28.05.2013, 11:17

Hızla geçen zamanı yakalamak gerek

Sırtında yumurta küfesi olan korkarmış. Korkmakta da haklıdır, çünkü en ufak bir hatada, bütün varlığı heba olabilir. Bizim sırtımızda yumurta küfesi olmadığı için -‘doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış’ ama- değil dokuz yüz dokuz köyden de kovulsak dahi doğu söylemeye devam ederiz.

Ben bu yazıyı yazarken TOFED Genel Kurulu toplanmamıştı, sizler okurken akla kara belli olmuş, sektörün en büyük federasyonunun yöneticileri katılımcıların oylarıyla belirlenmiş olacak.
Bir başka açıdan bakalım: Kongrenin sponsorları arasında Mercedes ile birlikte Avrasya Terminal İşletmeleri, Metro Turizm ve MEPET de var. Yani otobüsçüleri çatısı altında buluşturan TOFED’in çalışmasını sağlayan firmalar bunlar. Onlara sektörüm adına teşekkür
ediyorum. 

Galip Öztürk ile yıllardır gerek yüz yüze gerekse gazeteler aracılığıyla sürekli atışırız. Doğruya doğru, eğriye eğri dediğimiz için, zülfüyâra dokunsa da, Galip Başkan bizi sever, sayar. Biz de kendisini, yaptıkları, hedefleri ve projelendirdikleri ile hep en önde tutar, sevgiyle saygıyla anarız. 

Galip Başkan’a söylemişimdir; Yunus Emre, “mal sahibi, mülk sahibi / hani bunun ilk sahibi / Mal da yalan, mülk de yalan / Var git sen de biraz oyalan” diyor. Bunu TOFED açısından ele alırsak her şeyin başı otobüsçülerdir. Otobüsçü olmazsa ne otogarın bir anlamı kalır ne de federasyonun. Yani, bu işin başı da sonu da aynı yeri işaret ediyor: Otobüsçüyü.

1994 yılında açılan Büyük İstanbul Otogarı, adındaki ‘büyük’ü attı ama hala sektörün can damarı, İstanbullunun da ulaşım merkezi konumunda. Rahmetli Cemal Ulusoy, Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan ile 25 yıllığına ‘yap-işlet-devret’ metoduyla yapmıştı bu otogarı. Hepimiz desteklemiştik, itirazları olanlar da geçen bu süre içinde itirazlarını geri çekti. Şimdi, 25 yılın 20’si geçti… Kala kala 5 yıl var önümüzde, o da göz açıp kapayıncaya kadar geçer. 

Umuyorum ve bekliyorum ki İstanbul Otogarı’nın durumu ele alınır bu kongrede. Diyeceksiniz ki; ne alakası var! Doğrudan yok; yok ama otogar olmadan yolcu taşımacılığı hizmeti verilebilir mi? 
Yoksa Galip Başkan ve arkadaşları Alibeyköy Terminali gibi yeni, işlevsel ve otobüsçü odaklı yeni bir terminal mi planlıyor? Öyleyse bir an evvel harekete geçmek gerekir; değilse, 5 yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Bir ‘B’ planı var mı? Arka plan düşünülüyor mu?
Yeni bir otogar yapılması hem ülkemizin ekonomik durumu hem de ulaşım altyapısı itibariyle karayolu yolcu taşımacılığı sektörünün işine gelmez. 

Felaket tellallığı değil, sadece önceden haber verip olacaklara karşı gardımız almak düşüncesi bu. Galip Başkan bilir, bizim sektörün dışında bir şey düşünmeyeceğimizi.

Hamiş: Mevlüt Hoca, geçtiğimiz hafta beni de konu edinen bir yazı yazmış, teşekkür ediyorum. ‘Hoca’ olduğu için hem nalına, hem mıhına vurmuş. Kimi yerde övmüş, kimi yerde yermiş. Onun da dediği gibi biz birbirimizi severiz. Konu karayolu taşımacılığı sektörü ve otobüsçüyse gerisi teferruattır. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159