Karayolu yolcu taşımacılarının işlerinde başarılı olmalarını ve hak ettikleri kazancı elde etmelerini gönülden isterim. Ancak bunun gerçekleşmesinde taşıma güvenliğinden ve mevzuatta yazılı serbest piyasa düzenine aykırılıklardan kazanç elde edilmesini hiç istemem ve desteklemem. İş böyle olunca, tamamen serbest piyasa esasına göre çalışan tarifesiz taşımacılar için söz söylemek biraz zor oluyor.
Ancak başta tarifelere tabi olmak üzere pek çok kurala tabi olan tarifeli taşımacılar için iyileştirmeler hep aklımdadır. Terminallere, kalkış varışlara, indirme ve bindirmeler ile bilet düzenine ilişkin iyileştirme düşüncelerimi kapsayan yazılar hazırladım. Bunları uygun bir zamanda yayınlamayı düşünüyorum. Bu sırada acentelerle ilgili gündemin zaman zaman öne çıkması nedeniyle bununla ilgili görüşlerimi özetle ifade etmek gereğini duydum.
Mal ve hizmet dağıtımı
Üreticiler mal ve hizmetlerini doğrudan kendileri ve piyasadaki satıcılar eliyle alıcılara ulaştırıyorlar. Ancak bazı üreticilerin mal ve hizmetlerini distribütörlük, bayilik ve acentelik gibi kontrollü satışlarla yapmak istemeleri de söz konusudur. Gelişen teknoloji, üreticilerin doğrudan ürünlerini müşterilerine ulaştırmaları yönünde ek imkan sağlıyor. Böyle olunca da aracılık edenlerin önemi geriliyor. Buna acentelik de dâhil. Gelecekte bunun daha önemli boyutlara varacağını düşünüyorum. Bırakınız küçük ürünleri, otomobil, beyaz eşya gibi ürünlerin firmaların merkezlerinden internet imkanlarından yararlanarak da satılma imkanı artacak. Bu durum aracıların mağduriyetini arttıracak. Aslında karayolu taşıma acenteliğinde olan da bu.
Önce bilet
Karayolu taşıma mevzuatı bilet düzenlenmesini ve biletin içeriğini belirliyor. Bir tanımı da bulunmasına rağmen o bile zorlanıyor. Tanımdaki ‘belge’ sözü anlamını kaybediyor adeta dijital hale geliyor. Bunun ötesinde, biletin nerede tanzim edileceği, kimler tarafından tanzim edileceği pek belli değil. Taşımacıların otogar veya terminallerde dahi bilet satmaları, gerçek anlamda bilet düzenleme zorunlulukları bulunmuyor. Buna karşın acentelerin otogar ve terminallerdeki bilet satışları dışında diğer noktalarda müstakil bürolarda satış yapma gibi anormallik hâlâ bulunuyor. Burada, terminalden kalkış yapacak bir otobüsün firmasının terminalde hizmet vermesi gibi bir zorunluluk olmadığını da görmek gerekir.
Teknoloji taşımacıların işlerini kolaylaştırıyor ama…
Biletler, öncelerde taşımacıya veya acentesine ait ofislerde düzenlenirdi. Zaten başka bir seçenek de yoktu. Zamanla taşımacıların kendi çağrı merkezlerinde kendi biletlerini satmalarına başlandı. Zamanla bu hizmet başkalarına da verildi. Daha sonra internet ortamı da kullanılarak biletlerin önemli ölçüde teknolojik acente diyebileceğimiz portallarda satılması yaygınlaştı. Taşımacılar, kendi merkez ve şubeleri yerine bedel ödeyerek bu portalları kullanmayı seçtiler. Çünkü yolcunun tercihi bu yöndeydi. Bu durum taşımacıların zaten biraz yüksek maliyetli olan acente tercihlerini de etkiledi ve buralardaki satışlar iyice düştü.
Taşıma hizmetleri
Taşımacıların merkez ve şubeleriyle acentelerde bilet tanzim hizmeti yanında önemli bir hizmet daha var. Bu hizmet yolcuların ve karşılayıcı/uğurlayıcıların beklemeleri, dinlenmeleri, otobüse veya servis aracına aktarılmaları veya tersi yönde hareket etmeleri gibi faydalı ve zorunlu hususlardan oluşuyor. Yeni durumda bu hizmetler nasıl yürüyebilecek? Yoksa bu hizmetler de mi, ortadan kalkıyor? Belki otogar denilen türden olan terminallerde buna hâlâ ihtiyaç olabilir. Diğer terminallerde ise bu hizmet zaten pek de verilmiyor. Şehir içi terminallerde ise bu hizmete her zaman ihtiyaç olabilir. Ancak, yolcuların buraları kullanmayı seçmeleri halinde bu olabilir. Taşımacılar bu hizmetin bedellerinden kaçmak için bu hizmetin olmadığı çalışma şeklini tercih edebilirler; ediyorlar da. Böyle olunca acentelerin bilet satışında yaşadıkları kayba ek olarak bu hizmetlerine olan talep de azalıyor ve kayıpları katlanıyor.
Sonuç
Değişen koşullar, diğer aracılar gibi belki de onlardan daha fazla yolcu taşıma acentelerinin hizmetlerine olan talebin azalmasına ve onların önemli gelir kayıpları yaşamasına neden oluyor. Bunu tersine çevirmek pek mümkün gözükmüyor. Belki havaalanlarındaki özel hizmet mekânları gibi yerlerin otogar veya terminallerde yer almasıyla cazibe yaratılması düşünülebilir ama bunun da maliyeti ve bilete yansıması lüks taşımacılar için bile ağır gelebilir. Bu durumda acenteleri koruma arzusu akla gelse bile mevcut piyasa koşullarında yapılabilecek pek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bakanlığın da taşımacılara bazı yükümlülükler getirerek acentelere kaynak aktarmaya çalışması veya Bakanlık imkanları ile acenteleri desteklemeleri pek kabul görecek gibi değil. Teknolojinin kullanımını bırakınız yasaklamayı, çalışma koşullarını serbest piyasaya aykırı biçimde kısıtlamaya çalışmak gibi çözümler hiç haklılık bulamazlar. Gelecekte acenteler sadece otogar tipi terminallerde taşımacının yerine onun temsilcisi olarak var olmayı sürdürebilirler ama adına ister yazıhanecilik ister yasak olmasına rağmen komisyonculuk deyin, her türlü karayolu yolcu taşıma acente hizmeti gerilemek zorunda. Bu gidiş tersine çevrilemez gibi görülüyor. Belki kalan kısacık ömrünü tamamlamasıyla sona erebilir. Eski düzene alışmış biri olarak, bunu savunmayı bunu kabullenmek bile zor geliyor. Ama gerçek de bu ve yapacak pek de bir şey yok.
BAŞSAĞLIĞI:
TÜSFED ve İSTAB Eski Başkanı ve Güller Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Turgay Gül’ün vefatının ve TOFED Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Hayrettin Yağız’ın değerli annesi Bahar Yağız’ın vefatının haberini aldım. Merhum Turgay Gül’e ve Merhume Bahar Yağız’a Allah’tan rahmet, Gül ve Yağız ailelerine ve sevenlerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum. ■