UETDS bildirimleri yeniden tartışılıyor… Dr. Zeki Dönmez, sistemin kapsamını, dayanağını ve uygulamadaki belirsizlikleri ayrıntılı biçimde ele alıyor. Tarifeli–tarifesiz taşımalar, bölgesel farklar, belge türleri ve yabancı yolculara ilişkin uygulamalar yazının odağında.

"Karayolu Taşıma Kanunu’nun yürürlüğe girmesi sonrasında hazırlanan yönetmeliklerde, UETDS bildirimi diye bir konu yoktu. Zamanla UETDS’nin (Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetleme Sistemi) kurulmasına bağlı olarak buna ilişkin bildirimlerin yapılması zorunluluğu Yönetmelikte yer aldı. Bunun kapsamına ve uygulamasına ilişkin çeşitli şikayetler ve tartışmalar süregeldi; hâlâ da sürüyor. Ben de bunu yazımın konusu yapmak istedim.

UETDS nedir?

Gelişen teknolojik imkanlara bağlı olarak Bakanlık “Elektronik Takip ve Denetleme Sistemi” kurdu. Ancak bunun tanıtımı ve öneminin anlatılması yeterince yapılmadı. Bu yüzden de pek de benimsenmedi. Buna da bağlı olarak bu bildirimler bazılarınca angarya gibi görüldü. Böyle bir sistem kurulmasını zorunlu kılan bir husus Kanunda yok. Ama bu, zamanla bir ihtiyaç olup, yerine getirildi. Kanunda olmayınca da bunun bir gerekçesi ve buna ilişkin bildirim yapma zorunluluğuna esas teşkil edecek bir dayanak bulunamadı. Bu bildirimler Bakanlığa verilen genel yetkiler çerçevesinde mevzuata konup taşımacılardan istendi. Şimdi Yönetmeliğin 40’ıncı maddesinin 3 ve 4’üncü fıkralarında yer alan bildirimler üzerinde durmak gerekiyor.

Bildirim kapsamı

Bildirim zorunlulukları içinde seferlerde kullanılan taşıta ilişkin plaka veya ATS bilgileri yer alıyor. Taşımaya konu olan insanlarla ilgili olarak taşımada görev yapan personelle taşınan yolcular ve bunlarla ilgili bilet bilgileri kapsam içinde yer alıyor. Belirtelim ki bu sistem, sadece yolcu taşımacılığına ilişkin bir sistem. Yük ve eşya taşımaları tamamen bunun kapsamında değil. Bu arada adı geçen sistem dışında Bakanlığın tüm iş ve işlemlerinde kullandığı ayrıca bilgi ve otomasyon sistemleri zaten olmak zorunda ve var. Kapsamına geçmeden önce şu hususu da belirtmek isterim: Hangi sonuçların ve faydaların UETDS sistemi sayesinde elde edildiğini tam olarak bilmiyoruz. En görünür olan, belli periyotlarla aylık olarak yayınlanan taşıma büyüklükleri. Bunlar çok önemli sonuçlar veriyor. Ancak tam değerlendirme yapmak için detaylandırılmalarına da ihtiyaç duyuyoruz. Bunu da çeşitli yazılarımda belirttim. Bir de yolcu isim listesi gibi bilgilerin ne amaçla kullanıldığı konusunda tereddütler var. Ben de bunun güvenlik amaçlı olarak insan hareketlerini takip amacı taşıdığını düşünenlerdenim. Bu yönüyle iş biraz da başka bakanlıkların faaliyet alanlarına da giriyor. Artık bildirimlerin detaylı kapsamına geçebiliriz.

Tarifeli taşıma bildirimleri

Yönetmeliğin 40’ıncı maddesinin 4’üncü fıkrasında A1-B1-D1-D4 gibi tarifeli taşıma belgeleriyle yapılacak bildirimler belirtilmiş. Diğer belgelerde yapılan tüm taşımaların bildirilmesi istendiği halde D4 taşımalarında iliçi taşımalar (büyükşehir olmayan illerde) ile büyükşehir olmayan iller arası taşımalar kapsam dışı. Büyükşehir içi taşımalar zaten kapsam dışı olmak zorunda. Sadece kalkış veya varış yeri büyükşehir olan D4 taşımaları bildirimin kapsamında. Aslında kalkış veya varış denmesi daha uygun olurdu. D4’lerin sadece bu kısmının belirtilmesi gerekli ve önemli mi?

Tarifesiz taşıma bildirimleri

40’ıncı maddenin 3’üncü fıkrasında A1-A2-B2 ve D2 yetki belgesi sahiplerinin yapacakları arızi, grup veya mekik seferlerinde bildirim zorunluluğu bulunuyor. Tarifesiz sefer kavramı hiç geçmiyor. Tarifesiz seferler sadece arızi, grup veya mekik seferlerden mi oluşuyor? Eğer böyleyse bunları belirtmek yerine tarifesiz seferler diyebilirdi. Bunların dışında tarifesiz sefer varsa onlar niye kapsama alınmıyor? Şunu belirteyim ki, arızi ve mekik sefer kavramları Yönetmelikte sadece tanımlarda yer alıyor. Fakat pek kullanılmıyor. Bilinmeli ki, bu kavramlar mevcut kanun ve yönetmelikler öncesindeki yönetmeliklerde yer alan ve uluslararası anlaşmalarda tanımlanıp kullanılan kavramlardı. Bu yönüyle tarifesiz taşımalara ilişkin bildirim zorunluluklarında bir belirsizlik durumu hissediliyor. Diğer taraftan D4 belgeleriyle tarifesiz taşıma da yapılabildiği halde bunlardan hiç söz edilmiyor. Bunlardan sonra belgelere ve bölgelere göre bildirim zorunluluklarına bir göz atalım.

B1 ve D1 belgeli tarifeli taşımaların bildirilmesinde bir belirsizlik yok. Sadece buna ilişkin veriler yayınlanırken bunlara ilişkin döküm görülemiyor.

B2 ve D2 belgelerinde tüm tarifesiz taşımaların bildirilmesi hususu net değil. Keza bunlarda da sonuçların yayınında belge ayrımı gözetilmiyor.

A1 belgeleriyle yapılacak tarifeli taşımaların bildirilmesi hususu da netken A1 ve A2’lerle yapılacak tarifesiz taşımalarda aynı netlik bulunmuyor. Üstelik D4 belgeli taşımaların önemli bir kısmının bildirilmesi gerekmezken A belgelilerde herhangi bir muafiyet bulunmuyor.

Taşımalara bölgesel bakış

Taşımaları uluslararası ve yurtiçi diye ayırmak mümkün. Yurtiçi olanları da illerarası ve iliçi ayrımına tabi tutabiliriz. Uluslararası taşımalar ile yurtiçi taşımalardan iller arası olanlar yukardaki çekinceler dahilinde tamamen bildirime tabi. İliçi olanlarsa büyükşehir dışındaki illerde iliçi olan veya büyükşehir olmayan iller arasında yapılan tarifeli D4 taşımaları bildirim zorunluluğu kapsamı dışındayken bu taşımaların tarifesiz olanlarından hiç söz edilmiyor. Halbuki büyükşehir olmayan illerde D4’lerle ve diğer belgelerle yapılabilecek tarifesiz taşımalar söz konusu. Büyükşehir olan illerde iliçi tarifeli taşıma söz konusu değilken Bakanlık belgeli taşıtlarla yapılan il içi taşımalar mevcut. Bunların durumu da pek görünür değil. Bu nedenle bildirim zorunluluklarının belge, taşıma türü (tarifeli-tarifesiz) ve bölge bazında bir değerlendirilip netleştirilmesine ihtiyaç görülüyor. Bir ilin içindeki bir noktadan il içindeki başka bir noktaya yapılacak taşımaların bildirim zorunluluğu mutlaka değerlendirilmeli. Havaalanından otele yapılacak iliçi transferin verilerinin ne gibi fayda sağlayacağı, ayrıca bu kısa taşımaların değerlendirmesinin yanıltıcı olabileceği düşünülmelidir. Böylece taşımacıların kolayca uyabilecekleri zorunlulukların yanı sıra elde edilen sonuçların da daha net ve anlamlı olması sağlanabilecektir.

Yabancı yolcuların durumu

Grup halinde hareket etmeyen yabancı yolcuların seyahatlerinde hatta grup halinde olanların bilgilerinin kullanımında zorluklar ve itirazlar olduğunu duyuyoruz. Bu nedenle özellikle yabancılara ilişkin işlemlerde bunların hassasiyetlerini dikkate almak ve önemli faydalar sağlamayacak hallerde bazı muafiyetler ve kolaylıklar getirmek yerinde olabilir. Burada iletilen bir sorun üzerinde durmak istiyorum. Büyük kruvaziyer gemileri geldiğinde şehir içi turlara katılacak yolcuların -hangi araçla seyahat edecekleri dahil- bildirilmesi zorunluluğundan şikâyet ediliyor. Bu bildirim bu şekliyle şart mı? Yurtdışında katıldığımız kruvaziyer gezilerinde gemi limana yanaşmadan önce isteyenlerin tur talepleri alınmakta ve farklı tur listeleri hazırlanmakta, herkes tercih ettiği turun taşıtlarına yönlendirilmekte; ancak aynı tur birden fazla taşıtla yapılacak kadar talep almışsa bu tura katılacak yolculardan önce gelenler bir otobüse bindirilip tura gönderiliyor. Sonra ikinci, üçüncü otobüslere aynı işlem yapılıyor. Kimseye ‘sen şu otobüste seyahat edeceksin’ denmiyor. Sadece başka bir turun otobüsüne gitmemek önem taşıyor. Bu düzen önceden kurulabiliyor. Hal böyleyken aynı tura katılacak yolcuların binecekleri otobüsleri ayrı ayrı belirleyip illa bunun bildirilmesini ve bu esasa göre bindirilmesini sağlamak ve istemek büyük bir zorluktur ve engelleyici nitelik taşır. Bu da özel bir hal olarak dikkate alınmalıdır. Sonuç olarak bildirim zorunluluklarının belge, bölge, taşıt ve taşıma türü bazında uygunluklarını değerlendirip yeni bir düzenleme yapmak faydalı olacaktır. Bu arada bu verilerin işlenme kolaylığı açısından gruplandırılması da önem taşımaktadır.

Cumhuriyetin ilanının 102. yılında Cumhuriyet Bayramımızı kutluyorum.