22.07.2013, 11:31

Köprüler yaptırdım... kapalı.

“Köprüler yaptırdım, gelip geçmeye / Çeşmeler yaptırdım, suyun içmeye” sözü şarkılarda kalmasın.

Edirne payitaht. Sultan Mehmet’in, İstanbul’u fetih düşlerini geliştirdiği yer. Osmanlı’yı büyüten şehir. Her tarafı tarih dolu. Her tarafı doğal güzellik dolu. Her tarafı ilgi çekici.

Peki, biz bu güzelliğin, bu tarihin farkında mıyız? Bu ‘biz’in içinde vatandaş da var mülki amirler de var, yerel yöneticiler de var. 600 yıl boyunca Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’ya geniş coğrafyaları egemenliği altında, hem de adil ve eşitlikçi olarak yönetmiş bir imparatorluğun bu payitahtı, pek tabiidir ki tarihçilerin, araştırmacıların, sosyologların ilgisini çekiyor. Onların yazdıklarını, incelemelerini, araştırma sonuçlarını okuyanlar da Edirne’yi görmek istiyor.

Edirne doğal suyolunun, önemli ırmakların üzerinde kurulmuş bir şehir. Köprüler olmazsa ulaşım mümkün değil. Osmanlı, savaşa giderken hem de üç-beş ay içinde çabucak köprüler kurmuş, sıra sıra askerleri geçirmiş, sonra da geri döndürmüş. Öyle ki yıllara karşı ayakta tutmayı da başarmış; kimi zaman onarmış, kimi zaman yenilemiş. 

Şimdi, köprülerin hemen hepsi kapalı. Vatandaş evine, işine ulaşabilmek için zaman harcıyor, sıkıntıya giriyor. Turist ise tarihi ve doğal güzellikleri görmek için geliyor. Gelmesine geliyor da oralara gidemiyor, göremiyor. Niye?

Edirne Sarayı’na gidilemiyor. Yukarıda da sözünü ettik, önemli bir yer, tarihi mekan. Dünyanın ilk kez su sesi ve musiki ile akıl hastalığını tedavi ettiği, çok yakın bir zamanda restore edilerek müzeye dönüştürülen Darüşşifa da ulaşılamayan mekanlardan. Çok önemli bir savaşın yapıldığı Sırpsındığı da köprüsü kapalı olduğu için uzaktan bakılmak zorunda kalınan bir yer. 

Tarihi köprüler kesinlikle bakımdan geçirilmeli ve tamir edilmeli. Dahası, tarihi köprüler korumaya alınmalı. Hemen yanına da eskisini gölgelemeyecek, sadece işlevini üstlenecek yeni köprüler yapılmalı. O tarihi köprülerin üzerinde insanlar gezinebilmeli, tarihi soluyabilmeli, o zamanı ve süreci hissetmeli. Bunun örneklerini yurtdışında da Malabadi Köprüsünde de gördük. 

Mülki amirler, yerel yöneticiler için bundan daha büyük hizmet olur mu? Köprülerin yapılması ve hizmete açılması turizmin de güçlenmesine; bağlı olarak ekonomik hayatın hareketlenmesine yol açacak. 

Biz otobüsçüler için de önemli ve gerekli bu. Köprülerin tamir edilip geçişe açılmasıyla, daha önceki yazılarımda sözünü ettiğim tanıtıma da ağırlık verilirse hem Edirne’miz kalkınır hem de ekonomimiz.

Ramazanınız mübarek olsun. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159