04.01.2016, 15:16

Görsel, işitsel zekâ

İnsan yaşamı boyunca -istediği takdirde- öğrenmeye açık bir varlıktır. Günümüzde insanlığa önemli değer katan pek çok keşif ve icat başka bir şey ararken ortaya çıkmıştır. Bir ortamda gördüğünüz bir sahne sohbette bir söz veya ifade, yepyeni bir ufuk açmanıza sebep olabilir.
Bunun gerçekleşmesi ancak insanın tüm duyularının aktif olması ile mümkündür. Bugün kendi çevremizde, ülkemizde veya dünyada ticarette, siyasette karşısındakinin ne dediğini sadece duyan; dinlemeyen, dinlemek istemeyen pek çok insan var. İnsanların yeni bir şey keşfetmeleri vahiy yoluyla olmayacağı için etrafındaki cereyan eden her nevi olay ve gördüğü, dinlediği sohbet ve manzaralardan kendilerine çıkarım yaparlar. Sonra bu birikimleri kendi yaşantılarına bir şekilde tahvil ederler.
Marka yaratmak için, insanların kolay anlayıp hatırlayacakları isimler, hafızalarına kazınacak slogan ve müzikler son derece önemlidir. Ama en az müzik kadar hatta ondan daha önemlisi görme duyusudur. Yalnızca ses ile bir marka yaratmak mümkün değil iken görsel iletişimle yaratılmış sayısız marka vardır. 
Önemli olan insanın neye baktığı değil, ne gördüğüdür. Görme sadece fiziksel ve biyolojik bir konu değil, daha çok zihin ve düşünce süreçleriyle ilgili bir olgudur. Aynı şeye bakan insanlar, farklı anlamlar çıkartabilir. Her insanın farklı görmesinin nedeni, görüntüyü anlamlandıran kişilerin zihin yapılarının farklı olmasıdır. Görme, görüntünün kendisinden olduğu kadar, insanların deneyimlerinden ve düşünce biçimlerinden de etkilenerek oluşur.
İnsan, bir görselin unsurlarını tek tek değil, anlamlı bir ilişkiler bütünü içinde algılar. İnsan zihni, bütünü oluşturan parçaları görürken, aralarındaki ilişkiyi de kurgular. İnsan, gördüklerini -kendi için- en anlamlı biçime dönüştürme eğilimindedir. 
Görsel ifade ve bu ifadedeki tutarlılık, markalar için hayati bir konudur. Her markanın kendi görsel dilini oluşturması ve bu dile sadık kalarak iletişim yapması gerekir. Bir renge, bir ambleme, bir logoya, bir simgeye ve genel olarak font seçiminden fotoğraf kullanımına kadar, kendine özgü görsel bir dile sahip olması, bir markanın marka olmasının ön koşuludur.
Chanel, bir parfümün içinde barındırdığı cesur, kışkırtıcı ya da baş döndürücü kokunun şişesinden belli olduğunu söyler. Sadece parfüm değil otomobil gibi son derece teknik bir üründe bile markayı diğerlerinden ayırt eden en önemli etken, otomobilin tasarımıdır. Marka yönetimi, simgeler dünyasını yönetmekle mümkün olur. 
Markalar, değerlerini, kendilerine özgü görsel unsurlarla anlatabildikleri ölçüde insanların dünyasında bir anlam yaratırlar. Aksi takdirde ne derlerse desinler, eğer yarattıkları görsel dünya söyledikleriyle çelişirse, markalaşamazlar.
Görsellik düşünceyi algılanabilir bir kalıba döken unsurdur. Başarılı bir görsellik dolayısıyla yapılan iyi bir sunum, markanızın kalabalıktan ayrışmasını sağlar. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159