23.01.2017, 12:29

Otomotivde Devrim Niteliğindeki Gelişmeler

Günümüze kadar otomotiv endüstrisinin malumunuz başlıca iki ana geliri vardı: Araç satışı ve satış sonrası hizmetler. Tüm kurgular, organizasyonlar, stratejiler; bu iki ana gelir kapısının verimliliğini artırmaya yönelik. Araç satışı arttıkça, satış sonrası hizmetlerden gelecek gelir de doğal olarak artıyor. Fakat gelişmeler, yeni bir gelir kapısının daha oluştuğu yönünde. Dijitalleşme kaynaklı yeni servislerden doğan gelirler. McKinsey'in araştırmalarına göre, 2030'da bu yeni servislerden gelecek gelir toplamı, satış sonrası hizmetlerin gelir toplamını geçecek. Yeni servislerden kastedilen ne? diye soracak olursanız, onu da McKinsey'in raporuna dayanarak iki maddeyle özetleyelim: Biri, 'data-connectivity services' başlığında verebileceğimiz; mobil uygulamalar, yazılım güncellemeleri, uzaktan sağlanan servisler. Bu 'connectivity'nin de Türkçe'sini bazı kaynaklarda 'bağlılık', bazı kaynaklarda 'bağlantı' olarak geçiriyoruz. İkisi de ne kadar yerini dolduruyor tartışmaya açık. İkinci alt gelir kaynağı, paylaşım ekonomisinden doğacak yeni gelirler. Bu paylaşım ekonomisinden kasıt, özellikle araçların ortak kullanımı. Evet, araç sahipliği sende ama konu komşun ya da aynı yöne doğru gittiğiniz ya da sen evde otururken aracına ihtiyacı olan kişilerin doğrudan senden kiraladığı ya da kullanım maliyetini paylaştığı sistem. Paylaşım modelleri, şu an yolcu taşımacılığı işleriyle uğraşan okurlarımızın gelirlerinden gözle görünür şekilde henüz pay alamadığından ve sektördeki diğer güncel konulardan dolayı, henüz ana gündeme taşıyamadık bu konuyu. Ama yurtdışında, üretici firmaların bile bu paylaşım ekonomisini ciddiye alıp aksiyon planladıklarını, pastadan pay kapmak amacıyla, kendilerinin bile araç kullandırma modeli üretmeye çalıştıklarını göz önüne alırsak, McKinsey'in raporunda bahsedildiği gibi, çok yakında ana gündemimize gelecek.

Data-bağlantılı Servisler

İlk saydığım, data-bağlantılı servisler konusunda taşımacılık yapanlara da araç üreticilerine de çok fırsatlar var. Özellikle üretici firmaların, araç satışı ve satış sonrası hizmetler bölümlerine ek olarak, Yeni Servisle, Dijital Servisler ya da Data-Bağlantılı Servisler adlı yeni bölümlerini kurmanın zamanı geldi. 2030'da bu servislerin gelirinin satış sonrası hizmetler gelirini geçmesinin beklendiğini tekrar hatırlatırsak, Dijital Servisler bölüm yöneticilerinin bir an önce belirlenip aktif rol almaya başlamalarının sağlanması yerinde bir hareket olacaktır. Sektörümüzdeki bu gelişmeler, GSM firmalarına da yeni fırsatlar doğuracak. Satış sonrası hizmetlerden daha fazla gelir bekleniyor diye özetlediğimiz bu gelir kaynağına yönelik; içerik geliştirme, data-bağlantısını sağlama, konuyla ilgili iş ortakları kümesinin oluşturulması desteklenmesi konularıyla ilgili bölümlerinin, belki de direktörlük, genel müdür yardımcılığı seviyesinde oluşturmaları gerekiyor. Şu an özellikle iş ortakları seviyesinde sektörle daha çok temas var. Bu konudaki iş ortaklarının çoğu da KOBİ büyüklüğündeki firmalar. Büyük üretici firmalarla irtibata geçmeleri, hatta onları yönlendirmeleri çok çok zaman ve efor alıyor ki, bu geçen sürede yaşamalarını idame ettirebilmeleri için devrim niteliğindeki trendleri askıya almak zorunda kalıyorlar. Girişimciler için de geçerli bu. Yaşamlarını sürdürebilmek için de, üreticilerle görüşmeye harcayacakları zaman ve eforu, satış sonrası hizmetler kapsamında, araç kullanıcısı, işletmecisi firmalara yöneliyorlar. Güçlü GSM firmalarının üreticiyle birçok konuda güçlü temasları olduğundan bu değişimde daha çok öncü rol oynamaları gerekiyor. Evet, ara ara bazı lansmanlarla öncü rolüne geçiyorlar, fakat deniz dalgası gibi, sonra gerek yönetim değişikliğinden gerek ülke gündeminden tekrar arka plana geçiyor otomotiv sektörü. Dünyadaki büyük GSM ve teknoloji şirketlerinin genel müdür yardımcılığı seviyesinde otomotiv kategorisi açtıklarını ve bu sektöre daha çok odaklandıklarını görüyoruz. Böyle bir değişimi gerek üreticilerimizde gerek GSM firmalarımızda gerçekleştiremezsek, biz yine yurtdışında yapılanları ülkemize aktarabildiğimiz için mutlu olmaya devam edeceğiz. GSM şirketlerimizde de, üretici firmalarımızda da bu teknolojileri hayata geçirme ve özgün çalışmalara imza atma yeteneği ve bilgi birikimi var. 'Bizde yeti var da, müşteri yok' savunmasına hak veriyorum. Evet, Güney Kore'nin bugünkü başarısının altında yatan stratejisine döneceğiz. Devlet olarak elimizi teknoloji geliştirme lehine taşın altına koyacağız. Emlakla, gayrimenkulle, inşaatla bir yere kadar büyüdük. Sürdürülebilir asıl büyümemiz, teknolojide… Gerek üretici gerek GSM gerek devlet tarafında; sektör temsilcisi olarak, sektörün tüm bileşenleriyle yakın ilişkisi olan bizlerden beklentiniz varsa, hazırız. Yeter ki, göz göre göre gelen, ilerleyen bu teknoloji trendini yakalayalım, ülkemizde özgün teknolojik çalışmalara imza atıp hayata geçirebilelim. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159