Otobüsçü ders almaz (mı?)

Türkiye’nin ana ulaşım sistemi olan karayoluyla yolcu taşımacılığı sektörü yaşadıklarından ders çıkarmadığı için her geçen gün eriyor. Bir araya gelemediğimiz, sorunlarımıza birlikte çözüm üretmeye yanaşmadığımız için yaşanıyor tüm bu olumsuzluklar. Yolcumuz çoğalacağına azalıyor, sektör sıkıntı yaşıyor.

*

Haftalardır yazıyorum: İstanbul Otogarı bu sektöre yetmiyor. Girişi çıkışı, peronları, sosyal alanları yetersiz. Otobüsçü dostlar “iyi yazıyorsun, derdimizi dile getiriyorsun, devam et” diyor yüzüme, ama yazıhanede biri varsa, “bizim sorunumuz bu değil, boş ver” deyip geçiştiriyor. İşte bizim sektörümüzün sorunu bu, çözüm de burada yatıyor.

*

Mali yeterlilikleri bulunmayan, mesleki yeterliliği olmayan, mesleki saygınlığı hiçe sayan bazı otobüsçüler, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” zihniyeti ve “o batarsa ben kazanırım” çıkarcılığıyla sorunların çözümünü bulmak yerine ellerini ovuşturuyor. Firmalar batarsa yolcu tümden kaçar, hele de böylesi ekonomik kriz dönemlerinde… Geçmişte Bosfor, Varan, Hidayet, Hakiki Koç gibi elit firmaların şimdi yerinde yeller esiyor. Nedeni haksız ve hadsiz rekabet değil miydi? Tabii ki mesleki saygınlık kadar mali ve mesleki yeterlilikler de önemli.

* 

“Önce can, sonra canan” demiş atalarımız, önce kendimizi düşüneceğiz, ama geçmişte yaşananlardan da ders çıkaracağız. Yani, sektör batarsa otobüsçüler de batar. Bu ekonomik darboğazda durumumuz malum. Yolcu azaldı, zaten kış koşullarında boş çıkıyor otobüsler sefere, biz geleceğe yönelik önlemler almazsak sektörümüz de aynı sona gidecek.

*

Galip Öztürk, otobüsçüleri bir araya çağırdı. Buluşup hem durumumuzu konuşacağız hem de sorunlarımıza yönelik çözüm arayacağız. Kaçmak, dalga geçmek yerine gerçekten derdimize derman olacak çözüm önerilerini konuşmalıyız. Bir arada ve birlikte olursak, tek ses tek yürek olursak bu sıkıntıdan kurtuluruz.

*

Bilirsiniz, gemi batmaktan kurtulmak için yükünü denize boşaltır. Yani, sektör hepimizi silkeleyip atar üzerinden, tıpkı gemiden atılan yükler gibi. Cumburlop denizin dibini boylamadan bu toplantıyı bir fırsat bilelim. Sektörümüzün sağlıklı ve sağlam hizmet verebilmesi için geleceğe yönelik düşüncelerimizi paylaşalım. Yoksa iş işten geçmiş olacak, o zaman da bizi kimse kurtaramaz.  ■