09.04.2013, 11:35

İzmit Körfez Köprüsü ve İzmir Otoyolu

Geçen haftaki yazımda doğrudan veya dolaylı ulaştırmayla ilgili olmayan konuların ne kadar önemli olursa olsun, gazetemize girmeyeceğini, buna karşılık ulaştırma konularının mutlaka gazetemizde yer alacağını yazmıştım. Tabii, gazeteye girme, konunun önemine ve gazetenin yer imkanlarına bağlı. 

Geçen hafta çok önemli gördüğüm Eskişehir-Konya hızlı demiryolu hattının açılışıyla konuya girmiştim. Tabii, ben köşe yazısı yazdığım için esas olarak haberi değil, bunun ötesini yazmaya çalıştım. 

Bu haftanın en önemli konusu da bana göre, İzmit Körfez Geçiş Köprüsü. Bazıları diyebilir ki önemli bulduğunuz bu konuları niye manşet yapmıyorsunuz? Bunun nedeni güncellik. Bu yazı yayımlandığında Körfez Köprüsü ile ilgili haberin üzerinden bir hafta geçmiş olacak. Tabii, bu haber, gazetelerde anında yerini aldı. Biz ise şimdi üzerinden zaman geçen bu haberi özet olarak verip düşüncelerimizi paylaşmaya çalışacağız. 

Önce haber

Başbakan Erdoğan, UDH Bakanı Yıldırım ile beraber İstanbul-İzmir Otoyolu ve bu kapsamdaki en önemli yapı olan İzmit Körfez Köprüsü çalışmalarını havadan izleyip bilgi aldı. Köprü ayaklarının da temelini attı. İşte, temel atma törenlerine pek katılmayan ama bu projeye ayrıcalık tanıyan Başbakan’ın en önemli sözleri: “Yol medeniyettir. Bursa’ya kadar olan ve İzmir’in ilk 50 km.lik etabının 2015’te bitirme sözü aldım. 2016 yılı sonuna kadar da artık bu işin tamamını bitirmekte kararlıyız. Dilovası-Hersek arasındaki köprümüzü de süratle bitirip 6 dakikada (halen 1,5 saat) Hersek Burnundan Dilovası’na geçeceğiz.”

Bakan Yıldırım’ın önemli sözleri de şunlar: “Büyüyen ve kalkınan Türkiye’nin önemli bir projesidir. Bu proje 70’li yıllardan itibaren Türkiye’nin gündeminde olan projedir.”

Hem övgü hem yergi

Ulaştırma yatırımlarıyla ilgili kişisel görüşlerimi zaman zaman yazıyorum. Bunlar içinde eleştiriler de yer alıyor. Örneğin Boğaz demiryolu geçişini çok önemsesem de bunun güzergahını beğenmiyor, hele hele Haydarpaşa ve Sirkeci garlarının adeta kapatılmasını, diğer seferler yanında buralardan da uzak mesafe ve banliyö seferlerinin yapılmamasını eleştiriyorum. Üçüncü Boğaz Köprüsü’nün güzergahını beğenmediğimi; bunun çok daha sonra, gerekirse yapılabilecek 4’üncü köprü olabileceğini; yeni bir köprü için Marmaray ve Karayolu Boğaz Geçiş projelerinin bitmesini ve değerlendirilmesini düşünenlerdenim. 

Henüz başlamayan Çanakkale Boğaz Köprüsünün eleştirdiğim yerinin düzeltilmesinden çok memnun oldum. Bu köprüyü de yapalım, ama ‘acelesi yok’ diyorum. Duble yollar için de, bazı kalite sorunları dışında hep olumlu düşündüm. 

İstanbul-İzmir Otoyolu ve bunun kapsamındaki Körfez Köprüsü için de her yönüyle olumlu düşünüyorum. Çok önemli ve yeri de doğru. Hatta bu köprü için çok geç bile kalındığı inancındayım. Burada yaşanan zaman ve işgücü kayıplarını, diğer zararları düşünürseniz vaktiyle yapılacak bir köprü kendisini çoktan ödemiş olabilirdi. 

Ulaştırma bir sistemdir

İster her biri bağımsız çalışsın isterse birbirine bağlı, uyumlu olsun; denizyolu, demiryolu, havayolu ve karayolu ulaşım sistemlerinin her biri birer bağımsız kapalı sistem olmayıp birbiriyle etkileşimli açık sistemlerdir. Dolayısıyla birinde yanlışıyla doğrusuyla yapılan veya yapılmayan, diğerini de etkiler. Demiryolu ve karayolu alanlarında yapılan büyük yatırımlar da diğer sistemleri mutlaka etkileyecek. Bundan bazıları kârlı, bazıları zararlı çıkacak. 

Demiryolu yatırımları

Ankara-Eskişehir ve Ankara-Konya hızlı trenleri bu güzergahlardaki seyahatleri hızlı ve düzenli hale getirdi. Tercih edilen bu trenler karayolu yolcu taşımacılığına büyük kayıplar verdi. Eskişehir-Konya hattı da böyle olacak. 
Gelecek yıl İstanbul-Eskişehir açıldığında bu hattaki taşımalar da aynı akıbete uğrayacak. Bundan da öte İstanbul-Ankara ve İstanbul-Konya hatları da tamamlanıp hizmete girecek, karayolu kaybedecek. Hatta İstanbul’dan Ankara ve Konya’nın ötesine gidecekler de önce trenle buralara kadar gidip, gerekirse buradan otobüse geçecek. Eklenecek yeni hatlarla bu çözülme sürecek. Tabii, demiryolu işletmesi bu yatırımın geri ödemesini yapabilecek mi, ayrı bir soru. 

İstanbul-İzmir Otoyolu

Bu hat Körfez geçişini kısaltmasıyla dahi yolu kısaltacak. Buna otoyolun güzergah ve hız avantajları da eklenecek. Bu iyileşmeyle karayolu seyahatleri artsa bile, bu otobüsle mi olacak? Otobüs-özel oto kullanımı nasıl değişecek? Bana göre, artan seyahatten aslan payını özel otomobiller alacak. 

Havayolu ve denizyoluna etki

Hızlı tren hatları İstanbul-Eskişehir hava ulaşımını bitirecek. Belki de İstanbul’dan yeni yapılan Zafer Havaalanına uçuşlar da öyle. İstanbul’dan Ankara ve Konya’ya uçuşlar da hayli azalacak. Keza hız da azalacak. İstanbul-İzmir karayolu seyahat süresi sonrasında bu hattaki havayolu uçuşları da çok azalabilir. Buna tatile gidişte otomobil ihtiyacını da ekleyin. 

Bazılarının hayallerine rağmen denizyolu ulaşımının yolcuda -Marmara’nın kestirme avantajıyla- kestirme olduğunu yazdım. Körfez Köprüsü yapıldığında Marmara’da halen yapılan denizyolu ulaşımları da zarar görecek. Deniz otobüsü kullanımı epey azalacak, feribot kullanımı daha da fazla… Bunun yerine Silivri-Bursa, Tekirdağ-Bandırma benzeri yolcu ve yük hatları gündeme gelebilir. 

Yazılarımı özellikle okuyacaklarını düşündüğüm tarifeli karayolu yolcu taşımacıları pek olumlu bir şey bulamayabilirler. Umut tarifesiz ve kısa mesafe taşımalarda. Yeni hatların yolcu taşımacılığına ayrılmasıyla eski demiryolu hatları yük taşımacılığına bırakılıp karayolu yük taşımalarına zarar da verebilir. İstanbul’dan Ege ve Akdeniz’e denizyoluyla taşıma yapma hayalleri ise neredeyse hepten bitecek. 

Bilmem, benimki fal bakmak mı? ■
Yorumlar (1)
Mehmet Akif Nuray 11 yıl önce
hem "yeniden tasarım" gereği doğuyor hem de" i̇lkten tasarım" gereği beliriyor .
sistem aldığı her etki ile yenileniyor ve de sistemin her elemanı yeniliğe göre durum alıyor .
çok düşündürücü bir yazı , teşekkürler .
alkif nuray
banner117
15
açık
banner159