01.06.2016, 12:43

Önlemek, Ödemekten Ucuzdur…

Son dönemde iş güvenliği ve sağlığı konularında iştigal ediyorum. Geçmiş eğitimimin getirdiği avantaj ile bundan 2 yıl kadar önce hasbelkader aldığım belge sonucunda dahil olduğum İSG konusu hayatımı kazandığım ana iştigal konum oldu.

Çalışanlarımızın sağlığı, olası meslek hastalıklarından koruma ve iş kazalarını önleme yol ve yöntemlerini bulan, belirleyen ve uygulatan bu işkolu, işçiler kadar işverenlerinde menfaatlerini koruyor ve kolluyor. Ülkemiz için hem çok yeni ve hem de geniş kapsamlı olması nedeniyle önem arz ediyor.  

Bilince erişmemiş, bazı işveren ve çalışanlar kendilerini koruyacak yöntemleri sadece yasak savma babından yapıyormuş gibi görünüyor. Halbuki yalnızca iş alanında değil hayatın her bir parçasında korumak sonradan olabilecek deformasyonları telafi etmekten hem daha kolay hem de daha ucuzdur. Çocuklarımızın aşı olmasından tutun da; trafikte kazaları önleyecek periyodik bakım ve kurallara uyma aynı kapsamda değerlendirilebilir. 

Kötü bir olay duyduğumuzda neredeyse hepimizin yaptığı, kulağımızı çekip bir tahtaya vurarak “Allah korusun, Allah kimsenin başına vermesin” türünden temenniler, gerekli önlemleri alan bilinç seviyesi yüksek bireyler için geçerlidir. 

İş güvenliğinin birinci kuralı “önce kendini koru” felsefesi ile hareket etmektir. Çünkü kendisini koruyamayan birey ne ailesini ne milletini ne de ülkesini koruyabilir. Uçaklarda kalkış öncesi hostesler tarafından verilen bilgilendirmede, tehlike anında “önce kendi oksijen maskenizi; daha sonra çocuklarınızın maskesini takın” anonsu, kendini güvenceye alan insanların çevrelerine ve yakınlarına daha yararlı olabildiği gerçeğini gösterir. 

Konuyu izah edebilecek bir teorimi sizlere aktarmalıyım: İnsanı bir muma benzetirsek eğer, mumun ışığı ne kadar parlak yanarsa etrafını o kadar aydınlatır. Titrek, ölgün yanan bir mum, kendine bile fayda sağlamaz. Aynı şekilde, insanın parlak bir ışık verebilmesi, önce kendi bedeni ve ruh sağlığına dikkat etmesi ve bu alanda kendini koruması ve güçlenmesi ile olur. Aciz, düşkün ve muhtaç bir insanın, kendine, ailesine ve etrafına faydalı olmasını beklemek boş bir hayaldir. Tasavvuf düşüncesindeki “Veren el, alan elden hayırlıdır” felsefesinin de özünde bu yatar. 

Geçtiğimiz hafta seferdeki bir otobüste yaşanan bir olay epey yankı buldu. Çalışanlardan birinin yaptığı, hiç ama hiçbir kimse tarafından tasvip edilemeyecek bir olay; sonuçta binlerce kişinin çalıştığı, milyonlarca katma değer üreten, borsada işlem gören, halka açık bir şirkete mal oldu. 

Hem ahlaki hem de sosyal anlamda bu çok vahim olayın gerçekleşmesi sonucu firmanın marka değeri ve yöneticileri büyük zarar gördüler. Çalışanlara verilen eğitimler iyileştirme sağlasa da bazen münferit olayların markaya, bazen de sektöre veya ülkeye mal edilmesinin maalesef önüne geçmek mümkün olamıyor. Bu rezaletin temizlenmesi için harcanacak zaman enerji ve masraf önleme tedbirlerine göre çok daha maliyetli, olacak ve asla tam olarak izleri silinmeyecektir. 

Kazasız, sağlıklı ve güvenli bir yaşamı hep beraber paylaşmak dileğiyle. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159