21.08.2017, 10:59

Küresel Düzeyde Enerji Konuları ve Ulaştırma - 2

Avrupa Birliği gelecek 10 yılda, mobiliteyi artıracak, yakıt tüketimindeki artışı ve istihdamı azaltacak, rekabetçi bir ulaştırma sisteminin kurulması amacıyla, içinde 40 somut önceliğin yer aldığı bir yol haritası niteliğinde olan ve 2011 yılında yayımlanan “Roadmap to a Single European Transport Area – Towards a competitive and resource efficient transport system” adlı Beyaz Kitap’ı kabul etmiştir.

Bu anlamda; ana çerçeveyi şu şekilde ifade edebiliriz:
• Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanılması için yeni teknolojilerin geliştirilmesi
• Enerji verimliliğinin arttırılmasına yönelik AR-GE çalışmalarının yapılması
• Daha az enerji sarfiyatı amacıyla bilgisayar destekli trafik yönetim sistemlerinin geliştirilmesi
• Daha az yakıt tüketimini desteklemek amacıyla gerekli araştırmaların ve iyileştirilmelerin yapılması
• Bakanlık, Üniversite veya TÜBİTAK bünyesinde Demiryolu Enstitüsü ve Test ve Sertifikasyon Merkezinin kurulması

Bir diğer önemli husus da sürdürülebilirlik çerçevesinde enerji verimliliği ve alternatif enerji konusudur. Özellikle, elektrikli otomobil uygulaması başta olmak üzere, alternatif enerji türlerinin karayolları taşıtları için kullanılabilmesi esasına dayalı çalışmalar yapılmalıdır. 

Emniyet, çevre, enerji ve ekonomik ihtiyaçlara paralel olarak ulaştırma sektörü içerisinde her geçen gün daha fazla önem kazanan demiryolu sektörünün, bu gelişmeler doğrultusunda oluşturulan vizyona gerekli katkıyı vermesi beklenmektedir. İnsan odaklı hedefler doğrultusunda şekillenecek 2023 yılı Türkiye’sinin, ulaştırma altyapı gereksinimlerinin karşılanması amacı ile mevcut demiryolu taşımacılığının yeniden yapılandırılması, gelişen teknolojilerle uyumlu yeni demiryolu hatlarının inşa edilmesi, mevcut altyapı ve araçların yenilenmesi ve özellikle yük taşımacılığının geliştirilmesi için yük merkezlerine erişimin ve diğer ulaştırma türleri ile entegrasyonun sağlanması gibi hususların ilk aşamada ele alınması gerekmektedir.

Kalkınma planları…


Konu yukarıda belirtildiği şekli il 9. Kalkınma Planı ve 10. Kalkınma Planı’nda tafsilatlı olarak ele alınmaktadır.
Türkiye’de boru hatları ilk olarak 27 Ağustos 1973’te Irak ile yapılan Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması’yla Irak petrolünün Ceyhan’a (Yumurtalık) taşınması için inşa edilmiş olup bu çerçevede 15 Ağustos 1974’te Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından bu taşıma için BOTAŞ kurulmuştur. Enerji kaynakları ihtiyacının çeşitlenmesine paralel 1987’ den itibaren BOTAŞ; ham petrolün yanı sıra doğalgaz taşınımını da üstlenmiştir. Takibinde BOTAŞ; 1974 yılından itibaren Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) arasındaki 3400 kilometrelik petrol boru hattı ve 5000 kilometrelik doğalgaz boru hattının işletimini üstlenmiştir. 

Bakü-Tiflis-Ceyhan Doğalgaz Boru Hattı’nın yanı sıra Şahdeniz Doğalgaz Boru Hattı, Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru Hattı uluslararası projeleriyle Türkiye’nin doğalgaz ve petrol aktarma ve taşıma konumunun güçlendiği görülmektedir. Bunun yanı sıra Türkiye-Avusturya ve Samsun-Ceyhan petrol boru hattı planlanmıştır. 

BOTAŞ ilerleyen süreçte; piyasanın tekeli konumunu korumuş ardından 1990’da Doğalgaz Piyasası Kanunu ile bu tekel hakları elinden alınmıştır. Doğalgaz Piyasası Kanunu; doğalgazın ithalatı, aktarımı, dağıtımı, depolanması, pazarlanması, satışı, ihracatı ve bu aktivitelerle uğraşan bütün gerçek ve yasal kişilerin hakları ve yükümlülüklerini kapsamaktadır. 

İstanbul; doğalgaz hizmetine diğer illere nazaran çok daha erken tarihlerde ulaşmış, takibinde bu hizmet birçok ilimize hızla yayılmıştır. Aynı şekilde; Muğla, Batman, Siirt, Hatay ve Kilis illerimize doğalgaz boru hattı ihale aşmasındadır. Bunun yanı sıra; Zonguldak, Bartın, Giresun ve Iğdır illerine doğalgaz boru hattı inşa aşamasındadır. Bütün bunlarla beraber; Artvin, Hakkâri, Şırnak, Mardin, Sinop, Bitlis, Tunceli, Bingöl ve Muş illerine de doğal gaz boru hattı planlaması fazındadır. Ayrıca; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne(KKTC) Anamur’dan (Mersin) boru hattı çalışmaları devam etmektedir. Ancak bu boru hattı çalışmalarında ilçe belediyesi, büyükşehir belediyesi ve merkezi idare arası hak ve yetki karmaşası ile mevzuat eksikliği sebebiyle istenen yol alınamamaktadır.

Hatlarda paralellikler


Boru hatları bir ulaşım modu olarak ülke sathında önemli bir yayılma göstermiş, bununla beraber mevcut, inşa halinde ve planlanan Yüksek Hızlı Demiryolu Hatları ile de paralellikler göstermektedir. Burada; boru hatları ile taşınan mal, enerji ve ürünün alabildiğine çeşitlendirilmesi önemli bir husus olup, YHD’nin yük taşımacılığı için kullanılacak olan hatlarında, boru hatlarıyla benzerlik gösterebilecek ürünlerin el değiştirmesi hususu göz önünde bulundurulmalıdır. YHD, karayolu ve denizyolu yük taşımacılığında entegrasyonun öne çıkarılması, bağlantının bu çerçevede düzenlenmesi, kapasitelerin buna göre optimizasyonu ve lojistik köylerin, lojistik merkezlerin bu çerçevede yer ve kapasite tespitlerinin yapılması oldukça önemlidir. Bu entegrasyona boru hatlarının da dahil edilmesi çok önemli bir konudur. Ayrıca; Boru Hatları ile YHD hatlarının nerelerde paralel olabileceği ve nerelerde farklı güzergâhlardan geçmesi gerektiği de kapsamlı olarak etüt edilmesi gereken bir konudur. 

Çin’de durum…


Çin’in CO2 emisyonları 1980-2011 yılları periyodunda yıllık %6,04’lük bir artış oranı ile 1448,47 milyon metrik tondan (MMT) 8715,30 milyon metrik tona (MMT) yükselirken aynı periyotta küresel ölçekte ise %1,87/yıl artış oranı CO2 emisyonları 18433,15 milyon metrik tondan (MMT) 32578,64 milyon metrik tona (MMT) ulaşmıştır. Bu karşılaştırmalı analiz; gelecek senaryoları dâhilinde geçmiş dönem enerji durumunun ve CO2 emisyonu eğilimlerinin anlaşılması için 1980-2012 yılları periyodundan elde edilen ikincil veriler bazlı olarak gerçekleştirilmektedir. 2025 yılında, küresel ölçekte sırasıyla 26745,20 kömür eşdeğeri metrik ton (Mtce) üretim ve 26412,54 kömür eşdeğeri metrik ton (Mtce) tüketime karşılık Çin’in toplam birincil enerji üretimi 15 kat artacak olup 2985 kömür eşdeğeri metrik ton (Mtce) açık verecektir. Ayrıca yine 2025 yılı itibari ile Çin’in CO2 emisyonlarının 2 katı bir artış oranı ile 30888,29 milyon tona (MT) ulaşması beklenirken aynı dönem için küresel CO2 emisyonlarının da 2,5 katı bir artış ile 50020,14 milyon ton (MT) olması beklenmektedir. Bu analizler enerji sektörüne şimdiki ve gelecekteki yeşil dostu çevre hedeflerinin başarılmasında; planlama, paylaşım, verimli kullanım ve emisyon azaltımı konularında yardımcı olmaktadır. 

Enerji toplumu

Enerji bir toplum için refah ve güvenlik gibi bütün endüstriyel, ekonomik, zirai bağlantılar arası bir yapıya sahip olduğundan sürdürülebilir kalkınmada gerekli bir anahtar konu olarak değerlendirilmektedir. Dolayısı ile küresel birincil enerji üretimi 1980-2010 yılları arasında 10343,98 kömür eşdeğeri metrik tondan (Mtce) 18318,99 kömür eşdeğeri metrik tona (Mtce) yükselmiştir ve 2035’e kadar bunun 1/3 oranında daha artması beklenmektedir. 2030’a kadar öngörülen 8,3 milyar nüfusa karşı yıllık ortalama %1,6’lık büyüme kat etmesi beklenmekte olup bu da 1,3 milyar yeni kullanıcı anlamına gelmektedir. Sonuç olarak %36’lık küresel tüketim artışına karşılık olarak %26’lık CO2 emisyonu artışı kaydedilmiş olup bunun da %48’i Asya Pasifik bölgesinden kaynaklanacaktır. Bunun yanı sırada söz konusu bölgede 2011 yılı itibari ile net ekonomik büyüme yıllık %2,5’lik bir enerji tüketimi artışı gerçekleşmiş olup bunun da %78’lik bir kısmı Çin’den kaynaklanmaktadır. Mevcut durumda; dünyada birincil enerjilerin %90’ı petrol, kömür ve doğalgaz gibi fosil yakıtlardan meydana gelmekte olup bu oranın yakın gelecekte %80’e düşmesi beklenmektedir, 2035 yılı itibari ile dünyanın halen büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlılığının devam edeceği öngörülmektedir. Yanıcı fosillere dayalı enerji üretimi ve tüketimi artış eğilimi, CO2 emisyonlarını ivmelendirmekte ve insan kaynaklı iklim değişikliğinin en etkili faktörü olarak hayati bir rol oynamaktadır.
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159