12.05.2014, 14:40

Havayolunda tavan fiyat!

Kış sezonundan çıkıp, yoğun sezona giriyoruz. Yoğun sezonda maliyetlerimizle taşımacılık arasındaki dengeyi kurmamız lazım. Tabii, bu dengeyi kurabilmek için de havayolundan etkilenmeyi de en aza indirmemiz şart. Havayolu şirketleri hala mantık sınırlarını aşan rekabetle yollarına devam etmeye çalışıyorlar ama burada en önemli unsur Anadolu Jet’in Haziran fiyatlarını tabanın çok aşağısına indirmesi. Taban yok ama bizim tabanımızın neredeyse seviyesine indirdiler. Böyle düşündüğümüz zaman, sektör içindeki rekabeti mantıklı bir ölçüye taşımamız lazım. Fiyat kırarak, yolcu taşımak mantıklı değil. Çünkü burada ne oluyorsa otobüsçüye ve otobüs yatırımcısına oluyor. Bu şartlarda akaryakıt fiyatları ve bu maliyetlerle beraber, yolcu taşımanın mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. 

Otobüsler tam dolsa bile kazandığınız para sene içindeki zararları karşılamıyor. Sayın Bakan Lütfi Elvan, havayolundaki duruma bu anlamda müdahale etti. Sayın Bakana teşekkür ediyorum. Uçaklar fırsatçılık yaparak kışın yolcu yokken 39 liraya, yolcu yoğunken 550 liraya bilet taşıma işini bırakacaklar; artık herkes işine bakacak. Onun için, bana göre 309 liralık fiyat bizim lehimize. Uçak şirketleri yaz-kış dengesini artık istedikleri şekilde yapamayacaklar. 309 liralık taban ücreti ile kış ücreti arasında bir denge yakalamaları lazım. Yoksa bu dengesizlik onları da bitirir. Bu akılsız mantıksız rekabet ortamı uçak şirketlerini yaşayamaz duruma getirir. 

Herkesin aklını başına toplaması lazım hepimiz ticaret yapıyoruz. Ticaretin kâr olması lazım. Taşıma sistemleri bu kadar insanı istihdam ediyoruz. Çok önemli bir sosyal sorumluluğu yerine getiriyor. Ben hep dile getiriyorum; havayolundan devletin çekilmesi lazım. Türk Havayolları olmaz, Alman Havayolları diye bir şirket var mı? Fransız havayolları var mı? Air France var ama o özel bir şirket. Onun için devlet taşımadan çekilmeli. Devletin taşımadaki rolü düzenleyici denetleyici ve altyapı yapan-satan bir kurum olmalıdır. Özel şirketler bugünkü altyapıları yapamazlar. Dolayısıyla devletin rolü belli. Devlet, bana göre havayolunda da, demiryolunda da, denizyolunda da, tamamen çekilmeli. Herkes işini yapacak. Yöneticiler yöneticiliklerini yapacaklar. Ticareti de ticaret erbabı yapacak.

Dijital Takograf

30 Haziran’dan itibaren Dijital Takograf uygulamasına geçiliyor. Dijital Takografın, hız denetimi kadar, çalışma süreleri konusunda ciddi bir denetimi olacağını kabul etmemiz lazım. Tabii, sektör bu konuda duyarsız. Henüz bu konuda başına gelecekleri bilmiyor. Dolayısıyla dijital takograf geldiğinde 4 saatten fazla araba kullanan şoför, ceza yiyecek. Buna da hazırlıklı olmamız lazım. Tabii, yeni bir sıkıntı olarak kabul edilebilir. 5 milyon karayolu ticari taşıtı olan bir ülkede, bunun yaratacağı travmayı herkesin hesaba katması lazım. Onun için dijital takograf ciddi bir sorunu da beraberinde getiriyor. Özellikle uzun mesafelerde istihdam ettiğimiz sürücü sayısını artırmamız lazım. İstanbul, Trabzon etabında üç şoför kullanmadan yola gidilemeyecek, şu anda iki şoför yetiyor. Bu kazaların azalması konusunda bana göre çok önemli bir adım. Ama yetmez, bireysel otomobil kullanıcılarının 12 saat araba kullandığı bir yolda, yolu paylaştığımız diğer unsurlar denetlenmiyorsa onun yarattığı kaza bize de gelebilir. Onun için bu eğitim meselesi insanların yorgun, uykusuz yola gitmemesi lazım. Bana göre herkes, bugünden tedbirini almalı. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159