03.02.2014, 12:44

Kazaların sorumlusu öncelikle taşımacıdır

Gazetemizde kazalara ilişkin haberlere pek yer vermiyoruz. Bu, asla görmezden gelme düşüncemizden değil. Bunların ağır psikolojisinin okuyucular üzerine çökmesini istemememiz önemli. Artan son kazalar bunlar hakkındaki kişisel görüşlerimi yazmamı zorunlu kıldı.

Başkasını suçla!

Kazalara ilişkin düşünceleri sorulan taşımacılar ve onların sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin ilk yaptığı iş kendilerinin sorumlulukları olmadığını belirtip başkalarını suçlamak, sorulduğunda hemen hiç düşünmeksizin yapılabilecek her şeyi yaptıklarını söylemektir. Acaba gerçek bu mu?

İnsan faktörü

Kazalara ilişkin istatistiklerde çok büyük pay sürücü kusuru olarak görülür. Taşımacılar bunu pek sevmezler. Kendi sorumluluklarını az göstermek ve bu sorumlulukları için tazminat ödemekten kaçınmak için devletin böyle gösterdiğini söylerler. Ben ise buna katılmıyorum. Açıklamaya çalışacağım üzere; asli kusur sürücüde ve bu kusuru engelleyemeyen taşımacılardadır. Tabii ki biz, ticari araçlar hakkında konuşuyoruz. 

Yol faktörü

Şüphesiz ki yol yeterliliği kazalar açısından çok önemli. Bu yeterlilik içinde iki husus aklıma geliyor: Birincisi yol miktarı, yani çok fazla yol veya çok şeritli yol olması. Böylece yoğunluk azalacağı, imkanları zorlamak gerekmeyeceği için kazalar azalacak. Ötekisi ise yolun kalitesi. Teknik yönden uygun yollar tabii ki kazaları azaltır. 

Son dönem 

Son yıllarda yol yeterliliği her iki anlamda da iyileşti. Bölünmüş yollar solamaya bağlı kazaları önemli ölçüde azalttı. Gerek karşıdan gelen araçla gerekse takip edilen veya sollamada aralarına girilen araçlarla ilgili kazalar çok düştü. Üstelik bunların bir kısmı kafa kafaya dediğimiz kaybın büyük olduğu kötü kazalar idi. 

Yol bakımı

Yolun olması yetmez. Değişik nedenlerle meydana gelen aşınma, yıpranma ve bozulmaların zamanında iyileştirilmesi gerekir. Aksi halde iyi yolda dahi olumsuz sonuç kaçınılmazdır. İklim koşullarına tedbir alınması da buna dahildir. Zaten eğim vs. yönünden iklim koşullarına uygun olması gereken yollarda donma vs.ye karşı tedbirlerin zamanında alınması gerekir. 

Aksi halde…

Yolun yeterliliğinin ve şartlarının iyi olmaması kazalardan yolun sorumlu olması anlamına gelir mi? Bana göre hayır. Her sürücü yolun bilinen şartlarına göre hareket etmek, mevcut imkanlarla yetinmek zorundadır. Kalabalık veya buzlu yolda dikkatli ve sabırlı olmak gerekir. Belli bir saatte yolu kat edip belirli saatte bir yere varmak gerekliliği bir savunma olamaz. Yani “mecburen hız yapıyorum” denilemez. 
Şüphesiz ki sürücünün yol sorumluluğu sınırsız değildir. Hiç kimseden “ya yolda bir çukur oluştuysa, ya yola bir cisim düştüyse” diye düşünüp çok yavaş gitmesini bekleyemezsiniz. Burada ticari araç sürücüleri yol koşullarını bilme bakımından biraz daha sorumludurlar. 

Denetim

Şüphesiz ki sürücü ve araçların sefere ve sürücü davranışlarının seyir kurallarına uygunluğu açılarından denetim çok önemli. Denetim, karşıdakinin kusursuz olmasının istenmesidir; yoksa “beni denetleyin de hata yapmayayım” denemez. Yani taşımacının kendi kusurları denetim yetersizliğiyle açıklanamaz. İki taşımacı arasında meydana gelen kazada taraflar karşı tarafın denetimini istese de aslında her iki tarafın kusuru da denetim kusuru değil, taşımacı kusurudur. Başka bir aracın karışmadığı yoldan çıkma, bir yere uçma gibi kazalardan tümüyle taşımacı ve/veya sürücüsü sorumludur. Ancak özel araç kusurdan meydana gelen kazalarda taşımacılar denetim savunması yapabilirler.

Terminalden kalkış

Tarifeli taşımacılar adına konuşanlar, sıkça terminalden kalkmayan diğer tarifeli taşımacıları suçlarlar. Halbuki bunları sayısı ve kazalardaki payı çok azdır. Kazalarda terminalden kalkma zorunluluğu olan ve büyük ölçüde de buna uyan tarifeli taşımacıların payının yüksekliği dikkat çekicidir. Bu da sefer hızlarıyla ilişkilendirilebilir. Terminal kalkış zorunluluğu olmayan tarifesiz taşımaların daha kusurlu olduğunu söylemek mümkün değildir. Amacı hedef saptırmak veya terminal gelirini arttırmak olan terminal dışı kalkış iddialarına fazla itibar etmemek gerekir. Aksi doğru olsaydı tüm taşımaları terminalden yaptırmak gerekirdi. Terminallerin menfaatini savunanlar bundan çok da memnun olurlardı. 

Terminal denetimlerine evet, ama asli olarak tarifeli-tarifesiz, yolcu-yük, ticari-hususi ayrımı olmaksızın tüm taşıtlara daha yoğun yol denetimi esas olmalıdır.

Taşımacı düşünmeli…

Taşımacılar önce kendi sorumluluklarını kabul edip ne yapabiliriz sorusunu sormalı. Araçların ve sürücülerin sefer öncesinde polis denetimine gerek olmaksızın taşımacı tarafından denetlenmesi, seferlerde sürat istenmemesi aksine yol ve iklim koşullarına göre daha düşük hızda seyir istenmesi çok önemlidir. Bunun için firmalarda başşoför gibi bir unvanı olabilecek kontrol görevlileri düşünülebilir. Hatta her seferin en azından başlangıcında bir rapor tanzim edilmesi bile istenebilir. 

Bir öneri de şu olabilir: Medyanın, taşımacılara “kazalar hakkında ne düşünüyorsunuz” veya “kazalardan kim sorumlu” gibi cevabı belli sorular yerine “kazaları önlemek için taşımacı veya onların örgütü olarak -başkalarını hedef gösterme dışında- ne yapıyorsunuz” diye sorması faydalı olabilir. 

Bu arada taşımacıların ve sürücülerin ekonomik olarak zorda olması kazaları etkilese de sürücü ve araçlara ilişkin, yorgun sürücü, eski lastik, bakımsız araç gibi tedbirsizlikler ile sürücülerin dikkatsizliklerinin ekonomik imkansızlıklarla açıklanması kabul edilemez. 

Sigorta konusu

Sadece kazalara bakış açısından önemli bir örnek teşkil etmesi nedeniyle sigorta düşüncesini örnek vermek isterim. Zorunlu sigorta teminatlarının yüksek ve primlerinin herkese eşit olması iyi ile kötüyü aynı kaba koymaktır. Kim ki bunları istiyorsa, kötüden yanadır.

Neyse ki artık sigorta primleri serbest piyasada belirleniyor da yüksek prim yoluyla kötülere küçük de olsa bir ceza düşüyor. 

Taşımacıların bireysel sorumluluğu esastır. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159