17.06.2013, 16:24

Belediye sorumlulukları ve Alibeyköy

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yapıp bitirmekte olduğu Alibeyköy Otobüs Terminali’nin hizmet döneminin başlayacak olması nedeniyle belediyelerin ulaşıma ilişkin hak ve yetkileriyle, bunların kullanımları üzerinde durmak istiyorum.

Taşıma türleri

Taşımaları kara, deniz, hava ve demiryolu diye modlara göre ayırmanın dışında tümü için yolcu-yük taşımacılığı, yine tümü ve özellikle de karayolu için ticari-hususi taşıma/taşıt ayrımı yapılabilir. 
Mevzuatımıza göre karayolu yük taşımacılığı alanında hususi taşımacılık yok. Bazı kuruluş ve bazı kamyonetlere tanınan ayrıcalıklar dışında tüm yük taşıma ve taşıtları ticari olup izin/belge sistemine tabidirler. Kentiçinden uluslararasına kadar tüm yük taşımalarına izin verme makamı da UDH Bakanlığı’dır. 

Yolcu taşımacılığında ise hususi taşıt ve taşımalar izin/belge sistemine tabi değil; diğerleriyse tabi. Bu arada otomobil dışındaki taşıtların -minibüsler dahil otobüslerin- izinsiz kullanılabilecek hususi olup olmayacağı net değil.
Bu arada gerek yük gerekse yolcu taşımacılığında doğrudan ticari amaçlı olmasalar da yapılan ticari bir faaliyetin gereği olarak yapılan, ticari kurumların kendi taşımaları da izin/belge sistemine dahildir.

Yolcu taşımacılığı özel

Yolcu taşımacılığında izin kapsamındaki taşıtların izin/belge makamı taşımanın yapıldığı yere göre değişiyor. Kentiçi taşımaların izin makamı belediyeler, kentdışı (kentler arası, iliçi, iller arası ve uluslararası) taşımaların izin makamı ise UDH Bakanlığı’dır. 
‘Bazı kentiçi taşımaların izin makamının da UDH Bakanlığı olduğu ve UDH Bakanlığı’nın verdiği belgelerle kentiçi bazı taşımaların da yapılabileceği’ şeklinde bir yorum önceden mümkündü. Geçtiğimiz yıl Trafik Kanununa, sözüm ona korsan taksiciliği önlemek amacıyla yapılan, belediyeden izin zorunluluğunun eklenmesiyle kentiçinde tüm yetki belediyelerin oldu. 

Bu hususun dışında gerek Büyükşehir Belediye Kanununda gerekse Belediye Kanununda bulunan düzenlemeler belediyelere önemli hak ve yetkiler veriyor. Büyükşehirlere toplu taşıma araçlarına ruhsat (izin) verme yetkisi de bulunuyor. Büyükşehirlerde yetkilerin kullanımında İl Trafik Komisyonu yerine UKOME yetkili. 

Tartışmalı konular

Taşıma hakkının belediyelerce mi, yoksa kişilerce mi kullanılacağı; kişilere verilen ruhsat veya izinlerin paralı mı, yoksa ücretsiz mi olacağı; ücretli olduğunda gelirin kime ait olacağı; izinlerin süreli mi, yoksa süresiz mi olacağı; ruhsat-izin-belge sayısının sınırlı (tahditli) mı, yoksa serbest mi olacağı; tahditli olduğunda çok önemli hale gelen hakkın sınırsız süreli kullanımının ilk verilişinin hangi esaslara göre (ücretli/ücretsiz) olacağı; bu hakkın devredilip devredilemeyeceği ve devir satış gelirinin kimin olacağı; ilave kapasite yaratımında satış gelirinin kimin olacağı gibi konular çok tartışılabilir. Bunlara ilişkin birtakım gerekçelerle açıklamalar, sözüm ona düzenlemeler öne sürülebilir. 

Esas olan nedir?

Tüm taşıma hakları gibi kentiçi taşıma hakları da tüm kamuya aittir. Bu hakkın belli kişilere devri ya mümkün olmamalı ya da kamusal amaçlara uygun olmalıdır. Tahditli taşıma düzeni gerektiğinde buna ait bir hakkın devrinde ücretsiz hak verme, süresiz hak verme, devredilebilir-satılabilir hak verme, kamu menfaatlerine aykırı rant düzenleridir ve bunlardan mutlaka kaçınılmalıdır. Taksicilere başlangıçta bir ‘emekli ikramiyesi’ gibi iyimser biçimde verilen plaka devir hakkının bir rant düzeni doğduğu gözlerden uzak tutulmamalıdır. 

İstanbul örneği

İstanbul’da önceden kurulmuş bir tahditli plakalı taksi, hatlı dolmuş taksi, hatlı dolmuş minibüs rant düzeni vardır. Bazı plakalar milyonluk teneke parçalarına dönüşmüştür. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bunlar ötesinde diğer taşıtlara bir rant düzeni kurulmamasında bir örnektir. Sadece İstanbul değil tabii. Bazı tahditli taşıma hakları veya hatları kişilere devredilmekte, ancak bunlar hem kamuya kaynak yaratan bedel karşılığı olmakta hem de sınırlı süreli olmaktadır. Süre sınırlıyken devir hakkının hiçbir sakıncası olmaz tabii. Önceden verilmiş tahditli plakaların kazanılmış haklarına saygı duyulmakla birlikte, bunları etkisizleştirici çeşitli projeler de özellikle taksilerde uygulamaya sokulmakta veya üzerinde çalışılmaktadır. Kalıcı bir rant yaratmayan bu anlayışı kutlamak ve sürmesini dilemek gerekir. Bir gün, bir tahdit gerekirse, en azından mevcut taşımacılara bu hak ücretsiz kullandırılsa bile sınırlı süre için olması çok önemlidir. 

Terminaller

Tarifeli kentdışı taşımacılığın önemli bir unsuru olan terminaller çok önemlidir. Her ne kadar karayolu taşıma mevzuatı özel terminal yapım ve işletilmesine izin veriyorsa da imar ve yerel izin mevzuatı gereği bu hak sadece belediyenindir, yani bir imtiyazdır; rekabet de söz konusu değildir. Kişiler sadece belediyelere ait arazilere ‘yap-işlet-devret’ sözleşmesiyle yaptıkları terminallerin işletme döneminde, belediyelere ait terminallerin işletme hakkını özel sözleşmelerle alarak veya bunları belediyelerden satın alarak işletebilirler. Belediye eli değmeksizin yapıp işletmek söz konusu değildir. Her durumda bir imtiyazı olan belediyelerin bunları özel sektöre işlettirmeleri kamusal amaçlara uygun olmalıdır. Yani satış dahil sözleşmelerde kamusal amaçlara göre işletme yönünde müdahale hakları konulmalıdır. Bırakınız ‘istediğin gibi işlet’ anlayışlı satışı, belirtilen şartlarla dahi terminallerin satışının doğru olmadığını ve benim mevzuat yorumuma göre mümkün de olmadığını düşünüyorum. Belediye Kanununda imtiyaz yoluyla devir kapsamı içinde terminaller bulunmuyor. 

İstanbul’u izleyiniz!

Pek çok belediye kamusal amaçları unutmakta, uzun ve sınırsız hak getiren yanlış sözleşmelerle rekabet dışı terminallerin kötü işletimine imkan vermektedir. Hatta bazı belediyeler yüksek satış bedeli için hiçbir şart koymamaktadır. İstanbul’da bugünkü anlayışın bunlara imkan vermesi mümkün değildir. Kamusal amaçları öne çıkaran bu anlayış, yapmış olduğu Alibeyköy Terminali’nin işletilmesinde de kamu menfaatini koruyacaktır. Bunun bir gereği olarak da her türlü şartı sağlayan bu terminal için T1 yetki belgesi alınacağını ve bu belgenin kalkış-varış dahil tüm haklarının kullanılacağını düşünüyor ve umuyorum. 

Halen iki ilde bulunan “tüm ili kapsayan büyükşehir” anlayışı gelecek yıl 28 ilin eklenmesiyle 30’a çıkacak ve ülke genelinde iliçi taşımaların yüzde 80-90’ı kentiçi olup belediyelerin eline geçecek. Bu hakların doğru kullanımı daha da büyük önem taşıyacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin doğru anlayışını sürdürmesi ve bu yola yeni gireceklere ağabeylik ve hocalık yapması, en azından örnek olması çok önemlidir. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159