16.06.2014, 14:00

Çivi çiviyi söker mi, zor oyunu bozar mı?

Yaşananlara baktığımızda durumumuzun hiç de iyi olmadığını söylemek hata olmaz, değil mi? Hemen bütün şehirlerin merkezi bölgelerinde gaz bombasından kurtulmak mümkün değil. Doğrudan size atılmasa da dağ ta, ova bayır dumana büründüğünden yaşlı genç, kadın erkek herkes etkileniyor. Bir de orantısız kullanılırsa cam çerçeve kapatmak bile kar etmiyor. 

Yurtiçinde böyle… ya yurtdışında? Her tarafta aynı sıkıntı yaşanıyor az veya çok. Hele Güneyde, komşu ülkelerle yaşananlar… Her aklı başında insanın kabul edemeyeceği, tepki göstereceği, canının yandığı durumlar var. Savaş, adlı adınca savaş yaşanıyor. Tabii, bizim için kolay, televizyon ekranlarından izliyoruz. O aileler, çocuklar, kadınlar, yaşlı genç, çalışan çalışmayan insanlar… nasıl da büyük zorluklar yaşıyorlar. Bir de üstüne üstlük mülteci oluyorlar. Evlerini kap kacaklarını bırakıp düşüyorlar yollara. Ne gidecek bir menzilleri var, ne başlarını sokabilecekleri bir çatı aldı… 

Bir de son günlerde yaşananlar var. Musul’da rehin tutulan konsolosluğumuz çalışanları. Belki bir şey çıkmayacak, Türkiye ile didişmeye gelmez, bilirler bizi ama ne olacak kaygısı, ileriyi görememenin korkusu… Zor vesselam.

Ben farklı bir konuya değineceğim. Geçen gün Bulgaristan’a geçiyorduk… Gümrük sahasında bir otobüs, içi yolcu dolu. Tanıdığım bir şoför arkadaş… Beni görünce, gözleri ışıldadı. Durumunu anlattı. Bir arkadaşı kattım yanlarına sınırı geçebildiler. 
29.12.2006 tarihinde çıkan bir genelgeyle, “[B2] yetki belgesinde kayıtlı araçlar ile yapılan uluslararası taşımalarda aracın koltuk kapasitesinin yüzde 50’sinin dolu olması şarttır. Mekik seferlerdeki son gidiş seferi hariç olmak üzere, doluluk oranı en az yüzde 50 olmayan araçların yurtdışına çıkışlarına izin verilmez.” kararı çıkmış. Bakan Binali Yıldırım’ın imzaladığı bu genelge uyarınca yolcular kalakalmış gümrük sahasında. Kiminin işi var kiminin bağlantısı, kimi okula, kimi hasta ziyaretine gidiyor, kimi de Türkiye’de para harcamış, bize döviz kazandırmış, geri dönüyor. Peki, haktan reva mıdır bu uygulama.

Karayolu yolcu taşımacılığında bilinen bir gerçektir: Birçok dönemde seferler karşılıklı yapılsa bile doluluk tek yönlü olur. Şimdi yaz sezonu, oradan insanlar ülkemize gezmeye, tatile geliyor. Şimdi gidişler boş, gelişler dolu. Sezon sonunda gidişler dolu olacak, gelişler boş. Bu soruna bir çare bulunmazsa otobüste mağdur olan yolcu bir daha gelmez. Yunanistan ve Bulgaristan yakın oldukları için karayolu tercih ediliyor, tabii, ekonomik de oluyor. 

Yeni UDH Bakanımızın kendisini gösterme vaktidir. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159