18.03.2013, 10:02

Yine ulusal verimlilik üzerine…

Yönetsel bütünlük’ün yararların üst düzeyde planlanması, üst düzeyde yönetilmesi, üst düzeyde iyileştirilmesi demek olduğunu geçen hafta aktarmıştık.  

Planlama…

Yararları üst düzeyde planlamak; tüm ilgililerin yararlarını değerlendirmeyi ve dengelemeyi başarmak demek. Taşıma türleri arasında denge oluşturmak, geç de olsa, yararları üst düzeyde planlamak önemlidir. Bu planlamada, üniversiteler, odalar, meclisler, sanayi temsilcileri, genel müdürlükler görevli olacak; ilgili bakanlıklarsa düzenleyici görevi üstlenecektir.  
Demiryolu (Eurasia Rail) Fuarı olumlu örnektir.  UDH Bakanlığı, ülkemizin taşınma ihtiyacını belirlemiş, taşıma türlerinin ulusal ihtiyaçtaki çözüm etkilerini uzun vadeli olarak tanımlamış, dengeli işletim için taşıma türlerinin yatırım ihtiyaçlarını üst düzeyde (ulusal kapsamda) planlamıştır. 
Bakanlık bu konuda mükemmel bir yönetsel bütünlük gösterdi. Demiryolların tüm idari birimleri, açılış töreninde, ülkenin tüm illerinden görüntülü bağlantı ile hazır bulundular. Genel Müdür her yatırım kalemini ayrıntıları ile anlattı ve bizzat Bakan her yatırım kalemlerinin ulusal ve uluslararası faydalarını teknik ve politik içerikleri dile getirdi. 
Demiryolunun artan etkinliği, taşıma maliyetlerini düşürecek, taşıma sanayisinin ithal girdilerini ve taşımanın çevresel yükünü azaltacak, taşımanın bölgesel uluslararası tümleşmesini ilerletecek, hareketliliği arttırarak toplumsal yaşamın gelişmesine destek olacaktır.  

Yönetme…

Yararları üst düzeyde yönetmek; tüm yönetici unsurları, çatı yapıları bir araya getirmek ve her unsurun yönetim sorumluluğunu tek merkezden dağıtmaktır. Yine yukarıda değindiğimiz gibi kurumlar yapacak, ilgili bakanlıklar denetleyecek. Burada taşıma türlerinin rekabeti ile taşıma türlerinin tümleşmesi arasındaki tercih önem kazanıyor. 
Bu tercihi kamu yönetimi yapmış durumda: 
- Taşıma türleri tümleşecek, taşıma türleri rekabet etmeyecek.
- 300km'ye kadar olan yolculuklar karayolu ve geleneksel trenlerle;
- 300-800 km yolculukları (YHT) yüksek hızlı trenle,
- 800 km.den uzun yolculuklar havayolu ile yapılacak. 
Bu bölüşüm karayolu yolculuklarını 5 saat ile sınırlıyor: 
- Ankara-Eskişehir YHT, demiryolu yolcu payını yüzde5'ten yüzde 72'ye, 
- Ankara-Konya YHT, demiryolu yolcu payını 0'dan yüzde 65'e çıkardı. 
- YHT ile İstanbul-Ankara 3 saate, Ankara-Sivas 2 saate, Ankara-İzmir 3,5 saate inecek.  
- 1 km demiryolunun kapladığı alan duble karayolunun yüzde 10'u kadar. Demiryolunda yolcu başına emisyon ise karayolunun sadece üçte biri kadar.

İyileştirme…

Faydaları üst düzeyde iyileştirmek; tüm yönetenlerin ve denetleyenlerin ve de medyanın görevi ve de sorumluluğudur. 
Taşıma artık ulusal değil, bölgesel ve uluslararası bir faaliyettir. 
Hem yolcular hem de yükler uluslararası alanda, türler arası bütünleşme ile taşınıyor. 
Uzun yol yükü karayolundan limana ulaşıyor, Ro-Ro ile denize açılıyor, oradan trene biniyor ve aktarma istasyonundan karayolu ile varış noktasına devam ediyor. Bu uluslararası süreci yürütmek için iyileştirmenin de üst düzey olması gerekir. 

Ya olmazsa?

Üst düzey uygulamalara devam etmezsek;
- Karayolcular ÖTV'siz yakıt istemeye devam eder
- İmalatçılar teşvik beklemeye devam eder
- Taşımacılar KDV muafiyeti istemeye devam eder
- Yakıt fiyatları dolaylı vergiler nedeni ile yükselmeye devam eder
- Taşıma türleri arasında dengesizlik devam eder
- Taşımacıların ulusal payı azalmaya devam eder 
Geçen hafta demiştik ya; hedefimiz ulusal verimlilik.

İyi haftalar. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159