14.05.2013, 16:42

Çalışan insandır!

Her yerde yeni gelen için çalışanlar arasında değerlendirmeler yapılır. Bir süre sonra insanlarla ikili ilişkileriniz geliştikçe bu konuda muhataplarınız itiraflarını sizinle paylaşmaya başlarlar. Önceden duydukları ile kendi gördükleri arasında farklılıklar olduğunda samimiyetiniz ölçüsünde değerlendirmelerini size aktarırlar. 

Bu bağlamda bir yaşadığım bir olayı anlatmak istedim size. Satış anlamında kötü bir dönemden geçiyorduk. Hedeflerin tutturulması için yoğun bir tempoda çalışmamız da yetmiyordu. Çünkü sizinle aynı durumda olan rakip çalışanları da aynı stresi yaşıyorlardı.  Tüm satış noktalarının kıran kırana rekabetinin söz konusu günlerdi. Müşteri kimden alırsa alsın, aynı ürünü alacağı için iki unsur ön plana çıkıyordu. 1. Fiyat, 2. İlişki. Ancak fiyatlar o kadar dengesizdi ki ilişki için müşterinizin birkaç bin fark ödemesini beklemek hayalcilik olurdu. 
Bu durumda iken, pazarı çok iyi tanıyan 2 araç alacak bir müşteri bulmuştum.  Tercihini bizden yana kullanması için bir fiyat zikretti. Bu güne kadar rakiplerden bu tür fiyatların verildiğini duymuş olmama rağmen hiç bu denli gerilememiştim. 
Şirkette, finansal konforumuz yoktu ve hem karlılık hem de yılsonu hedeflerini göz önünde bulundurmak zorundaydık.  Bu defa koşullar çok zorluydu. Müşteri, bu güne kadar yapmadığımız bir uygulama ile araç teslimindeki yol riski ve masraflarını bize yükleme düşüncesinde idi.  Neticede çaresizlik size pek çok şeye “he” demenizi sağlıyor. 

Şoförümüz,  güvendiğim işini çok iyi yapan çok saygılı ve güvenilir bir kişiydi. Program gereği ilk aracı sorunsuz getirdi.  Diğer araç için hiç dinlenmeden tekrar yola çıktı. Yolda 2. aracı otoyol gişelerinde hasarlamış. Başımdan kaynar sular döküldü, normalde çok sert tepki vermem gerektiği halde ona olan güvenim yüzünden bir şey diyemedim.
Ertesi sabah, araçları teslim etme vaadimiz olduğundan, servisteki arkadaşlara durumu anlatmaya çalıştım. İçinde bulunduğumuz koşulların servisteki arkadaşları hiç mi hiç ilgilendirmediğini görmek şaşırttı. Onlar da kendilerine göre haklıydılar çünkü o güne kadar sadece çalışandan öte bir anlam yüklenmemişti kendilerine. 

Sonuçta ikna için kullandığım, şirket, misyon, pozisyon ve hatta patron gibi argümanlar hiç mi hiç etkili olmamıştı. “Sen evinde yatarken, biz burada çalışacağız öylemi?” gibi itirazları vardı.  Son çare kılıçları çekip üniformayı bırakıp kişisel bir hale getirmekti ve öyle de oldu. Araç bitinceye kadar onlarla birlikte olacağımı işi birlikte yapacağımızı söylediğimde şaşırdılar. Sonunda işe başladılar fakat yapmış olmak için yapıyorlardı. Gece ilerledikçe, ilişki geliştikçe düşük devirli çalışmaları gönülden olmaya başladığını görmek çok hoş bir durumdu. Boyahane şefi geç vakitte “Abi sen diğerlerine benzemiyorsun.! “ İtirafıyla kapıyı açtı. Sonunda her aşamasını beraberce ve de çok iyi kotardığımız çalışmayla aracı tamamladık ve söz verdiğimiz gibi teslim ettik.
Çalışanların beklentisi çalışandan ziyade insan muamelesi yapılmasıdır. İnsana insan gibi yaklaşırsanız başarılamayacak hiçbir iş yoktur. 
İyi bir koç “sıradan insanlara sıra dışı işler yaptırabilendir”. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159