18.03.2014, 15:02

Babalar ve oğullar

Fatih Sultan Mehmet Han çocukken çok yaramaz bir öğrenciydi. Ders esnasında yaptığı yaramazlıklarla hocası Akşemseddin’i çileden çıkarırdı. Hocası kendisine kızdığı zaman hemen “Ben Padişahın oğluyum bana bir şey yapamazsın” deyip tehdit ediyordu. Padişaha şikâyet etmeyi edepsizlik sayan Akşemseddin, bu durumu hiçbir zaman Sultan II. Murat’a anlatamıyordu. Ancak gün geldi artık küçük Mehmet’in yaptığı yaramazlıklar çekilmez hale geldi.

Bunun üzerine destur dileyip Sultan II. Murat Hanın huzuruna çıktı. “Padişahım, size bir hususu arz edeceğim ancak hayâ ediyorum” deyince SultanII. Murat “Buyur çekinmeden anlatabilirsin..” dedi. Bu söz Akşemseddin’i rahatlattı ve başladı olayı anlatmaya. Padişahım oğlunuz, ciğerpareniz Mehmet çok yaramaz, onun yaramazlıkları yüzünden ders işleyemiyorum, kendisine kızdığım zamanda hemen sizinle beni tehdit ediyor deyince II. Murat, hocası Akşemseddin’in yanına gelerek kulağına bir şeyler fısıldadı.

SultanII. Murad’ın kulağına söylediği sözleri duyan Akşemseddin çok şaşırdı. Padişahın yaptığı bu planı uygulamak mümkün değildi. Akşemseddin plan konusundaki rahatsızlığını padişaha ilettiyse de Padişah onu dinlemedi ve bu iş olacak dedi.

Ertesi gün yine derste Şehzade Mehmet yaramazlık yapıyordu. Akşemseddin’in uyarısına aynı tehdit cevabını verdiği sırada Padişah ansızın kapıyı açıp içeri girdi. Bu olay karşısında Akşemseddin hiddetlenerek Padişaha bağırdı ve bir tokat atarak, bu şekilde sınıfa giremeyeceğini izin istemesi gerektiğini söyleyerek derhal dışarı çıkmasını istedi. Padişah mahcup bir şekilde boynunu bükerek özür diledi ve dışarı çıktı…

Olaylar karşısında Fatih Sultan Mehmet’in nutku tutulmuş ne yapacağını şaşırmıştı. Güvendiği babası, ülkenin tek hakimi olan padişah hocasından tokat yemişti. Fatih Sultan Mehmet allak bullak olmuştu. Az sonra kapı vuruldu ve Padişah mahcup bir şekilde içeri özür dileyerek girdi. Plan muhteşem bir şekilde işlemişti. O günden sonra Fatih Sultan Mehmet asla yaramazlık yapmadı. Çünkü güvendiği dağlara kar yağmıştı.

Gelecekte çağ değiştiren bir insan olarak tarihe geçecek kişinin nasıl bir eğitimden geçtiği konusu biraz olsun aydınlanmış oluyor bu hikâyede. Sonradan Akşemseddin ile Fatih arasında devam eden saygı ve güvene dayalı ilişki hiç azalmadan devam ediyor. 

Eğitimin ne olduğunu II. Murat kadar olamasa da; en azından kendi çocuğunu yanlış yollara sürüklemeyecek kadar idrak etmiş anne ve babalara ihtiyaç var. Unutmayalım, Çocuklar şımarık doğmaz; diplomalı, maaşlı ama eğitimsiz ebeveynler tarafından şımartılır…

Değil -pozisyonu her ne olursa olsun- bir yerde maaşlı yönetici; hükümdar bile hocasının karşısında ne denli edepli ve saygılı olması gerektiğini göstermesi açısından güzel bir hikâye.
Birde günümüze bakalım…

Neler değişmiş? 

Neyi kime, neden şikâyet ediyoruz? 

Sonuçlar apaçık ortada ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159