12.01.2016, 11:35

AZ, ÖZ ama NET

Bu köşede yazmanın en baştaki zorluğu konuyu oluşturacak fikri bulmaktır. Sunumunuzu bir hazırlık dönemi ile önce kafanızda oluşturmak, sonra da bir taslak üzerinde çalışma yapmak durumundasınız. Ele alınan konu ile çeşitli kaynaklardan araştırma yapma ve doküman karıştırma yapmanız gerekebilir. Bu işin zor, ama en zevki yanıdır. Çünkü doğru bilgi aktarmak için sürekli bir şeyler araştırıyor ve yeni yeni şeyler öğreniyorsunuz. Böylece yazan da kendi eğitimini sağlamış oluyor. 

Sizlerin birkaç dakikada okuduğunuz her yazı için öncesinde saatlerce bazen de günlerce çalıştığım oluyor. Telaffuz hatalarını, düşük cümleleri ve hatta noktalama işaretlerini bile defalarca gözden geçiriyorum. Ancak hepsinden önemlisi lüzumsuz, fazla söz sarf etmeden, konuyu dağıtmadan meramı anlatmanın bilincinde olmaktır.

Aynı şekilde, şirket içi iletişimde de konuyu belli kalıp içerisinde dağıtmadan ve sulandırmadan aktarmak bir meziyet olmalı. Özellikle network sistemi kurulduktan sonra her kademede çalışanlar gerekli gereksiz günde yüzlerce mesaj okumak zorunda kalıyor.
Bunların herbirini değil yanıtlamak okumak bile günlük çalışma saatlerinin önemli bir kısmını alıyor. Gereksiz olarak konulan “cc”ler sayesinde, alakasız pek çok mesaj kutunuza düşüyor. 

Toplantılarda yapılan sunumlarda gereğinden fazla konuşma ve slaytlarla gereksiz bilgiler aktarılıyor. Hayat bugün her zamankinden daha çok hızlı aktığı için her birimiz zamanı doğru kullanmak durumundayız. Cep telefonları, tabletler ve bilgisayarlara gelen ardı arkası kesilmeyen mesajların insanları esir almasına bir son vermemiz gerekiyor. Her birimiz işimizi yapmaktan çok bunlara dikkat kesilmek durumunda kalıyoruz. Artık, uzatılan laflar, dağınık sunumlar, karışık anlatımlar iyice katlanılmaz bir eziyet haline geliyor. Bizim kültürümüzde kullanılan “sön söyleyeceğini ilk başta söylemek” sözü bu durumlarda en doğrusu olacaktır.

Karmaşık bir fikri, kısa ve anlaşılır bir şekilde iletme, yoğun bir ifade kalitesi yaratma işidir. Çözümü ise lafı uzattığımızın, yalın iletişim kuramadığımızın farkına varmak ve bunun nedenlerini çözümlemektir. Bu, iletişimimizi, anlatımımızı sadeleştirmeye giden yolu açar. 

İnsanın bir konuyu kısa anlatması için, önce kendi zihnini arındırması gerekir. Az ve öze giden yol, aslında çok çalışma gerektirir. İyi hazırlanmadan, gerekli araştırmaları yapmadan, konuya vakıf olmadan kısa ama etkili bir anlatıma sahip olmak mümkün değildir. 

Hayatın her alanında az ama öz olmayı, konuları yalın bir şekilde ifade etmeyi; iş toplantılarından özel hayatımızdaki sohbetlerimize kadar her ortamda az ama öz, yalın ama derin olmayı alışkanlık haline getirmek durumundayız. 
Abartıdan kaçınarak, egomuzu terbiye ederek yalın iletişimin esaslarını ve güzelliğini içselleştirerek gündelik hayatımıza uyarlamalıyız. Az ama öz, kısa ve net olmak en nihayetinde bir hayat felsefesidir.
İnsanın, kendisini etkili ve güzel ifade etmesi, özellikle bu devirde, çok değerli bir niteliktir. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159