14.09.2015, 17:27

İlk Kurşun!

Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önceki (93 yıl geçmiş üzerinden) en önemli aşama, düşmanın Anadolu’dan atılmasıdır. 15 Mayıs 1919’da İzmir’de başlayan işgal, 9 Eylül 1922’de yine İzmir’de sona erdi. Düşmanın karaya ilk ayak bastığı gün, Gazeteci Hasan Tahsin tarafından sıkılan ilk kurşun ile başlayan mücadele, yine Büyük Taarruzun ardından İzmir’de sıkılan son kurşunla sona erdi.

İzmir, ilk ve son noktayı koyan şehir olarak da tarihimizde yerini aldı. 19 Mayıs 1919 Atatürk'ün Samsun'a çıktığı tarihten üç gün önce Yunanlılar İzmir'e çıktığında gazetelerde göze çarpan başlık, “Yunan İzmir’e Çıktı, Silah Başına!” oldu. Hasan Tahsin tarafından atılan ilk kurşunun devamı, Ege’nin her noktasında, efeler tarafından kurulan milis kuvvetleri tarafından atıldı. Büyük Millet Meclisi'nin kurulup duruma el koyması ile düzenli ordunun yeniden kurulmasına kadar geçen bir yıllık uzun zaman dilimi içinde Anadolu'da hiçbir güç yokken, Yunan birliklerini Ege sahillerinde kıpırdatmadan tutanlar, efeler olmuştur. 

Bunlardan, Yörük Ali Efe ve arkadaşları, 16 Haziran 1919 tarihinde Sultanhisar‘daki Malgaç Yunan karakolunu tümüyle imha ettiler. Cephane ve erzakları ele geçirdiler. Bu baskın Batı ve Güney Anadolu'da düzenli, bilinçli ve milli şuurla işgalcilere yapılan ilk baskın olarak kabul edilir. Bu önemli başarı halka ümit ve cesaret verdi, düşmanın yurttan atılabileceğine olan inancını arttırarak Yörük Ali Efe'nin liderliğini perçinledi. 

Düzenli ordunun kurulması üzerine Yörük Ali Efe, emrindeki savaş deneyimi çok iyi olan büyük bir grubu ile birlikte TBMM Ordusu'na katıldı. Milis Miralay rütbesiyle, Milli Aydın Cephesi Komutanı olarak atandı. Savaş sonunda başarılarından dolayı TBMM tarafından kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası ile ödüllendirildi.

Kurtuluş Savaşı'ndaki rolü ile ilgili olarak yapılan övgülere alçak gönüllüğünün bir göstergesi olarak verdiği cevap manidardır: “Bazı kimseler savaş zamanında yapılan işlerin birçoğunu bana ve başkalarına mal ederler. Bu yanlıştır. Bir kişinin, beş kişinin böyle büyük davalarda ne ehemmiyeti olur ki? Gönlünde vatan muhabbeti taşıyan her vatansever, bizim gibi düşünmüş, bizim gibi duymuş, ondan sonra da bizimle beraber olmuştur. Milli mukavemette aslan payını kendine ayırmakta hata vardır. Bir elin sesi olur mu ki?”

Bugün için de yine gönlünde vatan muhabbeti taşıyan her vatansever birlikte düşünerek birlikte hissederek, birlikte hareket eder. Her türlü aymazlığa karşı, bugünün Yörük Efeleri sahip oldukları alçak gönüllülükle, sükûnetle bekliyor. 

Bu bekleyiş, azgınlaşmış aymazlar tarafından tırsıklık olarak değerlendirilmesin. Çünkü kılıç kınından çıkarmadan önce çok düşünülür. Ama bir kez de kınından sıyrılırsa… Hiçbir şekilde durmaz. Dağda başlamış olsa da sadece denizde biter. 

Güneş her gün doğudan doğar. Fakat çok özel günlerde ise batıdan… 
Karanlığı sona erdirmek için, aydınlık yine batıdan gelecektir. 
Ve gerekirse eğer son kurşun yine İzmir’den sıkılır. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159