21.07.2014, 11:00

Otobüsçü ne yapmalı?

Yaz sezonunun ortalarına geldik. Ramazan Bayramı çok yakın. Geride kalan dönemde yolcu ve hareketlilik olarak doluluk ve ücret olarak beklentilerimiz gerçekleşmedi. 

25 Temmuz’da demiryolu seferlerinin başlayacağını biliyoruz. Orada neler yaşayacağımızı göreceğiz. Bunun sektörde yaratacağı travmaları daha önceki yazılarımda bahsettim. Başlangıçta Pendik’e kadar olduğu için çok büyük etkisi olmayacak. Bu yatırımlar kaçınılmaz, bunlar ülkemizin kalkınması ve gelişmesi için olması gereken gelişmeler. Hep söylediğimiz şey, popülist fiyatlandırma yapılmaması. Kullanan bedelini ödesin. Maliyetler üzerinden, en azından sürdürülebilir bir ulaştırma politikası açısından; makul, mantıklı, kabul edilebilir ve zarar etmeyen bir ücretlendirme politikası izlenmesi bizim için yeterli. Yoksa demiryolu ve havayolu derken bunların önünde durmamız mümkün değil. 

Veri çalışması 

Bu gelişmeler karşısında biz ne yapacağız, ne yapmalıyız? Otobüs işletmeciliği üzerine ciddi bir çalışma yürütüyorum; zannediyorum bu yılın sonuna kadar tamamlanacak. Anketlerle birlikte, önce istatistikleri oluşturacağız. Ne kadar servis aracımız var, ne kadar otobüse ihtiyacı var bu sektörün,  hangi şehirde ne olup bitiyor; ücretlerimiz, doluluklarımız, maliyetler, giderler nedir, bunların verilerini ortaya çıkartacağız. 

Hasılat var, kâr yok 

Otobüste hasılat var, fakat kâr yok. Kâr nereye gidiyor ona bakmamız gerekiyor. Biraz daha bilimsel çalışmalıyız, hesabımızı, kitabımızı bilmemiz gerekiyor. Tasarruf yapmamız lazım.  

Riski yönetemeyen, kriz yönetir 

2015’in başında profesyonel yöneticilerin de katıldığı bir toplantı ile bu verileri paylaşacağız. Sektörün bir fotoğrafı ortaya çıkacak. Olması gerekenleri ortaya koyacağız. Geleceği okumak, riski yönetememek krize davetiye çıkarıyor. Riski yönetemeyen, krizi yönetmek zorunda kalır. Riski yönetmek; geleceği okumak, gelecekteki duruma göre önlem almaktır. 

Birleşerek sorunları çözmek

Türkiye önümüzdeki dönemde nasıl şekillenecekse, bu şekle göre bir mevzuat oluşturmak gerekecek. Otobüs firmalar arasındaki dağınık yapıyı, sektörün sivil toplum örgütlerinin arasındaki rekabeti bitirip, birleşmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bölünmek, parçalanmak bütün sağlıklı yapılanmaları engeller. Asgari müşterekleri belirleyip birlikte hareket edeceğimiz noktaları belirlememiz gerekir. Bazı konularda fikirler çatışabilir ama öncelikle “sorunlarımızı nasıl çözebiliriz”i konuşmamız gerekiyor. Yoksa “eyvah, para yetmiyor” diyip, sonunda herkes layık olduğunu sonu yaşayacak.

Firmaların kestiği komisyonlar artık otobüsçüye ağır geliyor. Diğer taraftan firmalar kestiği paradan kâr elde edemiyor. İki tarafın da mutsuz olduğu bir yapı sürdürülebilir değil. Daha fazla komisyon kesilmek isteniyor ama otobüsçünün verecek hali kalmadı. 

Bölgesel markalar 

Firmaların, yeni arayışlarla farklı bölgelere girme çalışmalarına kızmak yerine bölgesel firmaların yeni yapılanmaya gitmeleri şart. Bu tür gelişmeler başka ülkelerde de yaşandı. Amerika’da otobüs şirketleri birleşerek beş firmaya kadar indiler. Özellikle piyasayı domine eden iki firma kaldı. İngiltere’de de böyle. Gelişmelerin önünde duramazsınız. Küçük firmalar büyük firmalara karşı mücadeleyi birleşerek vermeliler. 200 binlik nüfuslu bir şehirde 10 firma olursa, oraya büyük firma girer ve oradaki firmaları da yutar. Bu sektör 340 firmayı sırtında taşıyamaz artık. Küçük firmalar birleşerek bölgesel marka haline gelecekler. Güçlü olacaklar, iyi hizmet verecekler, rekabet şartlarını iyi oluşturacaklar ve büyük firmalarla mücadele edecekler. Bu kadar çok sefer var, ama yolcu da bu kadar az. Özmal sayısı yükseliyor ama bu da giderek yıkılacak. 

Teknoloji desteği

Otobüsçülüğün gelecekle ilgili tasarımını akılla ve bilimle yapmamız gerekiyor. Mesafelerimiz kısalacak. Havayolu-demiryolu entegrasyonunu çok verimli şekilde kullanacak bir yapı oluşturmamız gerekiyor. Bilet işini e-biletle çözmemiz gerekiyor. İkrama, acentelere verdiğimiz komisyonlardan, servise verdiğimiz paradan tasarruf etmemiz gerekiyor. Otogarların maliyetlerini de giderek aşağıya çekmemiz gerekiyor. Bu dört kalem sektörün geleceğini belirleyecek. 

Kiralık otobüs

Otobüsçü artık sabit bir ücret kesmek yerine, firma ile anlaşacak ve “senden 5 bin Euro istiyorum fazlası da azı da senin” diyip otobüsünü kiraya verecek. Bu, sektöre denge getirecek. Almanya böyle başladı; otogar sorunları, ikram sorunu yok. Almanya’da ikram için otobüslerde otomat makineleri var. Yolcu bu makinelerden ikram malzemesini satın alıyor. Sektörümüz de bunu maliyet yerine kâra dönüştürmek durumunda. Böyle olduğu zaman firma kârını, zararını daha iyi hesap edecek ve daha dolu seferler düzenlenecek. 

Ramazan Bayramı

Önümüzde bayram var. Bayramda artan araç trafiği ile trafik kazaları da artıyor. Şehirlerarası otobüs şoförlerinin dinlenerek yola çıkmaları önemli. Perşembe günü AŞTİ’de trafik güvenliğine yönelik bir toplantı olacak. Kaza yapmamak için gerekli tedbirleri almak zorundayız. Küçük araç sürücülerinin de dikkatli olması gerekiyor. Şimdiden herkesin Ramazan Bayramı’nı kutluyor ve iyi haftalar diliyorum. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159