09.04.2019, 11:49

Temel hedefimiz

İstanbul Ticaret Odası’nda, geçen hafta gerçekleştirdiğimiz meslek komitesi toplantısında, meslektaşlarımız yaşadıkları sıkıntıları dile getirdiler. Genellikle herkes bir yetki kargaşasından şikayetçi. Yani 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, 2918 Karayolları Trafik Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 1618 Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu (ki bu kanunla ilgili Turizm Bakanlığı bir düzenleme çalışması içinde) bütün bu mevzuatlar arasındaki çelişkiler taşımacıların önünü tıkıyor. Bütün bu kanunlar arasındaki çelişkiler bir dizi sorunlar getiriyor. Durum böyle olunca korsan taşımacılık tetiklendi. D4’te sıkıntılar var. A1 belgesinde hala sorunlar çözülmüş değil. Bakanlık yetkilileri U-ETDS sisteminin uygulanmasına odaklandı. Denetimler askıya alındı. 

Sektör sıkıntı yaşıyor 
Örneğin 3’üncü köprü kullanımının getirdiği sorunlar var, ciddi bir sorun bu. Bugün Mehmetçik Vakfı tesislerinde her gün yüzlerce araç korsan taşımacılık yapıyor, havaalanından gelen ve giden yolcuları kayıt dışı taşıyorlar. İzmit’e şehirlerarası otobüsle gitmek daha fazla zaman gerektirdiği için yolcular bu tür araçları tercih ediyor. Bunun benzeri, Trakya bölgesinde de yaşanıyor. Çorlu’dan havalimanına gelip gidenler, Beylikdüzü’nden bu bölgeye taşıma hala sürüyor. 

Kamu özel sektör rekabeti 
Bütün bunların önüne geçebilmek için 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nda bir düzenleme yapmak gerekiyor. Bir de Toplu Ulaşım Yasası’nın çıkması lazım. Büyükşehir Belediyeleri, kendi alanları dışına taşıma yapamaz. Örneğin; BURULAŞ’ın İstanbul’a bir taşıma yapamaması lazım. Kamu kurumları istihdam yaratan, vergi veren özel sektör ile rekabet etmemeli. Bizim yolcumuzu onlar değil, biz taşımalıyız. Yeni havalimanı ile ilgili söylentiler var. Ne derece doğrudur, izliyoruz. 

Biz ne iş yapacağız?
Havalimanından otogar gibi yolculuk yapılacaksa, o zaman biz ne iş yapacağız? Ulaştırma Bakanlığı bizim Bakanlığımız değil mi? Neden bizim taşıma modumuz başkalarına peşkeş çekiliyor? Bunun değerlendirilmesi lazım. Ben onun için Toplu Ulaşım Yasası ile birlikte kentiçi toplu ulaşımın da içinde yer aldığı, modlarına göre demiryolu, havayolu çalışma şartlarının düzenlenmesi lazım. Tabii, asıl olarak toplu taşımacılığın teşvik verilmesi lazım. Onun için toplu ulaşım yasasına ciddi şekilde ihtiyaç var. 

Toplu Ulaşım Yasası 
Toplu Ulaşım Yasası, kentiçi ulaşımı, şehirlerarası ve turizm taşımacılığını da tarif edecek. Belediyeler 5216 sayılı yasa ile 4925 sayılı yasanın düzenlemesine müdahale etmemeli. Herkes kendi alanında taşımacılık yapmalı. İTO’da bütün bunları konuştuk. Bir çalışma yaparak, İTO ve TOBB desteğiyle önerilerimizi sunmak istiyoruz. Ulaşımdaki temel hedefimiz verimliliği sağlamak, kapasite kullanımını artırmak, kaynak israfını önlemek, sektörlerin sürdürülebilirliğini sağlamak için bunları yapmak zorunda olduğumuza inanıyoruz. Mesleki ve mali yeterlilik, mesleki saygınlık kavramlarının yeniden tanımlanması, taşımacının hüviyetinin kolay verilmemesi gibi taleplerimiz olacak. 

Taşıma Kanunu’nun güncellenmesi 
Bütün bunların 4925 sayılı yasaya göre revize edilerek, güncellenmesi ve sektörün geleceğe taşınması için atılması gereken adımları atacağız. Karayolu taşımacılarının hak ettiği önemi ve taşıma entegrasyonundaki rolünü kimse göz ardı etmemeli ve her düzenleme buna göre yapılması lazım. TOBB ve İTO’da bundan sonraki çalışmalarımızın başında, bu yer alıyor.  Kesinlikle 4925 sayılı yasanın zamanın ruhuna göre güncellenmesi temel hedefimizdir. Sektör olarak taleplerimizi, tüketici haklarını koruyan, sektörün mesleki eğitim seviyesine yükselten, her önüne gelene taşımacılık belgesi veren anlayıştan çıkaran ve taşımacılığı daha üst seviyeye, mesleki yapıya kavuşturan yeni bir anlayışa ihtiyacımız var. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159