03.09.2013, 10:30

Gözlerinin içinde uçsuz bucaksız bir gülümseme…

Edip Cansever ne güzel söylemiş: “sandal ağacı gibi olacaksın / üzerine inen baltayı kokuna boğacaksın"!

Her ne kadar teorik olarak sonbahara girsek de havalar hala çok sıcak. Meteorolojik anlamda da sıcak, siyasal anlamda da… Ekonomik anlamda her daim sürüyor, hiç soğumadı ki…
Ortadoğu kaynayan kazan. Öyle ki kimin eli kimin cebinde belli değil. Birileri savaş çığırtkanlığı yapıyor, getirisini, gözyaşını düşünmeden. Birileri de -ne ellerinde olanak var ne de seslerini duyuracak araç- barışı, barışın gerekliliğini anlatmaya çalışıyor dur durak bilmeksizin.

Yılbaşı kartı

Çok yıllar önce başlamıştım yılbaşı kartı yapmaya. Bir özelliği vardı, hiç postayla gönderilmedi. Hep elden dağıttım, yolumu yoluna düşürebildiklerimle, yolunu yoluma düşürenler -bir de onların eliyle iletilenler- edindiler. 
Şimdi bakıyorum da, 1991’de, Körfez Savaşı olsa gerek, “barış”ı katmışım aşkın, coşkunun, mutluluğun yanına… Sonra ardı arkası kesilmemiş bir daha. Nedense hep sonbaharda ayyuka çıkmış savaş çığırtkanlığı. 2001’de 11 Eylül saldırısıyla başlayan süreçte Afganistan, Irak, geçen yıl Suriye, bu yıl Mısır… 
Acaba sizleri yılbaşı kartından mahrum bıraksam, yani artık yapmasam susar mı bu savaş tamtamları?

Bu yılın kartı…

Gezi Parkı ile başlayan o güzel günlere gönderme yapan bir kart tasarlıyordum (Belki sizler bu satırları okurken yine bombalama görüntülerini, izli mermileri izleyeceksiniz televizyon ekranlarından). Küçük bir değişiklik yapacağım… Tabii ki Gezi’yi, Gezi Parkı ile başlayan yepyeni bir dünya umudunu koruyacağım.

1 Eylül Dünya Barış Günü

Üzerine inen baltayı bile kokunla mest edeceksen Cemal Süreya’nın dizelerindeki gibi… şair (20. yüzyılın en büyük şairlerinden Yannis Ritsos, İoanna Kuçuradi ve Özdemir İnce çevirisiyle) şiirce söylesin BARIŞ üzerine söyleyeceklerini. Bana sadece aktarması düşsün.

“BARIŞ 

Çocuğun gördüğü düştür barış, 
Ananın gördüğü düştür barış, 
Ağaçlar altında sevdalıların sevda sözleridir barış.
Gözlerinin içinde uçsuz bucaksız bir gülümseme,
elinde yemiş dolu bir zembil
ve alnında ter tomurcukları,
-pencerede suyu soğutan testideki damlalar gibi-
akşamüstü eve dönen babadır barış.

Dünyanın yüzünde yara izleri kapanırken,
ağaçlar diktiğimizde
havan mermilerinin kazdığı çukurlara,
yangının kavurduğu yüreklerde,
ilk tomurcuklarını açarken umut
ve ölüler kanlarının boşa gitmediğini bilerek
yana dönüp içerlemeksizin 
uyuyabildiklerindedir barış.

Barış yemek kokusudur tüten 
akşamleyin arabanın yolda durmasının korkutmadığı,
kapı çalınmasının dost demek olduğu
ve pencereyi saat başı açmanın,
renklerinin uzaktaki çanlarıyla
gözlerimizin bayram etmesini 
sağlayan gökyüzü
demek olduğu zamandır barış. 

Barış bir bardak sıcak süt ve bir 
kitaptır uyanan çocuk önünde.
Başaklar birbirlerine eğilip 
‘İşte, ışık, ışık, ışık!’ dedikleri
ve ufuk çemberi ışıkla dolup taştığı 
zamandır barış.

Hapishaneler onarılıp kitaplıklar yapıldığı zaman,
eşikten eşiğe bir türkü yükseldiği zaman geceleyin,
cumartesi akşamları mahalle berberinden çıkan 
yeni tıraş olmuş bir işçi gibi
baharda ay buluttan çıktığı zamandır barış.

Geçmiş gün,
yitirilmiş gün olmadığı 
sevinç yapraklarını akşamın içine salan kök
ve kazanılmış bir gün, hak edilen bir uyku olduğu zaman,
acıyı kovmak için zamanın dört bucağından
güneşin hemen ayakkabılarını 
bağladığını duyduğun zamandır barış..

Barış ışınlar demetidir yaz ovalarında,
iyilik alfabesidir tanın dizlerinde.
‘Kardeşim’ dediğin,
‘Yarın kuracağız’ dediğin zaman
kuracağız dediğimizi kurunca
türkü çağırdığımız zamandır barış.

Ölüm yüreklerde az yer kapladığı
ve güvenli parmaklarda mutluluğu 
gösterdiği zaman bacalar,
ikindi vaktinin büyük karanfilini
ozan ve insan aynı şekilde kokladığı 
zamandır barış.

İnsanların tokalaşan elleridir barış,
dünyanın masasındaki ekmektir,
gülümsemesidir annenin.
Budur yalnızca.
Başka bir şey değildir barış.
Ve toprakta derin karıklar açan 
sabahlar tek bir sözcük yazarlar:
Barış.
Başka bir şey değildir barış.

Dizelerimin rayları üzerinde
buğday ve güller yüklenmiş
geleceğe doğru yol alan trendir barış.
Kardeşlerim, 
barış içinde derin derin soluk alıyor
tüm dünya bütün düşleriyle.
Verin elinizi kardeşlerim,
işte budur barış...”
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159