14.05.2013, 16:32

Gözden kaçanlar!

Devlet mekanizması muhtarlıktan başlar, belediyeyle devam eder, iktidara kadar uzanır. Bizdeki devlet anlayışı mahalleden başladığı içindir ki devlete yönelik hiçbir şey göz ardı edilmez. Tepkilerin büyüklüğünün redeni de budur.
Mahalli idareler, yani belediyeler yerleşim merkezindeki hayatı düzenlemeye , sorunların çözümünü sağlamaya, daha da önemlisi refah seviyesini yükseltmeye çalışan kurumlardır. En azından bu amaçla yola çıkan, ama zaman içerisinde çok farklı boyutlara ulaşan belediyecilik artık hizmet değil siyasi amaçlı çalışıyor.

Ulaşım açısından baktığımızda, torpilli olanlar, traktör kullanmayı bilmeseler dahi otobüs şoförü oluyor. Özel sektörde işe göre adam seçilirken, belediye gibi kurumlarda adama göre iş veriliyor. Onlar da torpilli olmanın rahatlığıyla işi küçük parmaklarıyla tutuyorlar. İşe geç gelip erken bırakıyorlar. Birileri yok mu, bu sorunu çözecek?
Sorun bununla sınırlı olsa yine de öpüp başımıza koyacağız. Ancak araçların eskiliği, belgesiz olması da var. İlçeden veya başka bir yerden gelen yolcular eğer şehirlerarası otobüsleri tercih etmişlerse otogarda inmek zorundalar. Ama dumanı tüten, hırlayarak çalışan, tıksırarak giden belediye otobüsleri ortalığı dumana boğarak şehrin sokaklarında cirit atıyor. Belgesi var mı, yeterli mi, çevre korumacılığı açısından halkın sağlığını tehdit ediyor mu gibi soruların cevabı yok.

Okullar havalar düzeldiği için çevre gezileri düzenliyor; ilk akla geldiği gibi belediyeye başvurup araç istiyor. Belgesiz, miadı dolmuş otobüslerde, SRC’si olup olmadığı bilinmeyen, psikoteknik kontrollerden geçmemiş sürücülerle çocuklarımızı geziye götürüyorlar. Çocuklar, geleceğimizin umududur, geleceğimizdir, onlara güveniyoruz; onlardan çok şey bekliyoruz, büyüyüp iş sahibi olacak, bizlere bakacaklar. Sadece bize değil ülkemize de bakacaklar, kimi doktor olacak kimi öğretmen, kimi mimar olacak kimi yönetici… 

Ertesi gün gazetelerde manşet: “Yolcu otobüsü göle uçtu, şu kadar can kaybı!” kimse de göle uçan aracın yolcu otobüsü olmadığını söylemiyor. Kamu yanlış bilgilendiriliyor. Otobüsçü zaten sıkıntıda, yolcu eskisi kadar çok değil ve harcamaları çıkartmakta bile zorlanıyor. Peki, otobüsçülerin örgütleri? Onlar ne yapıyor? TOF ve TOFED bu konuda neden bir açıklama yapmıyor? Kamuoyunu bilgilendirmek için televizyonlarda olur olmaz ‘kamu spotu’ dönüyor. Peki, otobüsçü için de dönemez mi? 
Her bahar, geziler başlayınca onlarca çocuğumuz kaza ile karşı karşıya kalıyor. Ben, Salim Altunhan, çetelesini tutacak değilim, ama Yılmaz Özdil’e verelim o duyursun! ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159