27.01.2014, 15:30

Çünkü Türkiye Hepimizin!

Yazımın başlığını geçen haftaki bir toplantının adından hazır aldım. Toplantı, Türkiye'nin hem ekonomik gündemini hem de siyasal gündemini dolduran ortak konular hakkında görüş ve sorumluluk birliği oluşturmak niyetinde bir sivil beraberlik idi. TOBB, TESK, işçi sendikaları ve başka sivil toplum kuruluşları, "... ÇÜNKÜ TÜRKİYE HEPİMİZİN" diye haykırdılar . Ben, Türkiye ekonomisinin yüzde 60'ını oluşturan TÜSİAD, MÜSİAD, TİM gibi öncelikle önemsediğim başka STK'ları da aradım. Temsil edilmediler.

Önemli mi, sizce de?

Ülkeyi kaygı ile izlemek yerine sektörlerini saygı ile temsil etmeleri gerekir böyle ortak platformlarda ve  böyle zamanlarda. Temel konumuz yine hukuk ve yine eğitim… 

Her görevde bir performans takibi olur, verimlilik takibi olur. Performansa bağlı olarak tayin, terfi, ücret, maaş, belirlenir. Verimliliğe bağlı olarak o görevin devamına veya iptaline karar verilir iş hayatında.

Bu açılardan Savcılık görevine bakıyorum… Bir savcı hiç dava açmasa da, davaları sürmese de göreve devam ediyor. Maaşı zamana -kıdeme-  bağlı olarak artıyor. Gerekli gördüğü konuda soruşturma açabiliyor. Yaptığı soruşturmaları iddianameye çevirmek kendi kararı.

Savcının iddiası ile mahkemenin kararı arasında hiçbir ilinti aranmıyor.  Savcının performansı ile hiç ilgisi yok. 

İyileştirilmesi gereken noktalar var burada. 

Performans nasıl anlaşılacak? 145 yıl ceza istenen davada beraat kararı çıkar mı?

‘Ağırlaştırılmış müebbet hapis’, hapsin süresini kısaltmıyor mu, mahkumun ömrünü kısaltarak?

İddiaların mahkemelerce kabul oranı neden önemli olmuyor? Soruşturmaların iddiaya çevrilme oranı neden önemli değil? Verimlilik nasıl sağlanacak? Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda ‘savunma’ neden yok?

Bunları hep ve sadece verimlilik açılarından irdeliyorum. Her verimsizlik bir maliyet olarak ödenir, sahipsiz kalmaz. Önceki yazımda hukuk ve adalet işleyişimizi başka benzer ülkelerle karşılaştırmıştık ve Almanya'nın harcamasının bizim 18 katımız olduğunu görmüştük.

Almanya 1136 adet mahkemede 5 bin savcı ile çalışıyor; Türkiye 5.767 adet mahkemede 4 bin savcı ile… (2010-2014 Strateji Belgesi'nden)

Henüz adalet sisteminden duyulan memnuniyeti ölçmüyoruz. Görev tanımları, performans kriterleri tamamlanmadı. Hangi verimlilikle çalışmalıyız?

Adalet Bakanlığı'nı işletmecilik, verimlilik, organizasyon bağlamında, şirkete bankaya benzetsek, ekonomik ömrü çok kısa olacağı çok belli. Ben sadece işletme verimliliği açısından baktım. Hukuk eğitimi, kalitesi, güncelliği başka konular… Ulusal verimliliğimizi arttırabilmek için eğitim ve hukuk düzeyimizi arttırmamız ilk şart. 

Hepsi de ekonomik konular, ekonomi yöneticilerinin, STK'ların görevleri… 

Hedef 2023, 10 yıl kaldı. İzlemek yok, katılmak var.

… Çünkü Türkiye hepimizin! ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159