18.09.2017, 11:34

Deniz Ulaşımı, Boğaz Geçişleri ve Modal Dağılımdaki Yeri - 7

Son beş yıla baktığımızda, İstanbul’un yıllık ortalama 400 bin civarında göç aldığını görebiliriz. 1975 yılından itibaren ise net göç hızı her zaman pozitif olan metropol şehrimizdir (aldığı göç miktarı her zaman verdiği göç miktarından fazla olmuştur). Tablo 3’te İstanbul’un 2007-2015 yılları arasındaki göç istatistikleri verilmiştir. 

Tablo 4’te ise İstanbul’un yıllık nüfus artışı ve artış hızı ile ilgili bilgiler verilmiştir. Bu tablodan da görüldüğü üzere İstanbul’un nüfus artış hızında, son yıllarda nispi düşüş görülmekle birlikte, yüksek miktarlarda nüfus artışı devam etmektedir.

Köprülerin etkisi…
İstanbul’da birinci ve ikinci Boğaz köprülerinin inşa edilmesi, şehrin yapısında ve ulaşım sisteminde önemli ölçekte değişimleri beraberinde getirmiş olup 29 Ekim 2013 itibariyle bir bölümünün açılış gerçekleştirilen Marmaray da şehrin ulaşımında ve köprü trafiğinde belirgin bir etki oluşturmuştur. Yan yolları ve bağlantıları daha açılmamış olsa da Yavuz Sultan Selim Köprüsünün de azımsanmayacak katkısından söz edebiliriz. 
Daha önce de birçok defa ifade edildiği üzere, banliyö hatlarının da tamamlanmasıyla Gebze-Halkalı arasında İstanbul’un güney aksında doğu-batı hattı boyunca Marmaray önemli bir trafik talebini karşılayacaktır. İstanbul’da ulaştırma sisteminde karayolu ulaştırma türünün türel dağılımda ağırlıklı bir payı olup bu ağırlık Boğaz köprülerinin inşasıyla birlikte daha da artmıştır. Bir diğer etken ise, Boğaz köprülerinin inşasının, şehrin her iki yakasının hem Boğaziçi ekseninde ve hem de Marmara kıyıları ve iç bölgelerde gelişimini hızlandırmasıdır.

Trafik tıkanıklığı…
Kentiçi raylı sistem yatırımları; metro başta olmak üzere son on yılda hızlı bir gelişim göstermiş olup bu, dengeli türel dağılım sağlanması ve özel otomobil sahipliği oranlarının düşürülmesi için tek başına yeterli olmayacaktır. Bu; tüketim kültürünün yönetişiminden şehirleşmeye ve ulaşım ana planına, bunlarında birbiriyle entegrasyonuna kadar geniş bir sahayı ifade etmektedir. Asya’dan Avrupa’ya geçişler incelendiğinde bunun yüzde 81’inin köprülerden, yüzde 19’unun ise denizyolu ile gerçekleştirildiği görülmektedir. Ayrıca; köprü geçişlerindeki araç türleri incelendiğinde ise; özel otomobillerin yüzde 82’lik bir paya sahip olduğu görülmektedir. Buna karşın; köprülerdeki yolcu taşımacılığının ancak yüzde 24’lük bir kısmı özel otomobillerle gerçekleşmektedir. Daha önce de ifade ettiğimiz üzere, özel otomobil sahipliği oranlarını alabildiğine artması ve hemen her özel otomobilde ortalama bir 1-2 yolcunun bulunmasının sonucu olarak, köprüdeki trafik tıkanıklığının en önemli faktörü olan özel otomobiller, köprülerden taşınan yolcuların ancak yüzde 24’lük bir kısmını karşılamaktadır. Buradan; köprülerden insanlardan çok özel otomobillerin geçişinin sağlandığı sonucuna da varılabilmektedir. Tablo 5’te Asya-Avrupa geçişlerinde karayolu-denizyolu türel dağılımı detaylı olarak verilmiştir.

Alternatifler geliştirilmeli…
Tablo 5’ten de görüldüğü üzere Asya-Avrupa geçişlerinde özel otomobil, taksi ve servis aracı ile sağlanan taşıma payı toplamda yüzde 39,10’dur. Diğer tarafından denizyolunun Asya-Avrupa geçişlerinden aldığı payda sadece yüzde 19 dolaylarındadır. Dolayısıyla; Şehir Hatları, deniz otobüsü ve deniz motorlarıyla sağlanan taşıma istenen tercih edilirliğe ulaştırılamamıştır. Şehir Hatları; kapasitesinin yüzde 10’u ile çalışmakta olup, denizyolu taşımacılığında güzergah, pik saat, türel entegrasyon ve filo seçiminde aciliyetle alternatifler geliştirilmelidir. Bunun için; deniz motorlarının işletiminde verimliliği ve hizmet parametrelerinin arttırıcı önlemler dahilinde yeni güzergahların tahsisi gündeme alınmalıdır. Şehir Hatları da, güzergaha göre filo çeşitliliğini arttırmalıdır. Yine; özelleştirilmesi sonrası yeni tartışmaları gündeme getiren İstanbul Deniz Otobüsleri’nin de (İDO) fiyatlandırma, güzergah çeşitlendirmesi gibi konuları tekrar ele alınmalıdır. 

Marmaray eksenli olacak…
Diğer taraftan; her iki Boğaz köprüsünden pik saatte tek yönde taşınılan yolcu sayısı 140 bin olup, 29 Ekim 2013 tarihi itibariyle kısmen açılışı gerçekleştirilen Marmaray ile saatte 75 bin kişi taşıma kapasitesi mevcuttur (YSS Köprüsü geçişleri istatistiklere yansımadığı için göz ardı edilmiştir). Dolayısıyla daha yoğun trafiğin bulunduğu şehrin güney hattında Marmaray önemli bir talebi karşılayacaktır. Banliyö hatlarının rehabilitasyonunun da tamamlanmasıyla beraber Gebze’den Halkalı’ya kadar Marmaray ile yolculuk imkanı oluşmuş olup, yakın bir dönemde Yenikapı-Aksaray hafif raylı sistem hattı ile Yenikapı-Taksim metro hattı ile bağlanacaktır. Marmaray; tam kapasite olarak işletime alındığında, İstanbul’un güney ekseninde Marmara sahili boyunca Gebze’den Halkalı’ya ve Boğaz hattında da birinci Boğaz köprüsüne kadar geniş bir alanın trafiği Marmaray eksenli olarak çalışacaktır.
Daha geniş perspektiften bakıldığında; Boğaz köprüleri geçişlerinde araçların yüzde 90’ı yolcuların yüzde 37’sini taşırken, yüzde 10’luk paya sahip olan lastik tekerlekli toplu taşıma araçları ise yolcuların yüzde 37’sini taşımaktadır. Bu çerçevede; gerçekleştirilecek olan ulaştırma yatırımlarında, toplu taşıma öncelikli yaklaşımların geliştirilmesi gerektiği görülmektedir. 
Hepinize sağlıklı, huzurlu, mutlu ve başarılı bir hafta dilerim. ■





Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159