30.12.2013, 12:06

2013’ten 2014’e geçerken…

Yılın sonunda eski yılı değerlendirmek, yılın başlangıcında da beklentileri yazmak adettendir. Biz de gazete olarak bunu yapıyoruz. Ben de köşemde buna katkı yapmaya çalışacağım. Sektörel konuların ötesinde bu yıl değişiminde ülkemizde yolsuzluk ve/veya operasyon iddialı gerginlik çok önemli. Biz, siyasetin dışında isek de bunun taşımacılığa etkisini görmek zorundayız. Bu kapsamda görev değişimleri de önemli. 

Bakanımız giderken…

Önceki adı farklı da olsa, 11 yıldır UDH Bakanlığında Sayın Binali Yıldırım bulundu. Bana göre genelde başarılı da oldu. Bölümlerimiz farklı da olsa (benim Genel Makina, Sayın Bakanın Gemi) aynı üniversitenin (İTÜ) aynı fakültesinde (Makina) öğrenim görmüşüz.

Sanırım ben 6-7 yıl daha eskiyim. 

Teknik kriterlerin ötesinde ekonomik gerekliliklerin öne çıktığı yatırım kararlarında mühendislerin hata yapmalarından korkarım. Buna rağmen ülkemizin son 50 yılında mühendisler önemli karar noktalarında hep oldular. Diğerleri de, Sayın Binali Yıldırım da genelde başarılı işler yaptılar. Bunu çokça yazdım. Detayları bir yana, demiryolu ve denizyolunu öne çıkarma gayretleri çok yerindedir. Havayolunun, özellikle de iç hatlarda fazla önemsendiğini düşünürüm. Önümüzdeki dönemde süren demiryolu ve karayolu projeleri bittiğinde bazı havalimanı yatırımlarının atıl kalabileceğini düşünürüm. 

Otobüsçülük desteklenmelidir

Başta duble yol denilen bölünmüş yollar olmak üzere karayolu yatırımları yerinde olmuştur. Karayolunun bilinen olumsuzluklarından kurtulma, yol yapmayarak sağlanamaz. Bu nedenle karayolu yatırımlarına karşı çıkışların çoğu yerinde değildir. Bu arada demiryolu, denizyolu ve havayolu yolcu taşımacılığında desteklenen şeyin toplu taşıma olduğunu düşünürsek benzer şeyi otobüsçülük dediğimiz karayolu toplu taşımacılığı için de düşünmek gerekirdi, bence bu olmadı. Şüphesiz ki yapılan yollardan otobüsler de faydalanıyor; tabii, otomobillerle birlikte. Önemli olan; otobüse, otomobile göre üstünlüğüne bağlı bir destek verilmesidir. 

Büyük projeler…

Büyük projelerden Marmaray’ı iyi, İstanbul Boğazının altından karayolu tüneli ile İzmit Körfez Köprüsünü çok iyi bulanlardanım. Buna karşılık İstanbul’da yeni havalimanı ile 3’üncü köprüyü büyük ölçüde yanlış, en azından erken bulurum. Mevcut havalimanlarının kapasitelerinin arttırılması, karayolu tünelinin beklenmesi ve belki de bir tane daha yapılması daha uygun görülüyor. Üçüncü köprü yapıldığında günün 4-5 saati dışında pek az kullanılacağını düşünüyorum; tabii, bazı taşıtları oradan geçmeye mecbur ederseniz, öyle değilmiş gibi gözükebilir. Bir de şehri o tarafa doğru büyütme yanlışını yaparsanız, bu köprüyü doğru gibi gösterebilirsiniz. Yine bu köprü üzerinde olacağı belirtilen demiryolu sistemine uzun yıllar ihtiyaç olmayacağını da düşünüyorum. Hiç sözünü etmediğim kanal projesine ise, bir mühendis olarak çok çok mesafeliyim.

Kentiçi raylı sistem

Şüphesiz ki gerekli ve önemli, ancak bunu yerel yönetimler yapmalı. Aksi halde ülke kaynaklarının İller Bankası vs. üzerinden yerel yönetimlere eşit biçimde kullandırılması ilkesinden uzaklaşılır, adaletsizlikler başlar. Ankara’da metronun UDH Bakanlığınca yapılması, bu adaletsizliği doğurmayacak mı? Yanlış bilmiyorsam, Sayın Gökçek, metroyu devrederek Ankara’ya böyle bir avantaj sağladığını söyledi. Ankara’ya avantaj demek, diğerlerine haksızlık değil midir? 

Yeni Bakanımız

Sayın Lütfi Elvan hakkında henüz pek bilgimiz yok. Sadece Devlet Planlama Teşkilatı deneyimli ve İTÜ’lü olduğunu öğrendim. UDH Bakanlığı için bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Üstelik de Sayın Yıldırım’ın göreve getirdiği kadroların pek değişmeyeceğini ve proje/yatırımlarda mevcut anlayışın süreceğini tahmin ediyorum. Bu da mevcut başarının sürmesi için yeterli olacaktır. Bizim dileğimiz de budur. 

Bazı ilginçlikler…

Bilmem, bazı Bakanlıkların belli illere tahsis edilmişliği mi var? Kocaeli milletvekili olan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanının yerine yeni bir Kocaeli milletvekili getirildi. Yine Samsun milletvekili olan Gençlik ve Spor Bakanının yerine de yine bir Samsun milletvekili görevi devraldı. Üstelik de ikisinin de soyadı Kılıç. Bilmem bu da bir gereklilik mi, yoksa Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Eskrim Federasyonu Başkanlığı mı karıştırıldı?

Geleceğe bakış

Yeni UDH Bakanı Lütfi Elvan’a başarı dilerken Sayın Yıldırım’a da bundan sonraki yaşamında başarı diliyorum. Üstelik Sayın Yıldırım, hala Meclis’te. Belediye başkanı olamaması halinde bu sıfatı 2015 yazına kadar sürecek. Ben, bu gidişle AK Parti’nin kendi kuralı olan üç dönem sınırlamasının kalkacağını, Sayın Yıldırım’a yeniden milletvekili olma şansı doğabileceğini tahmin ediyorum. Tabii, isterse. Yine böyle bir şey olduğunda kendisini yine UDH Bakanı olarak da görmek mümkün olabilir. 

Projeler biterse…

Bunu yazarken projelerin tükenmesi gibi anlaşılabileceği aklıma gelmedi değil. Bu anlamda projeler bitmez. Kastettiğim sonuçlanması, hizmete geçmesidir. Ankara-İstanbul hızlı treni bitmek üzere, daha önce de yazdığım gibi bu tren güzergahı ve uzak olmayan çevresinde ulaşıma önemli etkiler yapacak; başta otobüsçülük, sonra da havayolu. Örneğin, ne Ankara’dan ne de İstanbul’dan otobüsle Eskişehir’e, Konya’ya gidilmeyecek. İstanbul-Ankara’da otobüsün payı düşecek. Hele raylı sistemin kentiçi bağlantıları tamamlanırsa etki artacak. Havayolu da etkilenecek. Eskişehir ve Konya havaalanlarına ticari uçuş da olmayacak. İstanbul-Ankara uçak seferleri azalacak. Dumlupınar Havaalanına dahi ihtiyaç azalacak. Bunlara diğer demiryolu projelerini, İstanbul-İzmir köprü ve yollarını da eklerseniz otobüsçülüğe ve havayoluna etkileri büyük olacak. Bu durum mevcut havalimanlarının yetersizliklerini gidermeye dahi yarayabilecek. Bu, geleceğe ‘doğru bakış’ açısından sadece bir hatırlatma. 

Hepinizin yeni yılını kutluyorum. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159