Bitmiyor öğrenmek!

Geçen hafta, ekonomi dünyası Antalya'da toplanmıştı. Bu hafta da askeri dünyanın dikkatleri Ankara'da toplandı. Dünyayı silkeleyen bir olay meydana geldi bölgemizde. Havadaki tekrarlı uyarılarımızı hiç dikkate almayan iki uçak yaklaştı, biri düşürüldü. İlginçtir ki bu olay, dünyayı başına toplayan örgütün bulunmadığı bir bölgede gerçekleşti. NATO da bu olayın kendilerinin operasyon bölgesinin dışında kaldığını bildirdi… Baş başayız olay ile. Rusya uçağın kendilerine ait olduğunu, düştükten sonra açıkladı. Şimdi bütün dünya bu olayın az hasarla kapanması için çaba harcıyor. Ama baş başa kalmak da çok olası, korkarım.

Aksi halde kimsenin girmek istemediği bu bölgenin en etkili ve en deneyimli kara gücünün -Türk Silahlı Kuvvetleri'nin- bölgeye sokulması becerilmiş olabilir. 

Geri dönüşü çok zor olan böyle bir giriş, akılla ve dirayetle kaçınmamız gereken durum! “Bir Suriye, koca dünyayı mı karıştıracak” demeyeceğiz.

Yunanistan ne yapıyor? 

AB ekonomisinin 2009 düzeyine gelmesi 31 çeyrek, yani 8 yıl nasıl sürecek? 

ABD'li üreticiler güçlü Dolar ve önemli ihracat pazarlarındaki zayıflıkla mücadele etmek zorunda. ABD ürünlerinin rekabetçiliği azalıyor, ihracatı daralıyor. Kime satacak? Üstüne bir de faiz artarsa…

*  *  *

Kendimize bakalım:

Meclis’te tek parça bir iktidara karşılık 3 parçalı muhalefet oluştu, hem de keskin cinsinden. 

Ekonomi dünyası; bu Meclis’ten ekonomi barışı -üretimin bankalarla barışı, sosyal barış- demokratikleşme ve şeffaflık, çalışma barışı -asgari ücret artış yükünün bölüşülmesi ve siyasal barış- yeni Anayasa, 5 yıllık seçimler ve seçim barajının inmesini istiyor. 

Bunların hepsine  bir arada yapısal reformlar deniyor. 4 yıllık kesintisiz süre ve niyet var. 

*  *  *

Güneş enerjisiyle su ısıtmada Türkiye, Çin'in arkasından ikinci sırada. İsteyen kişi su ısıtma sistemini kurabiliyor. Bu enerji  bolluğundan elektrik de üretsek ya! Üretemiyoruz, çünkü üretim piyasası kontrol altında ve izne bağlı. 

Ulusal tüketimimizin yüzde30'u kadar olan güneş enerjisi potansiyelimizi kullanamıyoruz. Gaza, petrole, kömüre bağımlılığımız sürüyor ve hepsi ithal ürünler. 

Rüzgar ve güneşin yayılmasını bu türler mi kısıtlıyor, acaba? 

Doğu ve Güneydoğu’da toplam 3 elektrik  dağıtım şirketi çalışıyor. Bu bölgelerdeki kayıp-kaçak oranı yüzde 75, yüzde 64 ve yüzde 36 düzeyinde. Türkiye ortalaması yüzde 12.

*  *  *

Yapısal bir örnekle, tasarruftan bakalım: 62 milyon banka hesabında 550 milyar TL mevduat var, Türkiye'nin 2016 bütçesi kadar para ediyor. Bu paranın yüzde 35'i sadece kişilerin yüzde 0,15'ine (87 bin kişiye) ait. Bu hesaplar da milyon TL üzerinde. 

Ekonomide Barış -üretim ile bankaların barışı- bu dağılımı yumuşatacak.

İyi haftalar… ■