04.11.2013, 12:15

İtibar

İtibarın temelleri, anne ve babamızın çocukken öğrettikleri erdemler üzerine kuruludur. Doğrunun ve yanlışın ne olduğunu bulmak için başkasına bakmaya gerek yoktur. 

En büyük şirkette de, en küçük arkadaş gurubunda da itibarın özü aynı temel değerler üzerine kuruludur. Dürüst olmak, iyi niyetli olmak, diğerinin çıkarını kendi çıkarın gibi gözetmek, şeffaf olmak, hesap vermede gönüllü olmak, sadece bugünü değil yarını da düşünerek davranmak, itibarlı olmaya yeter. İtibar kazanmak, tutarlı davranmayı ve bir karakter bütünlüğüne sahip olmayı gerektirir.

Her koşulda doğruyu ve yanlışı bulabilenlerin yani pusulası kendi içinde olanların, sosyal statüleri ne olursa olsun itibarlı kişiler olacakları kaçınılmazdır.

Şirketler için değil, konumları, kıdemleri ya da önemleri ne olursa olsun herkesin en değerli varlığı, sahip olduğu itibarıdır. İtibar, mantıksal gerekçeleri olan ama özünde duygusal bağ yaratır ve beraberinde güven getirir. Güven, dünya üzerindeki tüm ilişkileri en güçlü şekilde etkileyen belki de tek ortak paydadır. Güven, her ilişkinin kalitesini, derinliğini, gidişat ve sonuçlarını derinden etkiler.

Güvenin ortadan kalkması; en başarılı şirketleri, en etkin liderleri, en sağlam arkadaşlıkları, en kuvvetli karakterleri ve en büyük aşkları yok edebilecek tek şeydir.

İtibarı düşük kurumların kurduğu ilişkiler, beraberinde kayıplar, problemler, yorgunluklar ve mutsuzluklar getirir. İtibarını kaybetmiş ilişkilerde alınan kararlar, verilen sözler ne kadar güvence verirse versin, insanı içten içe rahatsız eder, “altında gizli başka bir hesap mı var” kuşkusu yaratır. Öte yandan yüksek itibarın beraberinde getirdiği saygınlık, inanç ve güven tüm işleri kolaylaştırır, engelleri ortadan kaldırır.

Şirketler sahip oldukları inançları ve değerleri dışarıya yansıttıkları ölçüde itibar kazanır. Kirli işler yapan şirketlerin kendilerini “iyi kurumsal vatandaş” gibi anlatma çabaları, hiç sonuç elde edilmeyecek boş bir uğraştır. Hiçbir danışmanın, hiçbir iletişim şirketinin elinde, böyle kirli işler yapan bir şirketi itibarlı kılacak sihirli bir değnek yoktur.

İtibar aslında soyut bir nitelik olsa da tüm ilişkilerde somut sonuçlar doğurur. “İtibar iş sonuçları ve finansal değerlerle yakından ilgilidir. İyi itibar sermayeyi, kaliteli elemanları, müşterileri bir mıknatıs gibi çeker. Sonuçta iyi itibar sadece karlılık değil, yüksek potansiyel vaat eden bir gelecek olarak şirkete geri döner.”

Bir şirketin itibarı, ilişkiye girdiği bütün kişi ve kurumlar nezdinde oluştuğuna göre, şirketin her çalışanı teker teker şirketin itibarından sorumludur.

Aslında çok basitçe İş hayatında itibarlı olmak için, ne yapmamız veya yapmamamız gerektiği ailelerimizin ve ilkokulda öğretmenlerimizin öğrettikleri temel ahlaki değerlerde saklıdır.

İtibarlı olmak, bireysel ve kurumsal sorumluluklarımızı sevmekle ve karakter bütünlüğümüzü hayata geçirilmekle ve girdiğimiz her ortamda “iyiliğin” yanında taraf tutma cesaretini göstermekle elde edilir. ■
Yorumlar (1)
İtibar 10 yıl önce


dürüst olmak? iyi niyetli olmak? diğerinin çıkarını kendi çıkarın gibi gözetmek? şeffaf olmak? hesap vermede gönüllü olmak? sadece bugünü değil yarını da düşünerek davranmak ? i̇tibar ? tutarlı davranmak? karakter bütünlüğüne sahip olmak? bunlar gerçekten yaşamınızda uygulayıp bize aktardığınız şeyler mi? merak ettim!!!!!
banner117
15
açık
banner159