peki, ne yapmak gerekir? Dışişlerinde yıllar önce “sıfır sorun” denilerek yapılanların sonucu bunlar. Titiz bir çalışmayla, enini boyunu iyice ölçerek, getirisinin götürüsünün şeffaf bir şekilde belirlenmesiyle, bundan sonrası için birtakım önlemler alınabilir.

Siyasi iktidarın doktorlar başta olmak üzere hak ve özgürlükler arayanlara gösterdiği “giderlerse gitsinler” yaklaşımı da, tıpkı dışişlerinde yapılan yanlış gibi belirleyici. Eğitim sistemimiz sürünüyor, sanatsal/kültürel çalışmalar engelleniyor, kitle iletişim araçlarının tepesinde tutuklanma ve kapatılma kılıcı sallanıyor. Daha da kötüsü, milletvekili seçilen biri, Anayasa’ya rağmen serbest bırakılmıyor… sorunlarımız büyüyor, insanlarımız zorlanıyor…

Mustafa Yıldırım, kaptan şoför ve muavin konusunda yaşanan sorunları dile getirmiş, yetkin kaptan bulunamadığından ve asgari ücretten bir miktar yukarıda (tabii ki, çok az, zor bir meslek muavinlik) ücret verilmesine rağmen çalışan bulamadıklarını yazmış. Demek ki ekonomimiz de pek iç açıcı değil. ■ 

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159