15.08.2016, 11:45

Sektör ses çıkarsa…

Sayın Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi, biri bırakıp diğeri alıyor… Bir terör örgütünden kurtuluyoruz derken, diğeri saldırıyor. Ancak biz, gerçekten birlik olursak, diri olursak başarımız kaçınılmazdır.
Karayolu yolcu taşımacılığı sektörü de aynı. Sektörümüz de bir olursa, sektörün genel sorunlarına beraber çözüm bulursa hepsinden kurtulur, refaha ereriz. Peki, bu nasıl olacak, diye sorduğunuzu duyuyorum.

Geçen hafta bu köşede dile getirdiğim otogar sorununa yönelik olarak birçok arkadaşım aradı, sektörün isimsiz kahramanı olan kaptanlar aradı. Dile getirdiğim sorunun ne kadar can alıcı, ne kadar önemli, ne kadar belirleyici olduğunu söylediler. Bunu, bana değil, sektörün ileri gelenlerine söyleyin, ben zaten sizlerin sorununu dile getiriyorum köşe yazımda yazıyorum; siz kendi yetkililerinize, sorumlularınıza aktarın ki, onlar da bu sorunun çözümüne sahip çıksınlar. 

Anketler moda oldu ya, hemen her olaydan sonra anket yayınlanıyor. Ben de bir anket yapsaydım, “Aman ağabey, eşim var, çoluk çocuğum var, bakmakla yükümlü olduğum insanlar var, borcum var… Eğer bunları patrona söylesem işten atar beni…” diyenlerin oranı en yüksek çıkardı. 

Ben şimdi soruyorum: Eğri oturup doğru konuşarak, elinizi vicdanınıza koyarak, aklınıza danışarak cevap verin. Bu sorunlar devam ederse mutlu olacak mısınız? Bu sorunların devam etmesiyle artacağı aşikar, kazancınız yetecek mi, bu saydığınız yükümlülükleri yerine getirmeye? 

Cevap mı? Siz söyleyin, siz olsanız ne cevap verirsiniz? Çıkan sonuç da o zaten.

İstanbul Otogarı’nın eksikliklerini görmezden gelerek savunanlar sadece profesyonel yöneticiler. Onların dönen tekeri yok. Riske de girmemişler. Zaten kazanıyorlar, daha çok kazanmak derdindeler, sektör zor durumdaymış, kaptanların emeği boşa gidiyormuş, umurlarında bile değil. Ancak biz otobüsçülerin, alnının teriyle kazananların seslerini çıkarması gerekiyor. Karayolu yolcu taşımacılığı sektörünün üç federasyonu var, hemen her ilde de dernekleri var… Sektörün sorunları için çaba harcıyorlar, ama iş İstanbul Otogarı’na gelince duruyorlar. Bu demektir ki federasyon ve dernek yöneticilerini ikna etmeliyiz. 
Kazanırsak hep birlikte kazanacağız. Kaybetmemiz ise sektörün sonu demektir. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159