04.03.2013, 18:54

Almanya zor pazar!

Geçen hafta, Westfalya eyaletinden aldığımız bir davetle Almanya’da 4 gün geçirdik. Eyalet yöneticileri ve kalkınma ajansıyla görüştük. Kendi eyaletlerinde merkez kurduğumuz takdirde destek vereceklerini ifade etmişlerdi. Gittik, taleplerimizi yüz yüze anlattık. Özellikle

Almanya’da otobüs taşımacılığının serbest bırakılmasından sonra, yüksek bir tempoda müracaatlar var, şuanda çalışan birkaç firma var. Bunların ikisi Almanya’nın birleşmesinden önce de çalışan firma ve Berlin-Frankfurt arasında hizmet vermeyi sürdürüyorlar. 

Almanya’da şoför sorunu

Şu anda özellikle 200-250 km.lik mesafelerle ilgili çalışmalar var. İngiliz, İtalyan ve Avusturya şirketleri başvurmuş. İspanyollar, tarifeli taşımacılık yapmak üzere çalışma yapıyor, ancak ciddi bir şoför sorunu var. Avrupa Birliği ülkelerinin kendi ülkelerinden (AB üyesi oldukları için) şoför getirme şansları var, ama Türkiye’nin böyle bir şansı yok. Biz, ‘tarifeli taşımaya alışık olmayan Alman sürücüler bizim disiplinlerimize, bizim kurallarımıza uyamazlar’ diye destek istedik. Hiç değilse, şoförü buradan getirebilme konusunda bir düzenleme talep ettik.

Bunun dışında, büyük hayaller kurmaya gerek yok. 

Ücretlerde rekabet yoğun

Almanya’nın uzaktan görüldüğü kadar cazip bir ortam olmadığını gördük, yerinde inceledik. Taşıma ücretlerinde rekabet daha bugünden başlamış durumda. Fiyatları Türkiye seviyesine kadar indirdiler. Önemli sorunlardan bir tanesi de sürücü maliyetlerinin yüksekliği.

Çalışma koşullarına bakıldığı zaman, kişi başı 3 bin Euro’luk bir maliyet var. Orada firmalar, Türkiye türü gibi bir taşımacılık yapmıyorlar. Otobüs içi ikram yok. Bazı araçlarda otomat var; yolcu isterse parası ile makinelerden içecek, yiyecek alabiliyor. İngiliz şirketi National

Express’in lüks taşımacılık yapmak için araç siparişi verdiğini öğrendik. Almanya’daki hizmet anlayışı en ucuz otobüs, en basit otobüs… İngilizler, nasıl olacak da en konforsuz otobüsle lüks taşımacılık yapacaklar, bilmiyoruz. Almanya’da Türkiye tipi otobüsçülüğe ihtiyaç olacak, ama oraya sağlam, planlı, doğru ve akıllı girmek lazım. Kurallar çok ağır. Şoförlere, personele iyi eğitim verilmesi gerekiyor. Yolcu hakları çok geniş, hukuk çok iyi işliyor. Yanlış yapma şansınız yok.

Seyahat fazlalığı

Almanya’da en önemli sorunlardan bir tanesi de şehirlerarası yol trafiği. 1000 kişiye 750 özel araç kullanımı var. Otomobille saatte 60 km ortalama tutturabilirsiniz, otobüsle o da mümkün değil. 

Taşımacılık modeli enteresan. Demiryolunun payı yüzde 6-7’lerde, havayolunun payı yüzde 4’lerde. İnsanlar genellikle otomobil kullanıyorlar, onun için de yollar yetmiyor. Yılda yaklaşık 140-150 milyon yolcu trenle gidiyor. 1 miyar 100 milyon insan da şehirlerarasında otomobil kullanıyor. 

Ortak yolculuk

Otomobil kullanım şekli de çok enteresan, akılcı. Bir internet sitesi oluşturulmuş, şehirlerarası yolculuk yapmak isteyenler ‘ben Frankfurt’a gidiyorum, şu saate şuradan kalkıyorum, eğer geleceksen beni ara’ diye ilan veriyor. Çok ciddi bir yolcu var; trende yer bulamayanlar, pahalı olduğunu düşünenler o yolu kullanıyor, yaklaşık 30-40 milyon yolcu taşınıyor. 

Gece yolculuğu…

Berlin-Frankfurt hattını almış bir şirket günde 6 sefer yapıyor. Özellikle vurgulamak istiyorum, Almanya’da gece yolculuğu diye bir şey yok. Almanları gece yolculuğuna alıştırabilir miyiz? Bilmiyoruz. Herhangi bir yasaklama yok, ancak kısa mesafe olduğu için gece yolculuğuna talep yok. Tabii, 500-600 km mesafeli yolculuklar da var. Bizim Ankara modelini oraya oturtmak mümkün olabilir. “Gündüzü kaybetmeyin, otel parası vermeyin, sabah işinizi yapın dönün” modeli şeklinde kampanyalar düzenlenebilir.

Bilet fiyatları Türkiye seviyesinde 

Bilet fiyatları, bizim düşündüğümüz kadar yüksek değil, 25-35 Euro civarında. Edirne gibi mesafelerde 10 Euro’ya bilet var. Kimse hayal kurmasın, orada öyle kolay bir pazar yok. Kiralık otobüs çalıştırma şekli de bizden farklı: km başına sabit bir fiyat veriyor ve ‘otobüs masrafları sana ait’ deniliyor. Firma riski üzerine alıyor: yolcu çoksa çok para kazanıyor, azsa az. Ben şahsen o riski almanın doğru olmadığını düşünüyorum. 

Zorluklar var

Almanya’nın kolay bir pazar olmadığını biliyorduk. Bunu bir de görerek teyit ettik. Buna ek olarak, otogar gibi bir yapı olmadığı için altyapı yetersizlikleri var. Firma sayısı arttıkça tren garlarındaki alan yetmeyecek. Özel garajlar konusunu gündeme getirdik. Onlar da

inceleyeceklerini ifade ettiler, ama bunun dezavantajı, trenin aktarma imkanını kaybetme riski. Bir de garajlarda bakım onarım altyapısının kurulmasını da şart koşuyorlar.

Dersine çalışmış olmak…

Sektörümüzün Almanya dersine iyi çalışması gerekiyor. O alana akıllı şekilde girmek şart. Birkaç bölgeli bir sistem kurmak iyi olabilir. Çalışan firmalar tek hat üzerinde yoğunlaşmışlar. 500-600 km.nin üzerinde otobüs taşımacılığı yapmak ise hiç mümkün değil. 
Biz kendi çalışma modelimizi Almanya’ya transfer etmek istiyoruz. Türkiye tipi otobüsçülük yapmak arzumuz var. Firmaların hiçbirisi Türk modelini hayata geçiremez. Bu bizim avantajımız, ama zaman kayıplarına tahammülleri yok. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159