Sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel sorunlar yumağından kurtulmak için herkes gibi devletin de bir çabası var (var olması gerekir muhakkak). Ancak yaşananlar ışığında özellikle ekonominin içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında yıllardır söylenegelen ama hiçbir icraat görülmeyen, yapılanların da iddia edilenlerin çok gerisinde kaldığını herkes kabul ediyor. Bir örnek bile yeterli ne demek istediğimi anlatmak için… Son yıllarda tüm ilgili ve yetkililer enflasyonun düşeceğini, her gelen yeni yılın bir öncekinden daha iyi olacağını iddia etti; ancak hiçbir düzelme görülmedi. Bu durum, ekonomi ile sınırlı da değil, barınma, beslenme, sağlık, eğitim gibi devletin asli sorumlulukları için de geçerli.
Umut yüklü bir başlığa rağmen bunca karamsar bir çerçeve çizince insan duvara toslamış gibi oluyor. Yine de umudu üzmemek gerektiği inancındayım.
Bir şeyler yapılacaksa…
İçinde bulunulan bu karamsar durumu aşmanın biricik yolu, herkesin elini taşın altına koymasıyla açılacaktır. Bugüne kadar, görüşlerini beğendiğimiz, inandığımız siyasi parti ve liderlere oy ve yetki verdik. Yaşı belli bir seviyeye gelmiş olanlar hatırlayacaklardır, gelmemiş olanlar da küçük bir Google araştırmasıyla yıllar boyunca siyasal iktidarların söyledikleriyle yaptıklarının arasındaki makasın hemen hiçbir zaman kapanmadığını görecektir. Yani oy ve yetki vererek sorunların çözüme kavuşması mümkün değil. Ancak üzerinde durmak, sözcüğün tam anlamıyla denetlemek gerektiğini kabul etmemizin tam zamanı. Söylenenler uygulamaya geçmediğinde hemen itiraz etmek, bu durumu kamuoyuna anlatmak için çalışmaya başlamak gerekir.
Türkiye’deki en örgütlü sektörlerin başında karayoluyla yolcu taşımacılığı geliyor. Ülkenin dört bir yanında hizmet veren, insanları bir yerden bir yere taşıyan yolcu taşımacılığı sektörünün her ilde bir derneği ve bu derneklerin oluşturduğu gerçekten güçlü ve güvenilir federasyonları var. Bulundukları şehirlerin önde gelen iş insanlarından olan sektör mensupları (otobüsçüler) sözlerine inanılır, kanaat önderi niteliğinde insanlar. Sektörle ilgili sorunları gündeme getirip de çözüm önerilerini sıraladıklarında -inanıyorum ki- kamuoyu oluşturabileceklerdir. Ezcümle, iş otobüsçülerde bitiyor. Sadece işletmeci, firma sahibi ile de sınırlı değil bu; personel, kaptan şoför, servis, tamir ve bakım, hatta akaryakıt için de geçerli, eğer biraz olsun çaba harcanırsa.
Umut ve barış…
Ülkemizin uzun yıllar başına tebelleş olan “terör”, artık yerini barışa bırakıyor. Giderek daha da güçlenecek barış, sadece kan dökülmesini değil ekonomik sorunları da engelleyecektir. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’ya gezmek amaçlı turlar arttı son aylarda. Bu, tarihi ve doğal güzellikleriyle hepimizin gözbebeği ülkemizin ekonomik olarak da kalkınmasının ilk adımı olacaktır. Gidenler sadece bir şişe su alsalar -ki, çok daha fazlası olduğunu sizler de biliyorsunuz- oluşan ekonomik hareketliliğin gücünü hesaplayın. Devamını yine karayoluyla yolcu taşımacılığı sektörü mensuplarıyla o illerin esnaf ve sanayicileri birlikte getirecektir.
Gazetemizde 2025’in zorlu ve sorunlu bir yıl olduğunu anlatan otobüsçülerin 2026’ya bakışının ne kadar olumlu olduğunu okudunuz bile. Başlamak bitirmenin yarısıdır derler; öyleyse ilk adımı atalım.
2026 hepimiz için barış, verimlilik, kazanç yılı olsun.