30.10.2017, 13:25

Otomobil Sahipliği ve Sistemsel Yenilenme - 4

Her yıl trafik kazalarında dünyada yaklaşık 1,2 milyon kişi hayatını kaybederken 50 milyon kişi de yaralanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yayınladığı 2002 yılına ait raporda, dünyadaki insan ölümlerinin nedenleri yaş gruplarına göre sınıflandırılmıştır. Bu rapora göre 5-14 ve 15-29 yaş gruplarında trafik kazaları ikinci sıradaki ölüm nedeni olarak yer almaktadır. 30-44 yaş grubunda ise üçüncü sıradadır. 5-14 yaş grubunda 130 bin 835, 15-29 yaş grubunda 302 bin 208, 30-44 yaş grubunda ise 285 bin 457 kişi trafik kazalarında hayatını kaybetmiştir.

Fiziksel yetersizlikler
Ülkemizde taşımacılığın büyük oranlarda karayolu ile yapılması, yollarımızın bu taşıma yoğunluğunu kaldıracak fiziki büyüklük ve altyapıya sahip olmaması trafik kazalarının artmasına neden olmaktadır. Son yıllarda kentler arası taşımacılıkta hızlı bir şekilde bölünmüş yolların yapılıyor olması, hem kentiçi hem de kentlerarası ulaşımda Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) uygulamalarına geçiş çabaları, kentiçi ulaşımda raylı sistemlere (metro, hafif raylı sistemler, Marmaray, Egeray) kentlerarası ulaşımda ise yüksek hızlı demiryollarına (YHD) ve havayollarına kayda değer yatırımların yapılıyor olmasıyla trafik kazalarının ve kaza kayıplarının azalacağı öngörülmektedir. 

Toplu taşımacılık
Kentiçi ulaştırma sorunlarının çözümünde bireysel taşımacılığın yerini toplu taşımacılığın alması ve otomobile ayrılmış kent mekânlarının planlı bir şekilde azaltılması öncelik olmalıdır. Ülkemizde oluşan trafik kazalarının yaklaşık yüzde 88’inin kent içinde oluştuğu gerçeğinden yola çıkarak, kentiçi yolcu taşımacılığında, ulaştırma alt sistemlerinin birbirlerini tamamlayacak şekilde entegre edilmesinin ve toplu taşımanın payının artırılmasının, kentiçi trafik sorunlarının çözülmesine getireceği katkılar çok büyüktür. Sadece lastik tekerlekli araçlarla taşımacılığın yapılmasının, beraberinde trafik kazalarını da getireceği gerçeğinden yola çıkılarak türler arası dengenin kurulması gereklidir. Kentiçinde meydana gelen trafik kazalarının ortaya çıkardığı, gerek sosyal gerekse ekonomik olumsuzlukların çözümü için kentiçinde toplu taşımacılığın payının artırılmasının önem taşır ve doğuracağı olumlu sonuçlar ile bunlara ek olarak Akıllı Ulaşım Sistemlerinin (AUS) kullanımı trafik kazalarını azaltmada büyük rol oynar.

Kentleşme…
Türkiye yüksek oranda kentleşmiş bir ülke olup nüfusun yüzde 72’si kentlerde yaşamaktadır. Son yirmi yılda bu oran yüzde 10 artmış ve Avrupa Birliği (AB) ortalamasına yaklaşmıştır. Kentleşmede yaşanan artış, kentsel alanlardaki başlangıç ve bitiş noktalarının çokluğu nedeniyle yüksek trafik hacimlerine neden olmaktadır. On yıl içerisinde özel araç sayısı iki katına çıkmış ve kişi başına özel araç sayısı halen AB’nin altında olmasına karşın artma eğilimi sürmektedir. Trafik tıkanıklığı oldukça artmış olup kentsel ulaştırma sisteminin sürdürülebilirliği açısından sorunlar oluşmuştur. 
Kent merkezlerindeki trafik tıkanıklıkları esas olarak, yüksek nüfus yoğunluğuna, iş aktivitelerine ve özel araç sahipliğindeki artışa bağlıdır. Yük ve yolcu taşımacılığında karayolundaki dengesiz ağırlık, yol yüklemeleri, şişe boyunları ve geçici tıkanıklıklara neden olmaktadır. Özel araç kullanımındaki artış devam etme eğiliminde oldukça, mevcut durum kötüleşmeye devam edecektir. Diğer taraftan; düşük yoğunluk ve fiziksel kısıtlar, özellikle sınırlı ekonomik güce ve fiziksel engellere sahip insanlar başta olmak üzere, yerel toplu taşımaya erişimi düşürmektedir. 

Nihai hedef…
Türkiye’nin ulusal stratejisinin ulaştırma sektöründeki nihai hedefi; verimli çalışan, güvenli, çevreci, akıllı, erişilebilir, sürdürülebilir ve türler arası entegre bir ulaştırma sisteminin kurulumu olup Avrupa ve dünyanın geri kalanıyla sağlam bir bağlantının kurulması öngörülmektedir. Bu hedeflerin yakalanması amacıyla, Türkiye’nin 2023 vizyonunda ulaştırma ve iletişim stratejisi, daha yüksek hareketlilik, daha az tıkanıklık, daha düşük emisyon, kazalar ve ölümlerin azaltılmasıyla daha güvenli, akıllı şarj uygulaması, akıllı şehir planlaması ve toplu taşımanın geliştirilmesiyle uygun maliyetli bir ulaştırma sisteminin kurulumunu içermektedir. Toplu taşıma, bir kentin ve ülkenin ekonomik, enerji ve çevresel sorunlarının çözülmesinde çok önemli olup hayat kalitesinin yükselmesine yardımcı olmaktadır.

Hızlı ve güvenilir taşıma
Hızlı ve güvenilir bir toplu taşıma sistemi sayesinde, trafik tıkanıklığı içinde boğuşan özel araç sürücüleri, toplu ulaşım araçlarının hızlı ve düzenli işleyişlerini gördükçe bu sistemlere kayacaklardır. Vatandaşlarımızın yolculuk tercihlerinde tek yolculu özel araç oranı yüzde 10 olmasına karşın yapılan sayımlarda yollardaki toplam araçlardaki payı yüzde 80-85’lere ulaşabilmektedir.
Dünyadaki sayılı örneklerden birini teşkil eden, İstanbul’daki metrobüs (BRT) uygulaması ile günde 500 araçla bir milyon yolcu taşınırken, buna mukabil olarak, 50 bin servis aracıyla taşınan yolcu sayısı iki milyon iki yüz bin/gün’dür. Özel otomobillerle ise İstanbul genelinde günde bir buçuk milyon yolculuk yapıldığı ve bir özel otomobilde ortalama 1-1,2 yolcu olduğu düşünüldüğünde yaklaşık bir buçuk milyon yolcu taşınmaktadır. Buradan hareketle hem metrobüs uygulamasının ve hem de toplu taşımanın, kentiçi ulaşımdaki yeri ve önemi açıkça anlaşılmaktadır. İstanbul’da kentiçi yolculuklarda pik saatlerde ortalama hızın 10 km/saat’e kadar düştüğü ve trafik tıkanıklığının İstanbul’ a maliyetinin 6 milyar TL/yıl olduğu düşünüldüğünde, verimli bir toplu taşıma sisteminin önemi daha da açık olarak anlaşılmaktadır. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159