09.02.2015, 17:36

Gözyaşları son bulsun!

Hepimizin bildiği bir türküdür: “Çarşamba’yı sel aldı, bir yar sevdim el aldı”. Bu son yağmurlardan sonra sordum, çok uzun zamandan beri Çarşamba’yı sel almıyormuş. Çünkü önlem alınmış, türkü yadigar kalmış o eski dönemlerden. 

Edirne, payitaht olmayı bıraktı hem Çarşamba hem de Çarşamba pazarı gibi oldu artık. Binlerce yıla dayalı (Odris’lerden başlayarak Hadrianus dönemini de içine alan) geleneği, göreneği, örf ve adetleriyle önemli bir kültür birikimi olan Edirne’nin çektiğinin bir son bulması gerekir.

Bunun için sadece Edirne’nin ve Edirnelilerin değil, komşu ülkelerin de çaba harcaması gerekiyor. Zaten onun için de, siyasete hiç girmemeye özen gösterdiğim halde, “umut Syriza” diye sesleniyorum. Dere yataklarının yıllar boyu biriken alüvyonlu çökeltiden kurtarılması, temizlenmesi gerekiyor. Meriç nehrinin büyük bir kısmı Yunanistan’dan geçip geliyor. Tabii, Bulgaristan’ın baraj kapaklarını açması da var, ama Meriç’in yatağı kumdan arındırılsa felaket bu kadar büyük olmaz. Bizim topraklarımızda kalan küçük bölüm ne kadar temizlenirse temizlensin yukarıdan gelen su yine taşkına sebebiyet verecektir. 

Yunanistan, ekonomik olarak zor durumda, ama seçimlerden galibiyetle çıkan Syriza ve genç lideri Çipras, çevreye duyarlı olduklarını seçim bildirgelerinde açıkladılar. Şimdi yapılması gereken Ankara Atina hattı oluşturup bu sorunun bir an önce çözülmesidir. Bahar yağmurları da böyle olursa Edirne elden gider, ondan korkarım.

Küresel iklim değişikliği yaşanıyor. Her şey hep uçlarda yaşanıyor. İki yıldır son ve sel nedeniyle tarım kaybından dolayı ne meyve kaldı ne sebze. En önemli ihraç ürünlerimiz olan fındık da yoktu, kayısı da. Üç dal maydanoz bile 1,5 liradan satılıyor pazarlarda. Demek ki bu, sadece Edirne’nin sorunu değil. Zaten Antalya’da seralar fırtınadan yıkıldı, başka yerlerde sorunlar yaşandı, soba gazı dolayısıyla insanlar ölümle karşı karşıya kaldı. Ülke çapındaki bu önemli sorunun çözümü için bizim seçimi beklememiz gerekiyor. Bir an evvel çözüm için kolların sıvanması lazım.

Tamam, belki Yunanistan ekonomik olarak önceliği bu soruna vermekten kaçınabilir, ama bizim ısrarcı olmamız gerekmez mi? Sorunun, kentler üzerinden değil hükümetler üzerinden görüşülmesi çözümü de beraberinde getirir. Sadece Edirne kurtulmayacaktır böylesi bir çabanın sonunda, Kırkpınar da,
Mimar Sinan’ın tarihi köprüleri de, turizmle hareketlenen Edirne ekonomisi de kurtulacaktır. Gözyaşları da son bulacaktır. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159