01.04.2013, 14:31

Verim, süreçlerin kalitesidir…

18 Mart 1915 Çanakkale Zaferimizin yıldönümünü yaşadık. 1915 yılında, bu zaferimiz o günün dünya haritasını etkilemişti: 

İtilaf devletleri (İngiltere, Fransa, İtalya) İttifak devletlerini (Almanya ve destekçileri) zayıflatamamışlar, Çarlık Rusyası'na yardım edememişler ve iki yıl sonraki Komünist Devrimi (Ekim 1917) engelleyememişlerdi. 

Böylece SSCB oluşmuş; dünya haritasının üzerinde komünist yönetim noktaları kapitalist noktaları dengelemeye başlamıştı. 

Dünya haritaları (siyasi, ekonomik, stratejik ) nasıl da değişmişti bu zaferle… 

Bize kutlu olsun, değerimizi bilelim, önemimizi anlayalım.

Taşıma Dünyası gazeteniz her hafta size taşımanın tüm türlerinden ve tüm unsurlarından haberler ulaştırıyor, bu dünyayı sizlere planlamacıları, yöneticileri ve kullanıcıları düzeyinde iletmeye çalışıyor. Taşıma türlerini -mod değil- anlatırken; türlerin bütünleşmesini öne koyuyor, ulusal verimliliği dile getirmeye uğraşıyor. 

Taşımanın unsurlarını anlatırken; unsurların planlamadaki ve yönetimdeki  etkilerini tanıtmaya, sorumluluklarını belirtmeye, beklentilerini öngörmeye çaba harcıyor. Unsurların birbirlerini anlamasına ortam sunuyor. Bakanlıklar, genel müdürlükler, dernekler, şirketler, üreticiler, basın… hepsi.

Bu ‘dünya’nın ‘sesi olmak’ hedefi işte böyle dengeli bir iletişimi şart koşuyor. 

Geçen hafta verim, randıman, bereket konusunu konuştuk; süreci, 100 birim gelirin nasıl paylaşıldığını merak ettik; şehiriçi taşımada da bunun bulunduğunu aktardık. Diğerleriyle devam ediyoruz… 

‘Gelir'in olduğu yerde ‘gider’ de var, muhakkak. Gelir nereye gider?

Gelir üç yere gider: yatırım maliyetine, işletme maliyetine, yenileme maliyetine… 

Peki, kâr nerede?

Yukarıdaki giderlerden arttı ise ona ‘kâr’ denir; eve gider. Her iş, evine götürdüğü miktar kadar değerlidir. 

Benzer işi yapanların yatırım ve yenileme maliyetleri yaklaşık aynı olur. Benzer araçları alırlar, benzer şekilde kullanırlar, benzer şekilde yenilerler. 

Fark ise işletme maliyetinde oluşur.  

Bunların hepsine bir arada ‘ömür maliyeti’ denir. 

Konu genişledi, her tarafını değil de etkili taraflarını dile getirsek yetecek. Kişinin işi nasıl yaptığı çok önemli. 

İşi; iyi tasarlamış mı? İyi planlamış mı? İyi uygulamış mı?

Kamu yönetimi, bunu şehiriçi otobüs alımında çok başarılı yapıyor. Ömür maliyetini (yatırım-işletme-yenileme ) satın alıyor. Biz de, beraberce oluşan rekabeti ve başarılı işleyişi izliyoruz.

Şimdi tekrar bakalım… 

Yeni baştan yapılması gereken hesaplarınız var mı? 

İşinizin yeniden tasarlanması gerekiyor mu?

Bugünün şartlarında yine bu işi mi yapmalısınız?

Zor, gerçekten zor sorular bunlar. 

Geçen haftaki gazetemizde bir otobüs firma sahibi ilk defa YHT'in etkilerinin çok büyük olacağını anlatmıştı, tebrik ederim. 

TOFED-TOF strateji belgesinde bu konu yok. İnanmadınız mı, lütfen bakın. 

Bilim kişisi, aynı nüshada taşıma türlerinin eşgüdümlü olarak işletilmesini öneriyordu, dikkatinizi çekmiştir. 

Yani bu iş, yönetsel bütünlük altında, ulusal verimliliği geliştirerek yapılacak. 

Taşıma türleri rekabet etmeyecek, yolcu taşımada da, yük taşımada da dengelenecek. Bunun farkına varanlar, ne mutlu ki, artıyor. 

Merakınızın artacağı haftalar dilerim. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159