15.05.2017, 10:04

Şehirleşme ve Yenilikçi Eğilimler-3

Avrupa ülkelerinde (EU 27) son verilere göre yolcu taşımacılığının yüzde 83,5 karayolu, yüzde7,7 demiryolu, yüzde 8,2 havayolu ve yüzde 0,6 denizyolu ile yapılmaktayken (32), ABD’de yolcu taşımacılığı yüzde 87 karayolu, yüzde 0,8 demiryolu ve yüzde 12,2 havayolu ile yapılmaktadır (31). Türkiye’de ise yolcu taşımacılığının yüzde 91’i karayolları ile yüzde 2,2’si demiryolu, yüzde 0,3’ü denizyolu ve yüzde 7’si havayolu ile yapılmaktadır. Görüldüğü üzere dünya genelinde en çok yolcu taşımacılığının karayolu ile yapıldığı görülmektedir. ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri için yolcu taşımacılığında ikinci sırayı havayolları alırken, Japonya’da demiryolları karayolları taşımacılığını takip etmektedir. Avrupa Birliği ülkeleri ve Japonya’nın demiryolu kullanımı diğer ülkelere kıyasla çok daha fazladır.

Güvenli ulaştırma ortamı
Avrupa Birliği ulaştırma politikaları kullanıcılara, çalışanlara ve tüm topluma sosyal ve çevre açısından kabul edilebilir, güvenli bir ulaştırma ortamının sağlanması; ulaştırma güvenliğinin iyileştirilmesi; ülkeler arası mevcut yasal düzenlemelerin yapılması-harmonizasyon; çok türlü ulaştırmanın geliştirilmesi; ulaştırma kaynaklı sera gazlarının azaltılması; altyapının geliştirilmesi ve entegrasyonu; yolcu taşımacılığında toplu taşımanın yaygınlaştırılması; akıllı ulaştırma sistemlerinin geliştirilmesi; sınır geçişlerindeki işlemlerin iyileştirilerek transit geçişlerin kolaylaştırılması gibi hedeflere sahiptir. Avrupa Birliği’nin modlar arası dengeyi sağlamaya yönelik politikalarına karşın, karayolu taşımacı1ığı halen üstünlüğünü korumaktadır. 

Aktarmasız ulaşım olanağı
Yolcu ulaşımında başlangıç ve varış noktaları, yük taşımacılığında ise üretim ve tüketim noktaları arasında aktarmasız bir ulaşım olanağı vermesi, taşıma kapasitesi ve güzergah seçiminde esneklik sağlaması, parça yüklerin daha kolay ve belli mesafelere kadar daha hızlı taşınabilmesi karayolu taşımacılığının başlıca özellikleridir. Bu özellikleri yanında, genelde aktarmalı taşımanın söz konusu olduğu demiryolu, denizyolu ve hava taşımalarında tamamlayıcı bir tür olması sebebi ile tüm dünyada karayolu taşımacılığı diğer taşıma türlerine göre daha hızlı bir gelişme göstermiştir.

Bireysel ulaşım imkanı
Benzer şekilde, ülkemizde yük ve yolcu taşımacılığının büyük kısmı karayolları üzerinden gerçekleştirilmektedir. Bireysel ulaşıma imkan vermesi, bunun yanında siyasal tercihler ve bu tercihleri besleyen dış krediler ülkemizde karayolu taşımacılığını öne çıkarmıştır. Devletin bu tercihi, karayolu yolcu taşımacılığı sektörünü büyütmüş ve dünyanın sayılı ulaşım sistemlerinden biri haline getirmiştir. Karayolu taşımacılığı tamamen devletin dışında gelişebilmesi ile de diğer sektörlerden ayrılmaktadır. Bugün terminal işletmeciliğinden, yazıhane işletmeciliğine, otobüs işletmeciliğine kadar devlete hiçbir yükü olmayan, aksine dolaylı ve dolaysız vergilerle ve sağladığı istihdam ile önemli bir sektör olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Ulaştırma kalkınma demektir
Sürdürülebilir kalkınma; günümüz ihtiyaçları karşılanırken gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılama haklarından ödün vermeyen kalkınma modelidir. Bu bağlamda, çoğu zaman ekonominin kalp atışı olarak tanımlanan ulaştırma sektörü, bir ülkenin veya bölgenin sürdürülebilir kalkınmasının en önemli yapıtaşlarından birini oluşturmaktadır. Bu da sürdürülebilir ulaştırma politikaları oluşturularak ulaştırmanın çevresel, ekonomik ve sosyal etkilerinde dengenin sağlanmasının gerekliliğini vurgulamaktadır.

Trafik kazaları
Artan nüfus ve araç sayısının diğer bir olumsuz etkileri de artan trafik kazalarıdır. Gelişmekte olan diğer ülkeler gibi Türkiye’de de trafik kazaları bir kalkınma problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. 2001’den 2010’a kadar Avrupa Birliği ülkelerinde (EU 27) ölümcül trafik kazalarında yüzde 43; 2010 yılında ise bir önceki yıla göre ölümcül kazalarda yüzde 11, yaralı içeren kazalarda ise yüzde 6,2 oranında azalma görülmüştür. Türkiye’de ise 2001’den 2010’a kadar ölümcül trafik kazalarında yüzde 6,5, 2010 yılında ise bir önceki yıla oranla yüzde 8 azalma görülürken, 1990’dan 2000’e kadar ise yaralı içeren kazalarda yüzde 25 oranında bir artış olmuştur. Bu istatistikler ile Türkiye Avrupa Birliği ülkeleri arasında en yüsek kaza sayısına ve en az yıllık kaza düşüş oranına sahip ülkelerden biridir. 
Günümüzde ‘iletişim-bilişim teknolojileri’ gibi konularında ‘Ulaştırma’ ile beraber ya da bizatihi içerisinde değerlendirildiği bir süreci yaşıyoruz. 

Rüzgar enerjisi
Dolayısıyla bütün bu ifade ettiklerimizi de ‘entegrist’ bir bakış açısında toplamak mümkün olabilecektir. ‘Alternatif Enerji’ ‘Yenilenebilir Enerji’ gibi kavramları ‘Sürdürülebilirlik’ ile birleştirerek tam da burada ‘akıllı’ bir okuma yapmamız mümkün olabilecektir. Zira ülkemiz bütünüyle en genel anlamda Kuzey ve Batı ülkelerine kıyasla Güneş Enerjisi ve Rüzgar Enerjisi zengini bir ülkedir. Bu anlamda, bu enerjiler ölçeğinde İstanbul’umuz; güney illerimizden ve Ege illerimizden daha fakir olabilir ancak bunun basit bir coğrafi kabul metodu yoktur. Öyle ki; rüzgarların yıl içerisinde, esiş yönleri, iklim- bitki örtüsü, arazi yapısı, yerleşim, enlem-boylam ve benzeri birçok değişkeni vardır. Dolayısıyla ‘Akıllı Bir Tasarım’ dahilinde lojistik altyapısı da güçlendirilmiş bir şeklide oluşturulacak olan tesisleşme süreciyle, bir bölgenin farklı yörelerinde yılın farklı zamanlarında edinilecek maksimum rüzgar enerjisi etüdleri dahilinde, en üst düzeyde bir ‘Rüzgar Enerjisi’ edinimi mümkün olabilecektir. 

Güneş enerjisi
Benzer bir yaklaşım ‘Güneş Enerjisi’ ve diğer alternatif enerji kaynakları içinde geçerli olabilecektir. Ve hatta bu kaynakların; edinildikleri Coğrafyada, en yakın yörelere direk kaynaktan-tasarruf alanına taşınımının yönlendirilmesi de söz konusu olabilecektir. Bütün bunlar ‘Ulaştırma’nın direk ilgi alanı içerisine girmektedir. Bu bağlamda da; ‘Ulaştırma-Planlama-Enerji’ ekseninin ‘Akıllı
Şebekelendirilmesi’nin tam merkezindeki bir ‘entegrasyon’u ifade etmektedir. Denetim Mekanizması güçlü kurulmuş, İdari Karmaşadan uzak, yerinde müdahale imkanı sağlayan, Lojistik imkanlarından en üst düzeyde faydalanan, hizmet parametreleri yüksek, sürdürülebilirlik merkezli ve ‘insan odaklı’ yaklaşımlar tamamıyla bir ‘Akıllı Tasarım’ sürecinin organlarını meydana getirmektedir. 

Hepinize sağlıklı huzurlu başarılı ve mutlu bir hafta dilerim. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159