02.10.2017, 10:25

Otobüsçüler de istiyor…

Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş… Hızır’ı da, sorunların çözümünü de istemek, üzerine çalışmak gerekiyor.

Öğrencilerin sınav sorunu vardı, her ne kadar son dakikada olduğu için bir karışıklık yaşandıysa da, düzeltilmesi için gündeme oturdu. Yine öğrencilerin servis sorunu vardı, araçta çocuklar unutuluyordu… Yanlışın neresinden dönülse kârdır, diye çözüm üretiliyor ve yoluna girecek her şey.

Demek ki istemek gerekiyor. Demek ki gündemde tutmak gerekiyor. Demek ki ağlamayan bebeğe emzik verilmezmiş…

Karayoluyla yolcu taşımacılığının sorunlarını saymaya kalksak, değil bu köşe, bütün sayfalar yetmez. Ama en önemlileri arasında kaptanlar ve onların yaşam standartlarının yükseltilmesi var… Tabii, bir de İstanbul
merkezli üçüncü köprü geçiş zorunluluğu var belimizi büken.

Otobüsçülük yapan firma sahiplerinin hemen hepsi sektörün içinden gelen insanlar. Nerede ne oluyor, nasıl oluyor, niye oluyor hepsini biliyorlar. Maliyetler haddinden fazla yüksek olunca, ister istemez harcamalardan kısmak gerekiyor. En kolayı da personelden kısmak, çünkü işsizlik o kadar büyük ki, nasıl olsa birileri bulunabiliyor.

50 kişinin canını emanet ettiğiniz kaptanın durumunu düşünmeden onun hakkında karar verirseniz sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsınız. SRC belgesi, psikoteknik sonuçları, takograf ölçümleri, dinlenme ve çalışma saatleri gibi önemli kriterlerin kararını alabilirsiniz, ama uygulanıp uygulanmadığına bakmazsanız sonuç bu olur.

Kaptanlar artık otobüs bagajında dinlenmemeli, onların kaptan oteli olmalı. Özellikle büyük otogarlarda terminal işletmesinin bu otelleri kurması gerekir. Bu noktada, Galip Ağa’ya çok iş düşüyor. Hem İstanbul Otogarı hem de aynı firmanın işlettiği diğer otogarlarda kaptan otellerine önayak olursa, hem sektörü güçlendirir, standardını yükseltir hem de karayoluyla yolcu taşımacılığı sektörü yolcunun güvenini yeniden kazanır. 

Her şeyi devletten beklemek olmaz… Ne diyoruz, “eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allaha emanet et”. Kaptanını sen denetlersen, devletin denetiminin az veya çok olması önemini kaybeder. Kaptan da kendisine verilen değerin farkında olur, güven ve huzur içinde aldığı sorumluluğu yerine getirir, yolcuyu sağ salim gideceği yere ulaştırır.

Çuvaldızı kendimize, iğneyi başkasına batırmanın zamanı gelmedi mi? ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159