14.04.2014, 17:03

AB-ABD Ulaştırma Politikaları ve Türkiye-4

Ülkemizin arazi yapısı, gerek Anadolu sathınca ve gerekse de İstanbul’da, Orta ve Batı Avrupa’ya oranla oldukça engebelidir. Yer yer Orta Anadolu, İç Batı Anadolu ve Ortadoğu Anadolu’da düz araziler bulunmakla beraber, birçok ilimizin ve yöremizin genel karakteristiği, engebeli arazi yapısıdır. Bu kapsamda; turizm potansiyeli, ulaşım talepleri ve benzeri ihtiyaçlar kimi illerimizde alternatif bir ulaşım türü olan kablolu sistem yatırımlarına ön açmaya başlamıştır. Dolayısıyla son yıllarda; Samsun, Ordu, Bursa, İzmir, Antalya, Artvin, Ankara, İstanbul, Kayseri ve Bartın başta olmak üzere birçok ilimizde teleferik yatırımları gerçekleştirilmiş veya gerçekleştirilmek üzeredir. 

Bu anlamda; Erzurum tarihi zenginliği, merkezi konumu, turizm potansiyeli ve kültürel derinliği itibariyle hem yöresel hem ulusal ve hem de bölgesel düzeyde önemli bir potansiyeli barındırmaktadır. Hepimizin bildiği üzere yakın dönemde, Erzurum’ da Kış Olimpiyatları gerçekleştirilmiş olup, ilimizin kış turizmi potansiyeli bilinen bir konudur. Bunun yanı sıra, T.C. Erzurum Atatürk Üniversitesi uzun yıllardır önemi bir öğrenci potansiyelini bünyesinde bulundurmaktadır. Bu çerçevede, Erzurum şehir merkezi, Atatürk Üniversitesi ve Palandöken’ i kapsayan bir hat üzerinde teleferik fikri üzerinde düşünülebilir.

Bu bağlamda, teleferik başta olmak üzere kablolu sistemlerin özelliklerine dair öne çıkan konuları şu şekilde açıklayabiliriz:

Kablolu sistemler…

Bugün dünyanın dört bir yanında; belediye otoriteleri ve ulaştırma işletmecileri büyük bir engelle karşı karşıyadır. Şöyle ki ulaşım taleplerinin karşılanmasına çözüm getirilmesi; aynı zamanda hem bir bütçe meselesi hem de çevre bilinci ile ilgilidir. Ulaşım sorunlarının çözülmesi; hem yüksek kalitede bir planlama hem de uygun ulaşım tiplerinin seçilmesini gerektirir. Bu bağlamda; kablolu ulaşım sistemleri artan önemde bir rol oynamaktadır. Tıpkı otobüsler ya da özel araçlar gibi; kent teleferikleri de kendi avantajlarını ve dezavantajlarını içinde barındırır. 
• Teleferik; istasyonlarda devasa elektrik motorları büyük devir yaparak taşıtları kilometrelerce kablo boyunca istasyondan istasyona taşır. Mimarlar istasyonları gelecek görüşleri ile tasarlarlarken, ulaşım otoriteleri teleferik taşıtlarının tasarım ve donanımını yapar, belediye otoriteleri vatandaşlarına daha yüksek kalite bir yaşamı temin etme adına; ulaştırma imkan gelişiminde ara bağlantıları sağlar.
• Düşey olarak çalışan asansörlere kıyasla; teleferikler verilen araziye çok rahat olarak uyarlanabilir. Birçok durumda; sonuçta karar vermede kritik öneme sahip olan arazi yapısıdır: füniküler hattı veya kablolarla yerin üstünde yol alan kabinlerle donatılmış havaray, bazı durumlarda; eğimli bir asansör olan bir füniküler çeşidi optimum çözümdür. 
• Teleferik sistemi; kolonları birbirine bağlayan çelik halat üzerinde hareket eden taşıtlardan oluşmaktadır. Bu sebepledir ki bu teleferikler çok dik eğimleri geçebilmektedir. Yolunu güzergahtaki diğer kullanıcılarla paylaşan otobüse kıyasla; teleferik kendisi için tasarlı güzergahı boyunca ilerlemektedir. Otomatik kontrol sistemiyle donatıldığında; sadece birkaç personel ile yüksek düzeyde ulaşım kapasitesine erişmek mümkündür. 

Kısmi çözümler…

Kablolu sistemler daha çok kentiçi ulaşım için kullanılan bir ulaşım türü olup daha öncede değindiğimiz üzere Erzurum’un ulaştırma-şehirleşme ilişiği bölgesel ölçekte de değerlendirilmelidir. Zira Erzurum; Erzincan, Bayburt, Kars, Ardahan, Iğdır, Artvin, Ağrı, Muş, Gümüşhane ve Bitlis ile bölgesel temelde, Ahıska (Gürcistan), Batum (Gürcistan), Revan-Erivan (Ermenistan) ve Nahcivan’ı içine alan bölgenin sosyal-ekonomik-kültürel-stratejik ve coğrafi olarak öne çıkan bir yerleşimidir. 

Ekonomide yer alan bölgesel yönetim sektörüne girdi-çıktı analizi uygulanarak ekonominin farklı durumlarına göre ortaya çıkan problemlere kısmi çözümler getirilmeye çalışılmaktadır. Ekonominin daha önce içinde bulunduğu koşullar uzun dönemde hizmet harcamalarını etkilemektedir. Örneğin yiyecek ve içecek hizmetleri ölçek ekonomilerinden fayda sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda yerel yönetim ve hane halkı sektörü bir sürece sokulmuş ve bu süreç sonucunda kamusal sermaye yatırımlarının ciddi sorunlar ortaya çıkardığı gözlemlenmiştir. Bölgesel yönetim kararları açısından girdi-çıktı sonuçlarına bakıldığında; bölgesel yönetimlerin yüzyıllardır var olmalarına rağmen hiç bugünkü kadar büyük ve karmaşık bir görünüme sahip olmadıkları ve hiç bugünkü kadar büyük paralar harcamadıkları ortaya çıkmıştır. Yurt dışında ele alınan çalışmalarda, yerel ya da bölgesel idareler bir “bölge kamu hizmeti harcama projesi modeli”nde ele alınmakta ve net mali iyileşme sonuçlarını içeren bölgesel planlamaya ilişkin alternatif planlar geliştirilmeye çalışılmaktadır.

Stratejik amaçlar…

Kalkınma Planı döneminde ekonomik büyümenin sağlanması ve sosyal kalkınmanın istikrarlı bir yapıda sürdürülmesi ve kalkınma planının vizyonunun belirlenmesi açısından bazı stratejik amaçlar, gelişme eksenleri olarak belirlenmiştir. Bu stratejik amaçlar:
• Rekabet gücünün arttırılması,
• İstihdamın arttırılması
• Beşeri gelişme ve sosyal dayanışmanın güçlendirilmesi,,
• Bölgesel gelişmenin sağlanması,
• Kamu hizmetlerinde kalitenin ve etkinliğin arttırılması

9. Kalkınma Planı’nın 2007-2013 dönemine ilişkin olarak uluslararası gelişmeler ve temel eğilimler açısından, Türkiye ekonomisi için geçmiş dönemde yaşanan gelişmeler ile mevcut ekonomik ve sosyal gelişmeler göz önüne alınarak hazırlanmış ve planın vizyonu, “istikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen ve AB’ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye” şeklinde belirlenerek bölgesel planlama hususunda daha sistematik temellere dayandırılmış ve özellikle AB bölgesel politikalarına paralel bir tutum izlenmiştir.

Hepinize sağlıklı, huzurlu, mutlu ve başarılı bir hafta dilerim. ■

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159