19.01.2015, 17:08

Kapılma Komşu Kavgasına…

Taşıma Dünyası gazetesine ilk yazımı, Mart 2013'te yazdım. İlk yazımda, ‘Dünya Haritası'nı bilmenin, ona bakmanın, kendimizi bu harita üzerinde değerlendirmenin geçerli tutum olduğunu vurgulamıştım. 
Hala dünya haritasına bakıyorum  ve oradaki inşaatı görmeye ve gidişatını anlamaya çalışıyorum.

Yine bakalım:
Dünya nüfusunun yüzde 30'u motorlu taşımayı tanımıyor, yüzde 70'i de otomobili tanımıyor. Yüzde 60'ı elektriğe erişemiyor, hala. İçme suyuna erişemeyenler de birkaç milyar kişi.
Bunların içinden 1 milyar kişi dünya gelirinden yüzde 1,2 alırken, başka 1 milyar kişi aynı gelirin yüzde 74'ünü alıyor. Halbuki dünya gelirini dünya nüfusuna böldüğümüzde kişi başına düşen gelir, Türkiye kadar, yaklaşık 10 bin 500 Dolar, hem nominal olarak hem de satın alma paritesine (PPP) bağlı olarak.
Dünyanın 540 noktasında savaş olduğunu yazmıştık birkaç hafta önce.  
Neden bunların hepsi ılıman kuşakta? Petrolün, doğalgazın, madenlerin, nüfusun toplandığı coğrafyada?
Bu kadar büyük ihtiyaç varken hangi talep daralıyor da petrol ve tüm hammaddeler hızla ucuzluyor? 
"Artık devletler ne yüzde 100 müttefik; ne de yüzde 100 düşman!" lafını en büyük devlete ne söyletiyor
2008 devam ediyor ve Yeni Dünya oluşuyor. Reel ekonomilerin finansa kurban edildiği dönem sancılarla kapanıyor. Bilişim'in ve Lojistik'in yöneteceği verim ve dağılım ekonomisi geliyor.
Geliyor mu?
Satın alma paritesine (PPP) göre, 2000-2012 döneminde gelişmiş ülkelerin 3 bin Dolarlık ortalama maaşları azalıyorken; gelişmekte olan ülkelerin bin dolar olan ortalama maaşları artıyor. Dünya ortalaması ise 1.600 Dolar. Dünya Çalışma Örgütü (ILO) bildiriyor; zayıf ülkelerin cari açıkları azalıyor, gelişmiş ülkelerin cari fazlaları küçülüyor. (+/-) yüzde 4 olan bu ortalama sıfıra yaklaşıyor. Dağılım değişiyor!

* * *

Şimdi biraz yaklaşarak, Türkiye’mize bakalım:
500 milyar dolarlık ihracat ile 2023'te dünya ticaretindeki payımız  yaklaşık 2 katına çıkacak (yüzde 0,8'den 1,5'e).
Avrupa ülkeleri arasında çalışabilecek yaştaki kişi sayısı en yüksek olan ülkeyiz ve ortalama yaşımız 29.
Hızlı gelişen ülkeler ile gelişmiş ülkeler arasında köprüyüz. Türkiye, 4 saatlik uçak yolculuğu ile 1 milyar kişiye ve 21 trilyon dolarlık pazara erişiyor.
Bankacılık sistemimiz AB ülkelerinin 2 katına varan sermaye yeterlilik oranına sahip, yani çok etkin.
Yüzde 20 olan Kurumlar Vergisi; Brezilya, Hindistan ve AB ülkelerindeki yüzde 30-35 seviyelerinden düşük.
"Türkiye'nin sunduğu bu avantajlar, Mercedes-Benz, Nestle, Ford ve HP gibi global şirketlerin Türkiye'yi bölgesel üretim merkezi olarak seçme sebepleri" diyor, denetim şirketi.
Yapısal reformlarla dağılımlarımızı düzelteceğiz. Kapılmayacağız Komşu Kavgasına. 

* * *

Taşıma dünyasından da bir haber var: 
Bilişim ve lojistiğin verim ve dağılım etkisi olarak UDH Bakanlığının, Ulusal Ulaşım Kartı diyebileceğimiz uygulamasını inceleyebiliriz. Bu kart tüm illerde, tüm taşıma türlerinde geçerli olacak; ulaşımın tüm verilerini depolayacak; ulaşım hakkında  bilgi ve rapor üretilecek; ücretlendirme, gelir yönetimi, vergilendirme konularına hizmet edecek. Taşımada ulusal verimliliğimizi izleyip düzeltebileceğiz. 

* * *

Kişisel gelişim hakkındaki 15 öneriden birini çok beğendim: Hibrit Olmak. Türkçesi, melez olmak. 5-10-15 yıl içinde bilişim, enerji, verimlilik etkileri iş yaşamını dönüştürecek. Hem o hem bu olmak, hem orada hem burada olmak, düştüğünde kendi kalkabilen, hemen ilerleyebilen insan olmak gerekecek.  Dünyalı olmak gerek. 
Eğitim çok önemli. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159