02.12.2013, 16:32

Devekuşu “Eğer”i bilseydi…

Çocuktum, radyoda bir maç dinliyordum. Spiker, “Eğer top oyuncuya çarpmasaydı…”, “Eğer attığı şut dikekten dönmeseydi…”, “Eğer verdiği pas geçseydi de bilmem ne olsaydı…” gibi anlatıyor. Maç Bolu’da oynanıyor: Karşılaşan takımlar doğal olarak Boluspor ile şampiyonluk adaylarından Beşiktaş. Maçın sonucunu hatırlamıyorsam da ‘eğer’li sunumu hiç unutmadım.

Spikerin ‘eğer’li sunuşunun yanıtını hep aradım. Yıllar sonra bir başbakan aradığımı buldurdu: “Halamın bıyıkları olsa amcam olurdu.” Turgut Özal’ın o ünlü sözü benim Boluspor Beşiktaş maçından kalan merakımı sona erdirdi.

Eğer öyle olsaydı…

Karşıt olasılıklar diyebileceğimiz ‘gizli soru’ “eğer”den başka bir şey değil. Tarihçi E. H. Carr, “Eğerler tembel işi laf ebeliğinin ötesinde gerçek bir değer taşır” diyor. “Eğer”ler tarih anlayışını geliştiren, tarihi canlı bir biçimde gözler önüne seren bir araç olabilir. “Eğer”ler olan bitenin düzgün bir anlatımı olan tarih üzerinde öteden beri durulan varsayımları sorgulamamızı sağlayabilir. 
“Eğer”ler küçük rastlantılar olabileceği gibi bir anda alınan kararlar da olabilir. İsterseniz bir örnek verelim: Eğer Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Anaların gözyaşlarını durdurmalıyız” demeseydi Diyarbakır Emniyet Müdürü, “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz” diyemezdi. Varsayalım ki deseydi bile bizzat Başbakan bu kadar büyük tepki göstermeyebilirdi. Bunun sonu yok! “Eğer”ler birbiri peşi sıra eklenip artar… 

Sis basınca…

1776 yazında, 20.000 askerden ve büyük bir donanmadan oluşan İngiliz birlikleri George Washington kumandasındaki 9.000 kişilik yorgun Amerikan ordusunu Long Island’da sıkıştırır. Arkaları okyanus, önlerinde İngiliz birlikleri ve gelgit denizi vardır. İngilizler ‘savaşta her şey mubahtır’ diye teslim olanları bile süngüler öldürür. Yani teslim olmak ölmek demektir. Gece karanlığından yararlanıp çok gizli ve gerçekten başarılı bir operasyonla Brooklyn’e geçmeye karar verir Washington. Gece yetmez ama… gün ağarırken basan sis, çamura saplanmış birkaç sahra topunun dışında 9.000 askeri tüm ağırlıkları, çadırları, teçhizatı, yiyecekleriyle birlikte kurtarır. O kadar yoğun bir sis basmıştır ki değil üç-beş metre ilerisini göz gözü bile görmez. Sonradan, “Tanrının hikmeti”, “Hızır gibi yetişen sis”, “Tam beklediğimiz şey”, “Amerikan sisi” gibi adlarla anılan bu doğa olayı olmasa, belki de bugün dünyayı yöneten Amerika Birleşik Devletleri’nden söz edilmeyecekti. (Hemen parantez açıp, hemen bir yıl sonra Brandywine Savaşı’nda tüfeğinin ucunda Washington’u gördüğünde ateş etmeyen İngiliz yüzbaşının da belirleyiciliğini, aynı sonuca yol açabileceğini belirtelim.)

30 yılda 30.000 ölüm

“Eğer”in bir diğer önemli işlevi de olayları olup bittikten sonra değerlendirme önyargısını ortadan kaldırmasıdır. Tarih dediğimiz şey, zaten ders çıkarılması gereken deneyimler bütünü değil midir?

“Marmaris ressamı”, Kürtler için ‘dağlarda yürürken ayaklarından çıkan kart kurt sesleri dolayısıyla böyle deniyor; yoksa Kürt yoktur’ demeseydi, şu son 30 yılda 30.000’i aşkın insanımız hem de genç, dinç, dinamik insanımız ölür müydü? Anaların gözyaşı sel olup akar mıydı? Hani biz cenneti bile anaların ayakları altına seren bir dünya görüşünü savunan insanlardık? Hani nerede kaldı bizim insancıllığımız? Yazık değil mi onca genç insana? Her şeyi bırakın bir kenara her biri bir çivi çaksa (nice daha büyük işler yapacak umut vaat edenler vardı içlerinde) yapacakları binanın altında nice sanat kültür etkinlikleri düzenlenir, insanlar daha iyiye, daha doğruya, daha güzele yönelmez miydi?

Barış çağrısı…

“Eğer”ler istendiği kadar çoğaltılabilir. Eğer Amerika çomak sokmasaydı biz Suriye ile savaş aşamasına gelmezdik.

Eğer bir savaş çıkarsa, zaten zor durumdaki ekonomimiz hepten sıkıntıya düşer ve sosyal refah (sahi, nerede o ‘sosyal refah’; ben neden yaşayamıyorum) kaybolur. 

Eğer savaş çıkarsa; bizi en tam yansıtan “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkemiz ayaklar altına alınmış olmaz mı?

İşte, en tam da o nedenle: “Bulmak seçmekse / Umudu ve sevinci seçtik // Aşkı bir de… / Barışı.”
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159